Uzun yıllar Germencik ilçesinde eczacılık yaptı…

Hastanın derdine deva ilaçları vatandaşın ayağına getirdi…

Şehrin yarısında telefonu vardı…

Siyasetle pek alakası olmadı…

Ta ki bir anlık öfke ile aday olana kadar…

Şimdi ise telefonu bütün ilçe sakinlerinde var…

SİYASET BÖYLELERİNE BIRAKILMAZ
2019 Yerel Seçimleri’nde ipi göğüsleyerek belediye başkanı seçilen Fuat Öndeş ile söyleştik. Aday olma sürecini ise ülkede siyaset yapılış tarzından dem vurarak anlattı…

“Bir belediye başkanı bulunduğu bölgenin ekonomisi, huzuru, sağlığı, konforu ve estetiğinden sorumludur. Bu yola çıktığımda çocuğum bana “mutlu olacak mısın?” sorusunu sormuştu. ‘Olmayacağımı biliyorum ama benimle gurur duymanızı istiyorum’ dedim. Yaptığımız işin sonunda eser bırakmak istiyorum. Siyasette yükselme gibi dertlerim yok. Ben öfke ile belediye başkanı oldum. Siyaset ne için yapılır? Adam olamamışındır ve bir yerlerde görev almaya, sıfata ihtiyacın vardır. Ya sıçrama tahtası yapacaksındır. Ya da eser bırakacaksındır. Ben eser bırakmak istiyorum. Benden önceki yöneticiler oraya buraya sıçrayalım derken memlekete zarar verdiler. Böyle siyaset olmaz ve siyaset böylelerine bırakılmaz. Ben buna öfkelendim, aday oldum ve seçildim. Bugüne kadar ne bir siyaset içinde oldum ne de aktif görevim oldu”

Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile de tam bir uyum içerisinde olduklarını da dile getirmeden geçemiyor…

“Özlem Hanım bizim burada var olma sebebimiz. Seçilme sürecinde de onun teveccühü ile aday oldum. Şu an birçok noktada Büyükşehir belediyemiz ile yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Bir şey talep ettiğimizde de gereğini hemen yerine getiriyor”

YURTDIŞINA GİDEN GENCİMİZ SURİYELİ MUAMELESİ GÖRECEK
Başkan Öndeş’in bir farklı özelliği söyleyeceklerini dolaylamadan dobra dobra söylemesi… Öndeş en çok da ülkedeki gidişattan endişeli…

“Kendi kendisini bitiren bir ülke… Politik olarak itibarımız yok. Memleketin gençleri yurt dışına gitmek istiyor. Bence gidilecek en kötü zaman. Çünkü yurt dışında gencimiz Suriyeli muamelesi görecek. İtibarı gitti ülkenin. Bazen ülke gitmiş, Germencik’i kurtarsan ne olur diye soruyorum kendime. Ümitsiz değilim. Ülkeyi yeniden ayağa kaldırmamız gerekiyor. Bir seferberlik gerek ülkenin düştüğü durumdan kalkması için”

KOOPERATİF VE İNYA’DAN RAHATSIZ OLANLAR VAR
Göreve gelir gelmez süratle kooperatifleşme ve İNYA’nın kuruluş süreci için harekete geçtiklerini belirtiyor Başkan Öndeş. Pandemi koşullarının getirdiği zorluklara karşın İNYA’da çok ciddi bir yol alınsa da birçok kooperatifin birleşmesi ile oluşan GER-KOOP, henüz istenen kapasiteyi yakalayamadıklarının altını çiziyor.

Diğer yandan da İNYA’nın ve GER-KOOP’un kuruluşundan rahatsız olan kurumlar, şahıslar olduğunu da belirten Öndeş, incirde markalaşma konusunda adım atılamamasını da yorumladı…

“İNYA’yı kurduk, bundan çok rahatsız olan insan oldu. Mesela TARİŞ rahatsız oldu. Mağazayı da açtık. Buharkent ile İzmir arasında yol kenarında bir kilo incir satan yer yok. Bir incir markamız dahi yok. İncir bu bölgenin ciddi bir geçim kaynağı. Markalaşma yönünde adımlar atılsa şehrin kaderi değişecek. İstihdam, üretim artacak. Bunu yapması gereken Aydınlı insanlar, yatırımcılar. Yok yapılmıyor. Afyon’a gidiyorsun her taraf lokumcu. Ağaçta yetişmiyor bu, adamlar bir sektör yaratmış. Germencik incirin anavatanı… Aydın’a git, güzelce bir ambalajla alacağın incir satan dükkan var mı? Yok”

“Kooperatif kurduk, yine rahatsız olanlar var. Süt tankları kurduk, çiftçinin sütlerini alacağız. O zaman da çiğ sütün kilosu 1,6 TL… Daha işe girmeden fiyatı 2 TL’ye çıkardılar. Süt alımlarına henüz başlamadık. Sebebi de fiyatlardaki oynaklık… Temkinli davranıyoruz. Bu sene yonca ekimlerimiz oldu arazide… Yem almakta sıkıntı çeken üreticimize yardım ettik. İncir, zeytin, zeytinyağı alıyoruz. Üreticimizle aramızda güven bağı oluştu. Atıl olan arazilerde buğday ektik, hasat yaptık. Tonlarca buğday aldık ve onları değerlendirdik”

“Göreve geldiğimizde arazilerimizde incir, zeytin ağaçlarımızın olduğunu öğrendik. Ne kiraya verilmiş ne olduğu belli değil. Birilerine verilmiş, yarısını bana getirin denilmiş. Düzen böyle devam etmiş. Şu anda 14 ton zeytin topladık. İlk geldiğimizde 5 ton zeytin yağı hasadı aldık. Bunları İNYA’ya aktarıyoruz, paketleniyor ve satılıyor. Bize ait olan araziden çıkan üründen katma değeri yüksek bir marka çıkarmış olduk”

“Trilyonlarla oynayan incir tüccarları var. Topladık hepsini konuştuk. Camdan dışarıya baktığımda gördüğüm şuydu: Arabalarının toplam değeri 10 trilyonun üzerinde… Lüks içinde yaşıyorsunuz, akşama içmeyi, gezmeyi biliyorsunuz. Bir tane markanız, paketlemeniz yok dedim. Toplanalım marka yaratalım diyorum. Germencik’e dair ortak çalışma yapalım dedim. Hareket yok. Örneğin Ortaklar’ın çöp şişi… Patentini aldık. Coğrafi işaretini aldık. Niye birlik olup marka oluşturmuyorsunuz? Neden Köfteci Ramiz olamıyorsunuz?”

BURANIN YERLİSİNİN ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRMEK KADAR ZOR BİR ŞEY YOK!
Kendisinden önce gelen belediye başkanlarının kentin marka değer haline getirmesi konusunda yetersiz kaldığını, şehrin kabuğunu kıramaması sebebiyle bunun vatandaşların birbirleri ile olan ilişkilerine de etki ettiğinden dem vuruyor Başkan Öndeş. 107 yılda şehrin küme düştüğünden bahseden Öndeş, “Çalışıyoruz, insanların şu an genleri ile oynuyoruz” biz diyor…

“Vatandaş nerede yaşadığının farkında değil coğrafya olarak. Havalimanına 30 dakika, Kuşadası’na 30 dakikadayız. Demir yolu, otoyol bağlantılarımız var. Lojistik olarak mükemmel bir yerdeyiz. Ama bakınca buraya gelen yatırımcı bile Malatya’dan geliyor. Buranın yerlisinin alışkanlıklarını değiştirmek kadar zor bir şey yok. Çalışıyoruz. İnsanların şu an genleri ile oynuyoruz biz. Geçmişin alışkanlıkları var vatandaşın üzerinde… 1914’te kurulan bir belediye burası. 107 yıl geçmiş ve geçmişte yapılan taktikler işe yaramamış. Küme düşen bir takımın antrenörünü başarılı dedirtemezsiniz bana… 107 yıldır hala merkezi mahallede yol olmayan yerlerimiz var. Adam 3 dönem başkanlık yapmış, fuzuli yapmış! Ben 3 dönem başkanlık hayatta yapmam. 2 dönem başkanlıkla bitecek bu iş”

VİCDANIM RAHAT
Bürokrasiden ve siyasetten gelmediği için “tribünlere oynama”yı sevmediğinden bahsediyor Öndeş. Göreve gelir gelmez birçok işe imza attıklarını ancak pandemi sebebiyle doğru dürüst açılış dahi yapamadıklarından bahsediyor.

“Çok yaptığımız iş var. Pandemiye denk geldiği için açılış dahi yapamadım. Kavşak, mesir alanları, pazar yerleri, halı sahalar hepsi pandemiye denk geldi. Memlekette çok fazla bina yapmakta marifet değil. Seçimden 9 ay içinde İNYA’yı, bütün kooperatifleri içine alacak biçimde GER-KOOP’u, organik köy pazarları kurduk. Pandemi vurunca öncelik değişti. Bu süre boyunca da çalıştık. Borçlu bir belediye ancak bu kadarını yapabilir. Bu bakımdan vicdanım rahat. Alt yapı, temizlik gibi asli vazifelerimizi zaten yapıyoruz. Ben eczacıyım, eczaneye gelen birisine ilaç verdiğimiz zaman “aa ilaç verdi” mi desin insanlar? Yaptığımız rutin işlerin dışında ekstrem bir şeyler yaparsak başarılı oluruz”

KUR KRİZİ… YENİ YAPILACAK İŞLER DURMAK ZORUNDA KALDI!
Ekonomik krizin belediyeye maliyetinin ağır olduğundan bahseden Öndeş, yapılacak işlerin dahi durduğundan bahsetti…

“Kurlardaki sorunlardan kaynaklı iş yapmakta zorlanıyoruz. Fiyat veremiyoruz. Kapalı Pazar yeri yapacaktık. 4 bin 700 metrekarelik bir arazimiz var. İki dönümü belediyenin geri kalan bölümü vatandaşlara ait… 22 hissedar bize güvenerek başkanım sizle beraberiz dediler. Her şey tamamlandı. Ortaya çıkan rakam projeye başlamadan önceki rakamın 3 misli… Kimse fiyat veremiyor şu anda… Bağlantılar önceden olduğu için çok şanslıyız. Yeni yapılacak işler ise durmak zorunda kaldı şu anda… Kimse fiyat vermiyor”

BİNADA İKİ GELİN VAR ŞU ANDA! ZİRAAT ODASI’NDAN ODA KİRASI ALACAĞIM
Koltuğa oturduğunda ise ilk şoku belediye binasının kendilerine ait olmaması ile yaşadıklarını dile getirdi Öndeş. Kamulaştırma kararı aldıklarını ve hukuki mücadeleler sonrası binayı parayla satın aldıklarını söyleyen Öndeş, belediyenin alt katında bulunan Ziraat Odası’nın kira alacaklarını da belirtti.

“Benden önceki belediye başkanı -aynı zamanda ziraat odası başkanı- binayı yaparken ziraat odasına para aktarıyor. Ama binayı da kendisi –belediye- yapıyor. Sonra kalkıyor ‘ben bu kadar para verdiğim için 15 yıl kiracı olayım’ diyor. Anlaşma yapıyorlar. Biz göreve geldik, belediye binası kiralık. 15 yıl boyunca kiracıyım ve sonrasında da çıkılacak. Göreve gelince ziraat odası başkanı gelip ‘bana bir oda lazım’ dedi. Alt katta ziraat odası var binada iki tane gelin var şu anda. ‘Parayı ben veriyorum, neden buradasın, binayı terk edin’ dedim. En ufak şeyde AK Partili vekilleri aradılar. En sonunda binayı kamulaştırdık ve peşin para ile satın aldık. Şimdi alt katı boşaltıyorlar. İnşaatları sürüyor başka yere taşınacaklar. Şu anda kiracı onlar. Bu süre boyunca da ziraat odasından kira alacağım”

İKİ MÜFETTİŞ DENETİM YAPTI… ‘BU MEMLEKETE FAZLASIN’ DEDİLER!
Başkan Öndeş, geçmiş dönem borçları ile ilgili usulsüzlükler tespit edilse de yaptırım olmamasından şikayetçi… “Kimi kime şikayet ediyorsun?” diyerek süreci özetliyor Başkan Öndeş. Ayrıca İçişleri’nden gelen müfettişlerin dahi kendilerini taktir ettiğini de belirtiyor…

“45 milyonluk borcun 25 milyonluk meblağsı ödendi. Ciddi anlamda bütçe endeksli yatırımlar var. Müfettiş geldi. Geçmiş dönemde müfettiş raporlarında bazı kamu zararları, zimmet durumları çıktı. Bizde yaklaşık 14 dosyayı kendilerine teslim ettik. Kimi kime şikayet edeceksin? AK Partili belediye AK Partili belediyeyi şikayet ediyor. Köşk’te yaşandı. Ne oldu? Hiçbir şey… Sadece kent meydanında yapılan yapı bugünün parası ile 1 milyon TL’ye biter. O günün parası ile 1 milyon TL zarar var. Vicdan sahibi bir insan olarak rahatsız oldum. Müfettiş teftişleri çok sık olmasa da oluyor. İki müfettişimiz geldi, ‘bu memlekete fazlasın, sıfır hatalısın, teşekkür ederiz’ deyip gittiler.

BELEDİYE HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ