İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kenti afetlere dirençli hale getirme hedefi doğrultusunda depremsellik araştırması yapılması ve zemin davranış modelinin çıkartılması için kara ve denizde çalışmalar başlatıldı. Başkan Tunç Soyer, şu ana kadar kentin depremselliğine yönelik sağlıklı verilerin bulunmadığını belirterek, “Bu çalışmalarla İzmir’in depremselliği ile ilgili çok somut ve net bilgilere ulaşacağız. Böylece bu şehrin gelecek yüzyıl içerisinde nasıl yapılaşması gerektiği belirleyeceğiz” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin kenti afetlere dirençli hale getirmek amacıyla depremsellik araştırması ve zemin davranış modelinin çıkartılması için İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, ODTÜ ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile imzaladığı protokol kapsamında çalışmalar başlatıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kenti etkileme riski taşıyan deniz ve karadaki fay hatlarının inceleneceği depremsellik araştırması ile Bayraklı, Bornova ve Konak sınırları içerisindeki yaklaşık 10 bin 802 hektarlık alanın zemin yapısı ile zemin davranış özelliklerinin modellenmesini sağlayacak çalışmayı yerinde inceledi. Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırması ve mikrobölgeleme etüt projesi için denizde ve karada başlatılan uygulamalara katılan Başkan Tunç Soyer, önce Narlıdere’de paleosismolojik araştırma hendeğine girerek Paleosismoloji Koordinatörü Prof. Dr. Erhan Altunel’den bilgi aldı. Çalışmaların heyecan verici olduğunu söyleyen Başkan Soyer, “Bu şehrin geleceğine dair en önemli adımların atıldığı bir andayız. Kentin yüzyılının planlanacağı, o planlamanın sağlam bir zemin üzerine oturacağı bir çalışma olacak. Bu çalışma İzmir için çok önemli bir kilometre taşı” diye konuştu. Erhan Altunel de İzmir il merkezini referans alan 100 kilometre yarıçapındaki bir alanda 40’a yakın fay zonunda inceleme yapacaklarını belirtti.

Binalara güvenlik karnesi verilecek

Başkan Soyer daha sonra Üçkuyular’dan tekneyle Körfez’e açılarak karadan yaklaşık 2.5 kilometre açıkta süren sondaj çalışmalarını inceledi ve Deniz Araştırmaları Koordinatörü Doç. Dr. Ulaş Avşar’dan bilgi aldı. Soyer, “30 Ekim depremi gösterdi ki bu kentin en büyük önceliği, dirençli bir kent haline dönüşmek. Yani bu şehirde yaşayan insanların, güven duygusu içerisinde yaşamaları. Oturdukları apartmanlarda güven içerisinde olmaları. Yaşadıklarımız, en büyük önceliğimizin bu olduğunu ortaya çıkardı. Biz de bu güven duygusunu oluşturabilmek için yapılması gerekenlere kafa yorduk. Bu çalışma kapsamında ilk önce İnşaat Mühendisleri Odası ile yapı envanteri çalışması için protokol imzaladık. Bayraklı’da 33 bin 100 bağımsız birimin deprem güvenliğini ölçmek için yaptığımız çalışma neredeyse tamamlandı. Her birine güvenlik karnesi verebilecek hale geldik ama bundan çok daha büyük bir çalışmayı ODTÜ öncülüğünde 10 üniversitenin katılımıyla ve 84 akademisyenle başlattık. Türkiye’de ilk, dünyada da örneği çok az olan bir çalışma” sözlerine yer verdi.

“İzmir’in depremselliği ile ilgili somut bilgilere ulaşacağız”

İzmir’in depremselliğine ilişkin bütünlüklü bir haritanın daha önce çıkarılmadığını ifade eden Başkan Soyer, ilk kez bu kadar kapsamlı bir çalışma yapıldığını ifade etti. Soyer, şöyle devam etti: “Bu çalışmalarla kentin tsunami ve sismik hareketleri değerlendirilecek diri fayları belirlenecek, bunların en son ne zaman hareketlendiği ölçülecek. Şu ana kadar bu konuda elimizde sağlıklı veri yoktu. İzmir’in depremselliği ile ilgili çok somut ve net bilgilere ulaşacağız. Böylece bu şehrin gelecek yüzyıl içerisinde nasıl yapılaşması gerektiği, nereye doğru yapılaşması gerektiği, yapılaşırken nelere dikkat etmesi gerektiği konularında daha hayati sorulara yanıt verme imkânı bulacağız." İzmir için çok tarihi bir çalışma olduğunu kaydeden Soyer, “Kentin belki de gelecek yüzyılını kurtaracak bir çalışma olacak. Sadece İzmir için değil buradan çıkacak başarılı sonuçların tüm Türkiye’ye, dünyaya örnek bir model olacağını düşünüyorum” dedi.

Faylar haritalandırılacak

İzmir’de 100 kilometre yarıçapında belirlenen alan üzerindeki faylar haritalandırılacak. Karadaki deprem araştırmalarında bütün dünyada kullanılan hendekli paleosismolojik sistem kullanılıyor. Karada fay güzergâhlarında açılacak hendeklerden alınacak örnekler incelendikten sonra, bu fay zonlarına yönelik deprem üretme potansiyelleri ortaya konulacak. Karada Hendekli Paleosismoloji çalışma ekibinde Prof. Dr. Erdin Bozkurt, Prof. Dr. F. Bora Rojay, Prof. Dr. Erhan Altunel, Prof. Dr. Serdar Akyüz, Prof. Dr. Çağlar Yalçıner, Doç. Dr. Taylan Sançar, araştırma görevlileri Taner Tekin, Tolunay Acer, Erbe Nur Atlı yer alıyor.

Denizde sondaj yapılıyor

ODTÜ Deniz Paleosismolojisi Araştırma ekibi tarafından ODTÜ’ye ait sondaj platformu da Körfez’de sondaj çalışmalarına başladı. Çalışmalar kapsamında deniz tabanından analiz yapmak üzere karot alınacak. Böylece sadece depremlerin paleosismolojik etkisi değil paleotsunami ve deniz tabanındaki gevşek malzeme içinde gelişen paleo heyelanlar üzerine değerlendirmeler de yapılabilecek. Deniz Paleosismolojisi çalışma ekibi de Doç. Dr. Ulaş Avşar ile araştırma görevlileri Akın Çil, Hakan Boray Okan, Kaan Onat’tan oluşuyor.

Depreme karşı güvenli kent için

30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem sonrasında Büyükşehir İzmir’i depreme karşı güvenli kent haline getirmek için ve izlenecek yol haritasını oluşturmak amacıyla çeşitli üniversitelerden gelen akademisyenler, afet yönetiminde paydaş kurum ve kuruluşların temsilcileri, ilçe belediyeleri, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 11-13 Mart 2020’de “İzmir Depremi Ortak Akıl Buluşması” düzenledi. Buluşmada risk azaltıcı ve koruyucu tedbirlerin bir an önce alınmasının önemi vurgulanarak kentin depremsellik araştırmasının ivedilikle tamamlanması, zemin yapısının ve davranış özelliklerinin belirlenmesi önerilmişti.