Resmi Gazete’de bugün yayımlanan yönetmelikle zeytin alanlarında madencilik faaliyeti yapılmasının önü açıldı. Zeytinlik sahalarının yok olmasına sebep olabilecek bu karar kamuoyunda da tepkiye sebep oldu.

Kararın yürürlüğe girmesinin ardından yönetmeliğin iptali için Aydın Barosu Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu tarafından dava açıldı. 

Aydın Barosu Çevre ve Kent Hukuk Komisyonu tarafından yapılan açıklama şöyle:

"Bir atasözümüzün dediği gibi;

İncir babadan zeytin dededen kalmadır. Bugünkü şartlarda bile 20 senede yetişebilen zeytin ağacı torunlarımızın bize emanetidir. Bize düşen onu korumaktır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 1 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazetede “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile Maden Yönetmeliğinin 115. Maddesine 4. Fıkra eklenerek Tapuda zeytinlik olarak gösterilen alanlarda elektrik üretim amaçlı madencilik faaliyetlerine izin verilerek zeytinliklerin yok olmasının yolunu açmıştır.

Yönetmeliğe eklenen 4. Fıkra, Zeytin ağacının idamı, zeytincilikle geçinen halkın aç kalması, ülkenin döviz kaybına, zeytinlik arazilerin çoraklaşıp çölleşmesine neden olacaktır. Değişen Fıkra, nereden bakarsanız bakın, maden ve elektrik için doğanın katledilmesine olanak sağlamaktadır. Fıkrayı incelediğimizde:

Ülkenin elektrik ihtiyacı için madencilik faaliyetlerinin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmadığı alanlarda ve madencilik faaliyetinin bitiminde rehabitile edilmek şartıyla izin verileceğini hükme bağlanmıştır.

Bir santimetre tarım toprağının oluşması içiz 100-150 yıl geçmesi gerekir. Maden aranan zeytinlik alanların tekrar tarım alanına döndürülmesi çok zordur. Kentimizde yerinden sökülen ve yeni alanlara dikilen zeytin ağaçlarının tutmadığı, tutanların da verim vermediğinin örneklerini Atça mahallesinde Denizli-İzmir karayolunda, Efeler Girne Mahallesinde Otoban kenarında görmekteyiz. 

Türkiye Cumhuriyeti sosyal ve laik hukuk devletidir. Yönetmelik değişikliği Anayasanın birçok hükmüne aykırı olarak düzenlenmiştir. Anayasanın 11. Maddesinde “Kanunlar Anayasaya Aykırı olamaz” 13. Maddesi Anayasada belirlenen Temel hak ve özgürlükler Anayasada belirlenen sebeplerle ancak kanunla sınırlandırılabilir. 

Anayasanın 35. Maddesine göre mülkiyet hakkı temel hak ve özgürlüklerden olup ancak kanunla sınırlanabilir. Yönetmelikle sınırlanamaz ve ortadan kaldırılamaz.

3573 Sayılı Yasanın 20. Maddesi ve Kanun Yönetmeliğinin 23. Maddesi:“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevî atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır. Zeytincilik sahaları daraltılamaz...

Ayrıca Türk Medeni Kanunun 717. Maddesi “ Taşınmaz mülkiyeti, terkin veya taşınmazın yok olmasıyla sona erer. Kamulaştırma halinde mülkiyetin ne zaman sona ereceği özel kanunla belirlenir.” Hükmünü getirmiştir.

Maden yönetmeliğinde yapılan bu değişiklik maden (kömür) işletmelerinin yanında zeytinlik alanlarda jeotermal kuyu sondajı ve jeotermal santral kurulmasının önünü açmaktadır…

Yönetmelik değişikliği her yönüyle hukuka aykırıdır ve zeytin yetiştirilen bölgeleri felaketi olur. Baromuz, yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması için Danıştay’a dava açmış bulunmaktadır.

Yönetmelik değişikliğinin iptali için hukuki her yolu deneyeceğimizi, dün olduğu gibi bu gün de halkımızın yanında ve onun sesi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz"