Türkiye’nin 4. Yerel Tohum Bankasına sahip olan Denizli Honaz’daki merkezde, 713 çeşit ata tohumu koruma altına alındı. Merkeze bağlı sera ve tarlalarda ata tohumlarından yetiştirilen fideler, çevredeki üreticilere dağıtılarak yerel ürünlerin artırılmasına çalışılıyor.

Günümüzde sebze ve meyvelerin eskisi kadar sağlıklı ve lezzetli olmadığı düşüncesi ve insanların organik ürünlere olan ilgisi; üreticileri de organik tarıma yöneltiyor. Sebzelerin genleriyle oynanması ve ithal hibrit tohumlarla ilgili soru işaretleri de ata tohumlarına ilgiyi her geçen gün artırıyor. Yerel lezzetlerimizin koruma altına alınması düşüncesiyle Türkiye’nin dört yanında yerel tohum bankaları kurulması yönünde çabalar devam ediyor.

Denizli’nin Honaz ilçesinde 2 yıl önce Honaz Belediye Başkanı Yüksel Kepenek’in girişimiyle kurulan merkezde 713 tür yerel sebze ve meyve tohumunun koruma altına alındığı bildirildi. Merkez sorumlusu ve Ziraat Mühendisi Tuğba Çınar, yerel tohum biriktirmeye çevre dağ köylerinden başladıklarını, daha sonra merkezin adının duyulması ile birlikte gerek Denizli’nin tüm köylerinden gerekse yurt içinde farklı illerden merkeze tohum akışı sağlandığını bildirdi.

Ata tohumundan yetiştirilen fideler yerel üreticilere dağıtılıyor

Merkez bünyesinde bir tohum bankası kurulduğunu, ayrıca 700 metrekarelik seralarında ata tohumlarından sezonluk yerel fide yetiştirmeye başladıklarını anlatan Tuğba Çınar, geçen yıl kendi yetiştirdikleri sebzelerden ilk tohumları aldıklarını bildirdi. İthal tohumla yetiştirilen sebze ve meyvelerin hastalıklar için bir temel oluşturduğunu kaydeden Çınar, bu nedenle ata tohumlarıyla yapılan üretimin son derece değerli olduğunu söyledi. Çınar, “Biz burada fideleri yetiştirirken bitkinin dayanıklılığını, bağışıklığını kuvvetli tutmaya çalışıyoruz. Azot, fosfor, potasyum gibi bitkinin neye ihtiyacı varsa kontrollü bir şekilde verdik. Zararlılardan korumak için kimyasal kullanmak yerine odun külü kullandık. Domatesteki tuta kelebeği zararlısı için tuzaklar kurduk. Daha diri, sağlıklı fide yetiştirmeye çalışıyoruz. Geçen yıl yetiştirdiğimiz fidelerin bir bölümünü kendimiz diktik, bir bölümünü ise bizlere tohumluk vermeleri şartıyla çevredeki üreticilere dağıttık. Üreticiler; fidelerimizin çok sağlıklı olduğunu, memnun kaldıklarını söylediler. Bu yıl elimiz daha kuvvetli, seramızda 210 bin yerel sebze fidesi yetiştirdik. Bunun bir kısmını tohumluk olarak ayırırken, büyük çoğunluğunu yine yerel üreticilerimize dağıttık” dedi.

Yerel ürünler dağ köylerinde korunmuş

Bu köylerde üreticinin ilk döken domatesi, biberi toplamayıp dalında bıraktığını, çürümeye başladığında da tohumlarını ayırıp kurutarak bir sonraki yıl için tohumluk olarak ayırdığını belirten Çınar, “Yıllardır dağ köylerinde bu böyle süregelmiş. Dağda teknolojiden uzak izole bir hayat sürmüşler. Ürünleri kendileri için yetiştirmişler, dışarıya satmamışlar. Zaten ithal tohuma, zirai ilaçla ayıracak paraları da yok. Bu nedenle ürünlerini doğal bir şekilde yetiştirmişler. Bu da yerel ürünlerin orijinal haliyle bugünlere gelmesini sağlamış” ifadelerini kullandı.

Tohum takası yapılıyor

2006 yılında çıkarılan Tohumculuk Yasası nedeniyle yerel ata tohumları ve fidelerinin ticari amaçlı alım-satımının yasak olduğunu kaydeden Tuğba Çınar, bu nedenle merkezden fide ve tohum satışı yapmadıklarını söyledi. Tuğba Çınar, Ordu ve Safranbolu belediyelerinden yetkililerin Honaz’a gelerek Honaz Belediyesi merkezde incelemelerde bulunduklarını ve kendilerinden bilgi aldığını sözlerine ekledi.