Söke'de okul müdürlüğü yapan Gürbüz Kamiloğlu, iddiaya göre, 2015 yılında gerçekleştirilen ve 33 vatandaşın hayatını kaybettiği terör saldırısı ile ilgili olarak sosyal medya hesabından saldırıyı kınayan bir paylaşım yaptı.

Paylaşımın üzerinden 7 yıl geçmesinin ardından okul müdürü hakkında idari soruşturma açıldı ve ifadeye çağrıldı. Müfettişler tarafından ifadesi alınan Kamiloğlu'nun okul müdürlüğü görevi sonlandırıldı ve sürgün cezası verildi.

TEZCAN: KATLİAMI KINAMAK SUÇ MU?
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ise konuyu TBMM gündemine taşıdı. Tezcan açıklamasında “Okul Müdürü Gürbüz Kamiloğlu'nu başka okula sürgün ettiler. Soruyorum size: Suruç'ta katliam olmadı mı, gencecik evlatlarımız öldürülmedi mi? Bu katliamı kınamak bir okul müdürüne... Ki kınadıysa o hesabın onun olup olmadığı bile belli değil; buna rağmen, kınamak suç mu? Katliamları kınayanları soruşturacağınız kadar katliamı yapanları soruşturacak vicdan kırıntısı, zerresi vicdanınızda yok mu” ifadelerini kullandı.

BİR TEPKİ DE SENDİKADAN
Eğitim-Sen Aydın Şubesi ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün verdiği karara tepkiliydi. Sendikadan yapılan açıklamada şunlara yer verildi:

"Siyasi iktidarın evde, sokakta, okulda, iş yerinde, kısacası yaşamın bütün alanlarında etkisini hissedilen baskıcı, otoriter ve anti demokratik politikaları, “hukuk” ve “adalet” kavramlarının içini tamamen boşaltan uygulamaları giderek artmaktadır. İktidar, baskıcı uygulamalarına karşı demokratik tepkilerini gösteren, düşüncelerini açıklayarak sesini yükseltenlere karşı büyük bir tahammülsüzlük ve düşmanlık içindedir.

Aydın, geçmişte eğitim alanında başarılı bir il olarak kendini kanıtlamış ve başarı çizgisini sürekli olarak artırarak devam ettiren bir il konumundaydı.

AKP’nin iktidara gelmesi ile birlikte işler tam tersi bir durum seyretmeye başladı. Buna birçok neden sayabilir. Ancak en önemli neden liyakatsız kişilerin iş başına getirilmesidir.

AKP’nin iktidarı ile birlikte idareci atamalarından en alt kadrolara kadar beraber yol yürüdükleri, iktidar ortağı olanlarla, kurumları ele geçirmek için birlikte komplo kurma hesaplarını yapıp ve komplo süreçlerinin düğmesine birlikte basmışlardır. Bu yol ve yöntemlerle çoğu kişi ve kurumlar devre dışı bırakılmıştır. Boşalan buralara liyakatsız kişilerle ve yandaşlarla doldurdular. Zaman içerisinde kendilerinden olmayanlara karşı adeta cadı avını başlatarak tek tek kurumlardan ve bulundukları görevlerden uzaklaştırdılar. Komplo yöntemleri ile kişileri kurumlardan ve görevlerinden uzaklaştırmak her iki ortağın hoşuna gitmiştir. Ortaklığın bozulması sonrası da mevcut iktidar aynı yöntemi uygulaya devam etmiştir.

Mevcut iktidar ve birlikte yol yürüdüğü ortağı, iktidara gelir gelmez ilk cadı avına Eğitim Sen’li üyelere dönük başlatmışlardır. Bu cadı avı, iki iktidar ortağının kendi aralarındaki taht kavgasına girmelerine kadar devam etmiştir. Mevcut iktidar, bu yol ve yöntemi sevmiş olmalı ki devam ettiriyor.

AKP iktidarının gücünü arkalarına alarak belli mevkilerde bulunan, görev ve sorumluluk sınırları kanunlarla çizilmiş olan belli kişiler, kraldan çok kralcı edasıyla, haktan, hukuktan ve adaletten uzak bu kötü yönetim şeklini kamu emekçilerine uygulamaktan geri durmuyorlar.

Buradan yetkilerini ve sınırlarını aşan yetkililere seslenmek istiyoruz. Gittiğiniz yol yol değildir. Gittiğiniz yolda hukuk, kanun ve en önemlisi ADALET yoktur. İftiralarla, komplolarla, talimatlarla ve tetikçiler eliyle, asılsız ve gerçek dışı bir şekilde hazırladığınız soruşturma dosyaları ile Eğitim Sen’li üyeleri sindireceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bunun örnekleri mevcuttur. 29 Aralıkta bir günlük iş bırakma eyleminde AKP ve diğer ortağı bizlere dönük tetikçi ve talimatlar vererek görevlendirilen eğitim müfettişlerinin asılsız, iftira ve zorlamalar sonucu hazırladıkları raporlar kendi ellerinde patladı. Talimatı verenlerin ve raporları hazırlayanların çoğu 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında soluğu cezaevlerinde almışlardır.

Buradan sizlerin aracılığı ile tekrar tekrar Aydın Valiliğine ve Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğüne seslenmek istiyoruz! Haktan, hukuktan ve adaletten uzak işlere imza atmayınız. Komplo içeren, iftira, asılsız ve uyduruk bir soruşturma yürüterek ve talimatlarla jet hızıyla hazırlatılan bir raporla Söke İlçesinde üyemiz ve aynı zamanda Okul Müdürü olan Gürbüz KAMİLOĞLU hakkında ileri sürülen ve tümüyle iftiralardan ve komplo sonucu ve yukarıda belirtiğimiz gibi aynı yol ve yöntemlerin tekrarı ile görevlendirilen Eğitim Müfettişlerinin hazırlamış olduğu soruşturma dosyası ile görevinden alınıp, Koçarlı İlçesi Yeniköy Ortaokuluna öğretmen olarak sürgüne gönderilmesini asla kabul etmiyoruz. Üyemiz ve okul müdürümüz Gürbüz KAMİLOĞLU ile ilgili bu usulsüz, hukuksuz, kanuna aykırı ve talimatlarla bu işleme ve bu işlemin raporunu hazırlayanlar hakkında her türlü hukuki yollara başvuracağımızı belirtmek istiyoruz. İddia edilen ve soruşturma konusu olarak ileri sürülen konu ile ilgili yetkililere bir soru sormak istiyoruz. IŞID’in bir terör örgütü olup olmadığını ve yapılanın katliam olup olmadığının cevabını versinler. Suruç’ta katledilen 33 gencimiz IŞID tarafından katledildiğine dair emniyet raporları ve kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmaktadır. Suruç’ta olan, bizlere göre katliamdır. Katliama, katliam demek suç ise bunun açıklamasını da yetkililerin bize yapmaları gerekmektedir. Bundan dolayı üyemize ve okul müdürümüz Gürbüz KAMİLOĞLU’ na uygulanan sürgün ve okul müdürlüğü görevinden alınma işleminin derhal iptal edilmesini ve bulunduğu okulda görevine devam etmesini talep ediyoruz.

Sizlerin komploları Eğitim Sen güneşinin önüne geçemez! Eğitim Sen Güneşi aydınlatmaya devam edecektir"