Gıda, tarım ve hayvancılık alanında üretim kalitesini artırmak, nitelikli üretici yetiştirmek ve sektör içinde kadın istihdamını artırmak için özel projelere imza atan Türkiye Tarım Hayvancılık ve Arıcılık Federasyonu, sağlıklı gıda üretimini artırmak için desteklemelere dikkat çekti. İlk adımın üreticiyi bilinçlendirmek olduğunu anlatan Genel Başkan Mustafa Sarıoğlu, “ Bilinçli üretim, güçlü üretici ülkemizin geleceği için şart. Üretimin vazgeçilmezi kadınları her zaman destekleyeceğiz. Köylerden ikişer kadın kardeşimizi, arıcılık, büyük ve küçükbaş hayvancılık yapması için destekleme projelerimiz var. TAHAP olarak, susuz köylere su kuyusu kazdırdı, kazdırmaya devam ediyor. Aydın’ın Yenipazar ilçesi Eğirdere’de Yörük köyüne su kuyusu kazdıracağız. Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğunu söylemiştik. Kapalı sistem sulama sistemine geçilerek, yer altı barajlarının yapılması gerekiyor” dedi.

“Tarım, gıda, tabiat üniversitesi kurulmalı”

Yakın zamanda ülkelerin gücünün gıda üretimi ile belirleneceğini belirten TAHAP Genel Başkanı Sarıoğlu, yeni bir üniversite önerisinde bulundu. Eğitim öğretim yılının 4 yıldan 5 yıla çıkartılması gerektiğini de savunan Sarıoğlu şöyle konuştu; “ Dünyanın en güçlü ordusuna silah teknolojisine sayı olarak sahip olabilirsiniz ama sizin sağlıklı gıdanız yoksa siz yok olmak zorundasınız. Dünya insanlık tarihine baktığınızda çok eskiden kronolojik olarak çok geriden gelirsek savaşarak toprak elde etme yoluna gidip üretimi hazır ettiği yerlerde elde ettiği fethettiği ülkelerdeki üretimi tüketme yoluna gittiğinde tüketim toplumu olunagelmiştir .

Türkiye’de gıda, ziraat ve mühendislik fakültelerinin eğitim süresi 4 yıldan 5 yıla çıkarılmalı. 1. Yıldan itibaren buralarda branş dersler hariç diğer dersler müfredattan çıkarılmalı bunun yerine bir gün ana branş dersleri, bir gün laboratuar çalışması haftanın 4 günü köylülerimizle birlikte bu çocuklarımız buluşturulmalıdır. Ziraat mühendisleri, veterinerlerimiz, gıda mühendislerimiz köylülerimizle buluşturulmalı ve haftada bir gün de tatil yapmalıdır. Ben inanıyorum ki hiçbir üreten yürek, hiçbir Türk köylüsü, kendisine yapmış olduğu eğitim dalıyla ilgili alaylı ve bilim olarak bir araya getirmek için gelen bir evladını, açık bırakmaz, aç bırakmaz. Yakın gelecekte en büyük tehlike çevre ve ekonomiye dayalı gıda terörüdür. Ülkemizde, cennet vatanımızda gıda terörüne, raf terörüne, kimyasal zehirler terörüne hayır diyoruz. Dolayısıyla tarım gıda tabiat üniversitesi kurulmasıyla birlikte orada bizim devletimizin bir yerlerinde, milli tohumlarla ilgili çalışma yapılıyor ve bu çalışmalar artırılmalıdır. Hedef, yeni nesli ve kadınlarımızı üretime dahil etmek”