Bartın Amasra'da, Amasra Taşkömürü İşletme Müessesinde -300 kotunda patlama meydana geldi. Bartın Valiliği, “Amasra Taşkömürü İşletme Müessesinde saat 18.15 sularında -300 kotunda bir patlama meydana gelmiştir. Olay yerine tüm ekiplerimiz seferber edilerek gerekli çalışmalar başlanmıştır” açıklamasını yaptı.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ise sosyal medyadan yaptığı açıklama şöyle:

“Geçmiş olsun Amasra! Amasra Taşkömürü İşletmesinde "henüz belli olmayan bir nedenle patlama meydana gelmiştir. Kütahya, Eskişehir, Zonguldak ve Karabük İl AFAD Müdürleri ile AFAD Sakarya Arama Kurtarma Birlik Müdürlüğü bölgeye yönlendirilmiştir. Gelişmeleri takip ediyoruz.”

41 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ

Patlamanın ardından arama kurtarma çalışmaları başlatıldı. 110 işçinin içeride bulunduğu madende bazı çalışanlar kendi imkanlarıyla kurtulurken 11 işçi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. 

Faciayla ilgili son bilgileri ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu duyurdu. Soylu, "40 işçi hayatını kaybetti.11 işçi yaralı olarak hastanesine kaldırıldı. 110 madencinin içeride bulunduğu madende kurtarma çalışmaları sürüyor" dedi. 

ERDOĞAN'DAN 'KADER' AÇIKLAMASI

Olay yerine giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise ölü sayısının arttığını belirtti. 41 kişinin hayatını kaybettiğini duyuran Erdoğan, "Kader planına inandığımız için bunun dünü, bugünü, yarını olmayacaktır. Bunlar her zaman olacaktır" diye konuştu.

EMNİYYETTEN AÇIKLAMA

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasına ilişkin paylaşımlarda bulunan 12 kişi hakkında “halkı kin, nefret ve düşmanlığa alenen tahrik ve provokatif paylaşımlarda bulunduğu” iddiasıyla adli işlem başlatıldığını açıkladı.

“BİZ ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK"

Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasından sağ kurtulan ve 24 saattir bölgede arkadaşlarını kurtarmak için çalışmalara katılan madenciler Aydın Kalaycı ve Celal Kara, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Madenden arkadaşlarını kurtaran Kalaycı, şöyle konuştu:

“Dünya kapkara karardı. Sonra iki defa girdim, en son saat 5’te girdim arkadaşları almak için. Onları da aldık zaten Allah’a şükür kimsemiz kalmadı. Şehitlerimiz var. Çok çok kötü bir durum. Yani biz 14 yıldır burada ekmek yiyoruz, madenlerde çalışıyoruz. İlk kez başımıza böyle bir durum geldi. -300 kotunda biz 14 kişi falandık. Yani, oradan tek ben çıkabildim. Çok üzgünüm. Ne diyebilirim ki? Hep beraber yaşıyorduk, yani aileden öteydik. Birbirimize canımızı emanet ediyoruz. İlk kez böyle bir şey yaşandı. 14 yıldır burada çalışıyorum ben. İlk defa. Bizim ocaklarımız 7/24 izleniyor dışarıdan. Teknikerlerimiz, mühendislerimiz sürekli izliyor dışarıdan. Toz duman oldu. Öyle bir duman hayatımda görmedim ben. Lambayla önümü göremiyordum.”

“KİMSEYİ BIRAKMADIK”

Arkadaşlarının tamamını çıkardıklarını belirten madenci Celal Kara, şunları söyledi:

“Cephede mücadele ettik. Biz elimizden geleni yaptık. Geri kalan arkadaşlarımızı, kimseyi bırakmadık. 24 saatten beri buradayız. En son görevimizi yaptık yani. En son 13 kişi, 14 kişi mi ne kalmıştı. Onları da gece 2’de tekrar indik biz. Artık onların da şu an hepsini aldık. Ocakta kimsemiz kalmadı.”

İŞÇİ ANNESİ FERYAT ETTİ

Bartın Amasra ilçesindeki maden ocağında yaşanan facianın ardından arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Göçük altında kalan maden işçisi Mehmet Bulut’un annesi Nebile Bulut, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Bulut, sorulara şu yanıtları verdi:

“Oğlum iki senedir madencilik yapıyor. Amasya itfaiyesindeydi. 30 yaşındaydı… Oğlum saklandı da bir kenardan çıkacak, diye bekliyorum ama böyle olmasa ne yaparım bilmiyorum şu anda. Bağırıyorum bağırıyorum. Sesi çıkmadı bir yerden. Bilmiyorum. 1 ay sonra bir yaşına girecek çocuğu var. Doğum günü yerini ayarlamıştı, doğum gününü yapacaktı. Oğlumun sesini dün sabah 10’dan beridir duymadım. İşten gelse ara, işe gitsin ara. Canı sıkılırsa arardı görüntülü… Ne yapacağız bilmiyorum. Oğlum duy sesimi yavrum. Yavrum evlat acısı yaşatma bana. Yavrum dayanamam.

“EŞİ VE ÇOCUKLARI DA BURADAYDILAR. BARTIN’A HASTANEYE GİTTİLER ONLAR DA”

Eşi ve çocukları da buradaydılar. Bartın’a hastaneye gittiler onlar da. 1 yaşında kızı var, o da orada. Daha yeni evlendi, çok olmadı evleneli. İşiyle düğünü bir oldu işte. Yavrum, Amasra İtfaiyesi’ndeydin. Çabuk emekli olurum, dedin. Benim yavruma babası bakardı, girmeseydi ocaklara. Bu kadar zor olduğunu bilseydim, girmeseydin. Gülüm anam, canım anam derdi görünce. Gelip öper, severdi. Allah’ım dayanamam.”

“TELEFONUNU ÇALDIRIYORUM, ÇIKTI MI ÇIKMADI MI DİYE. AMA ÇALMIYOR. ÇALDIĞI ZAMAN SEVİNİYORSUN. ÖYLE İÇİMDE BİR KORKU MU VARMIŞ, NE VARMIŞ HİÇ BİLMİYORUM”

Nebile Bulut, “Size madendeki çalışma koşullarından bahsetti mi?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:

“Çok memnundu. Arkadaşlarından, işinden çok memnundu. O kadar memnundu ki. Ama son zamanlarda 4 vardiyasında, akşam saat 10 oluyor. Telefonunu çaldırıyorum, çıktı mı çıkmadı mı diye bir kez çaldırıp bırakıyorum. Ama çalmıyor. Çaldığı zaman seviniyorsun. Öyle içimde bir korku mu varmış, ne varmış hiç bilmiyorum. Öyle oldu işte. Eve geldiği zaman da hep arardı, çocuğunu gösterirdi. Sabah yerinden kalkar arardı, işe giderken arardı.”

Bulut, şunları söyledi:

“Çocuğuna hep ‘aşkım’ derdi. Çok severdi. Anne, yerinde yatmıyor hep yanımıza alıyoruz. Ortamıza koyuyoruz, derdi. Yavrum zaten 30 yaşındaydı. Ne yaparım bilmiyorum, nasıl edeceğiz bilmiyorum. Bir yerlerden çıkar mı ki diyorsun ama zor herhalde. Herkes bir şey diyor. O arkadaşlarıyla kaldı işte, onlar da yanındalar.”