İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Afyonkarahisar’ın ilçelerinde esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinledi. Esnaf zamlardan ve Bağ-Kur primlerinden şikayet etti. Çay ilçesinde kaynakçılık yaptığını söyleyen bir esnaf, "Pandemi mandemi var' dediler, anamızı ağlattılar. Bir de bize vermediler, biz emekliyiz ya. Ben ödüyorum vergimi her şeyimi ödüyorum, ama bize yok" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Afyonkarahisar’ın Emirdağ ve Çay ilçelerinde esnafın sorunlarını dinledi. Akşener, Bolvadin İlçesi’nde de çay bahçesinde vatandaşlarla sohbet etti, ardından toplanan kalabalığa seslendi.

ŞEHİT BABASININ ELİNİ ÖPTÜ

Akşener'in, 2005'te Bingöl'de askerdeyken oğlu şehit düşen babanın ellerini öpmesi de dikkat çekti. Şehit babası Akşener'e "Şehit babasına neden bu parayı veriyorsunuz diye sor" diye seslenerek ödenen maaşın yetersizliğinden yakındı. Şehit babası, "Bu yamyamlar ülkeyi parsellemişler" dedi.

"PAKDEMİRLİ BAKANIMIZ GELSİN KENDİSİ EŞELESİN TOPRAĞI"

Bir kadın da "Pakdemirli bakanımız 'gençler toprağı eşelesin eksin' diyor. Kendisi hiç toprağı eşeleyerek bir şeyler ekmiş mi?" diyerek Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'yi eleştirdi. Kadın, "Gelsin karısı çocuğu, villalarda şatoda yaşayacaklarına, zırhlı arabalarla gezeceklerine gelsinler onlar toprağı eşelesinler" diye konuştu.  

“ESKİDEN ADAM, ‘ANTRİKOT, KUŞBAŞI, KIYMA VE SUCUK VER’ DERDİ. ŞİMDİ YARIM KİLO”

Emirdağlı esnaf ve Akşener arasındaki diyaloglar şöyle:

“Akşener: Sabit müşteriler vardır. Kasap dükkanı olduğunuz için. Bu insanların haftada bir, bir kilo et alanı, şu anda ne alıyor?

Kasap: Yarım kilo, en fazla 750 gram, daha fazlası yok.

Akşener: Bu nasıl bir şey? Asgari ücretle çalışan, çocuğu olanlar gelip sizden ne kadar et alıyor?

Kasap: Ayda bir iki kilo alanlar oluyor. Eskiden, adam geldiğinde ‘Antrikot ver, kuşbaşı ver, kıyma ve sucuk ver her şey ver’ derdi. Şimdi yarım kilo ondan yarım kilo bundan, yetiyor. Bu yani.”

"BİZ ÜÇ BİN LİRA DEĞİL, BİZE SÜREKLİ DEVAMLILIK LAZIM"

“Akşener: Neler yapılmalı? 

Berber: Bize şu anda normal, para lazım değil. Bize olması gereken, bir Bağ-Kur primi yatırdık 800 lira. Bu prim, 1055 lira oldu. Bu şekilde yardımcı olmak varken pandemide Bağ-Kur primimiz artmaması gerekirdi. Biz üç bin lira değil, bize sürekli devamlılık lazım.

Akşener: Anladım. Bağ-Kur primlerinizin ertelenmesini mi istiyorsunuz?

Berber: Zam gelmemesi lazım.

Akşener: Kredi borcunuz var mı?

Berber: Kredi borcum yok.

Akşener: Bu açıklanan paketlerden aldınız mı?

Berber: Almadım.”

"İKİ SENE ÖNCESİNE KADAR ALDIĞIMIZ 60 BİN LİRALIK ARABAYI, ŞİMDİ 160 BİN LİRAYA ALIYORUZ"

“Akşener: Pandemiyle ilgili bazı paketler açıklandı. Onlardan aldınız mı hiç?

Araç kiralayan esnaf: Faydalanmadık.

Akşener: Kredi borcun var mı?

Araç kiralayan esnaf: Kredim var.

Akşener: Bağ-Kur primini ödeyebiliyor musun?

Araç kiralayan esnaf: Maalesef ödeyemiyorum.

Akşener: Elektrik parasından şikayet ediyor esnaf.

Araç kiralayan esnaf: Zamlardan hepimiz şikayetçiyiz

Akşener: Müşterinin alım gücünün çok düşmesinden şikayetçi esnaf.

Araç kiralayan esnaf: Biz iki sene öncesine kadar aldığımız 60 bin liralık arabayı, şimdi 160 bin liraya alıyoruz ki nasıl alacağız. Her şey dövize bağlı.”  

“PANDEMİ VAR DEDİLER ANAMIZI AĞLATTILAR”

Çay ilçesi esnafı ve Akşener arasındaki diyaloglar da şöyle oldu:

“Akşener: Ne iş yapıyorsun?

Kaynak ustası: Kaynakçıyım, demir dükkanım var.

Akşener: İşler nasıl?

Kaynak ustası: İşler ne biliyor musun? 'Pandemi mandemi var' dediler, anamızı ağlattılar, bitti. Bir de bize vermediler, biz emekliyiz ya. Ben de ödüyorum vergimi her şeyimi ödüyorum, ama bize yok.”

“BU KADIN DELİ Mİ, PARTİSİNE OY İSTEMEDEN, PROPAGANDASI YAPMADAN NİYE GEZİYOR?”

Akşener, toplanan halka da şu sözlerle seslendi:

“İlçe ilçe esnaf geziyorum. Dükkandan içeri girdiğimde, iktidarı yermiyorum, kendi partimi övmüyorum. Propaganda yapmıyorum. Sadece o esnafın, orada çalışan insanların derdini dinliyorum. Önerilerini dinliyorum. Dertleri alıp, çarşamba günü grup toplantısında kamuoyuna mal ediyorum. O dükkanlarda rastladığım çiftçilerle, kadınlarla, çocuklarla, gençlerle konuşuyorum. Onların dertlerini alıyorum, kamuoyunu mal ediyorum. Gözlerin sizlere dönmesini sağlamaya çalışıyorum.

Şu soruyu sormalısınız, ‘bu kadın deli mi, partisine oy istemeden, propagandası yapmadan, kendine dair bir cümle sarf etmeden niye geziyor?’ Niye geziyorum, biliyor musunuz? Unutuldunuz kardeşim, unutuldunuz. Siyaset tarafından unutuldunuz.

Seçim zamanı geldiğinde kime isterseniz oy vereceksiniz, o başka. Ama bugün kalplerinizi açarak dinleyin. Bu meydana gelip, ‘şu şucudur, bu bucudur’ konuşma yapanları dinlemeyin. Bunu ben yapıyorsam, dinlemeyin. Benim arkadaşlarım yapıyorsa, dinlemeyin. Bu meydana gelip, sizin oylarınızı alabilmek için, size hizmetten, size siyasetin ahlakından bahsedip, bu konuda söz verenleri dinleyin. İkna olursanız, oy verin; ikna olmazsanız oy vermeyebilirsiniz.

3600 SÖZÜ MÜ VERİLDİ? KİM YERİNE GETİRMİYORSA, OY VERMEYECEKSİNİZ”

20 Aralık 2020, pandemi yoktu. Esnaf bana ne diyordu, biliyor musunuz: ‘Elektrik parası çok geliyor. Doğalgaz çok pahalı.’ Besici diyordu ki, ‘yem fiyatları çok pahalı.’ Çiftçi diyordu ki, ‘Ukrayna’dan buğday geliyor.’ Üstüne pandemi geldi. Pandemi ile ilgili olarak geçmeye devam ettim. Yapmaya çalıştığım şey, gerçeği konuşturmak. Niye siz, seçmenler, bu millet veli nimet olmaktan çıktınız. Siyasetçi için veli nimet, seçmendir. 3600 ek gösterge için söz mü verildi? Kim yerine getirmiyorsa, oy vermeyeceksiniz.”

 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

2. VİDEO: AKŞENİR'İN ŞEHİT BABASININ ELİNİ ÖPMESİ (1.47)

2. VİDEO: KADININ TARIM PABAKINI ELEŞTİRMESİ (4.13)