MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anayasa Mahkemesi’nin, HDP'nin kapatılması talebiyle hazırlanan iddianameyi eksiklikler nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade etmesini, "Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır" sözleriyle eleştirdi.

HDP'nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianamenin Anayasa Mahkemesi tarafından eksiklikler nedeniyle bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iade edilmesi üzerine Bahçeli yazılı açıklama yaptı. 

Anayasa Mahkemesi'nin "usul eksiklikleri" nedeniyle iade kararını "zaman kazanma" olarak nitelendiren Bahçeli, "Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar şühedaya nasıl anlatılacak, milli beka ve milli güvenlik mülahazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır" dedi. 

Bahçeli, beklentilerinin başsavcılık tarafından iddianamenin yeniden düzenlenip tekrar HDP'nin kapatılması istemiyle dava açılması olduğunu ifade ederken, "Süreç kesinlikle uzamamalı, yeni bir hukuk cinayetine fırsat verilmemelidir. MHP gelişmeleri yakından takip edecek, hukuk kılıfı altına saklanmak isteyen, iç ve dış işgal cephesi marifetiyle korumaya alınan bölücülerle, teröristlerle, damgalı hainlerle sonuna kadar mücadele edecektir" dedi. 

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

USUL EKSİLİKLERİ BAHANESİYLE ZAMAN KAZANMIŞTIR: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Mart 2021 tarihinde, HDP’nin kapatılma istemiyle hazırlanıp Anayasa Mahkemesi’ne sunulan iddianame usul eksikleri gerekçe gösterilerek anılan Başsavcılığa iade edilmiştir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’nın ilgili maddeleri uyarınca hakkında temelli kapatılma talebi yapılan HDP, bu aşamada usul eksiklikleri bahanesiyle zaman kazanmıştır.

AYM, DUYARSIZ, İLGİSİZ VE AÇIK ARA MESAFELİDİR: Anayasa Mahkemesi’nce görevlendirilen bir röportörün kısa süre içinde ekler hariç 608 sayfadan oluşan ve 687 faili bulunan dava dosyasının ana muhtevasını nasıl ve hangi ahlaki, fikri ve hukuki müktesebatla incelediği muhakkak tartışılarak üzerinde durulması gereken bir muammadır. Anlaşılan odur ki, Türkiye’nin terör ve bölücülükle mücadelesine Anayasa Mahkemesi duyarsız, ilgisiz ve açık ara mesafelidir.

AYM'NİN DE KAPANMASI ARTIK ERTELENEMEZ BİR HEDEF OLMALI: Bahsi ileri sürülen eksikler veya usulü etkileyen açmazlar şühedaya nasıl anlatılacak, milli beka ve milli güvenlik mülahazalarıyla nasıl bağdaşacaktır? Anayasa Mahkemesi hukukun üstünlüğünden mi yanadır, yoksa bölücülüğün mü şakşakçısıdır? Dağda elde edilen başarıların TBMM’de kaybına tahammülümüz asla olamayacaktır. HDP’nin kapatılması kadar Anayasa Mahkemesi’nin de kapanması artık ertelenemez bir hedef olmalıdır.

AYM'NİN İADE KARARI MİLLİ VİCDANDA HÜKÜMSÜZDÜR: Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin iade kararı milli vicdanda hükümsüzdür, Türkiye’nin var oluş haklarına sadece usul açısından değil, esastan da ileri düzeyde zarar vermiştir. HDP, bir suç örgütü, bir terör maşası, organize bölücülük markasıdır. Hiçbir usul kaidesi bu gerçeği değiştiremeyecektir. Anayasa Mahkemesi’nin, hazırlanan iddianameyi kabul ve tasdik etmesi için dosya içinde silahlı ve bombalı teröristleri görmesi mi lazımdır?

KESİNLİKLE UZAMAMALI: Beklentimiz, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, iddianameyi yeni baştan düzenleyip tekraren HDP’yi kapatma davasını açmasıdır. Süreç kesinlikle uzamamalı, yeni bir hukuk cinayetine fırsat verilmemelidir. MHP gelişmeleri yakından takip edecek, hukuk kılıfı altına saklanmak isteyen, iç ve dış işgal cephesi marifetiyle korumaya alınan bölücülerle, teröristlerle, damgalı hainlerle sonuna kadar mücadele edecektir. Bu mücadele esasen bir hukuk, bir adalet, bir tarih, bir millet hakkının savunma onurudur.