Haber: OKTAY YILDIRIM - Kamera: ADEM KARABAYIR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) Haliç Tersanesi’nde ürettiği deniz taksileri, bu ay sonunda hizmete girecek. Yeni nesil ve çevreci araçlar, engellilerin, bebek arabalı ailelerin, bisikletlilerin de rahatlıkla kullanabileceği şekilde özel olarak tasarlandı. Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, daha önceki Deniz Taksi projesinin neden başarıya ulaşamadığını tespit edip ona göre önlemlerini aldıklarını bildirdi.

Ocak ayında üretimine başlanan ve ilk tanıtımı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından yapılan deniz taksiler, test sürüşünü başarıyla geçti. Haliç Tersanesi’nde üretilen 50 adet taksinin sekiz tanesi, bu ay sonunda hizmet vermeye başlayacak. Üst gelir sınıfı yerine herkese hizmet vermesi hedeflenen taksilerde, altı ay içinde dolmuş taksi modeline geçilecek.

DENİZ TAKSİLER BU KEZ ÜST GELİR GRUBUNA HİTAP ETMEYECEK

Deniz taksiler, artık sadece üst gelir grubuna hitap etmeyecek. UKOME’de belirlenecek ücretlerin, herkesin yararlanabileceği şekilde makul bir seviyede tutulması hedefleniyor. Haliç Tersanesi’nde tamamen yerli olarak üretilen deniz taksilerin tasarımı da Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş'a ait. Tüm mühendislik işleri şirket bünyesinde hayata geçirilen deniz taksiler, çevreci özelliği ile de dikkat çekecek. Mil başına 3 litre yakıt tüketecek deniz taksilerden 5’i elektrikle çalışacak.

Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, bu ay sonunda hizmet vermeye başlayacak deniz taksilerle ilgili ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

"ÇEVRECİ BİR TEKNE YAPTIK"

Düşük makine gücüne sahip, yüksek sürate çıkabilen bir formu geliştirdiklerini, bu anlamda çevreci olduklarını belirten Dedetaş, şu bilgileri paylaştı:

"Tabii hafif üretimler oldu, 5 tanesini de hibrit çalışacağız. Yani elektrikli, dizel tahrikli hibrit sistem çalışıyoruz. Elektrikten de hala vazgeçmedik, orası da devam eden bir proje şeklinde. Ama şu anda gözüken; eğer taksitler tutulursa bir sonraki üretimlerin tamamına hibrit ya da full elektrikli olarak devam edeceğiz. Çünkü teknenin elektrikli olması yetmiyor, tüm iskele sistemlerinin altyapısının da elektriğe dönmesi için bir zamana ihtiyaç var. Ama bizim de bu projelerde o kadar zamanımız yoktu. Çünkü malum hem İstanbul trafiğini azaltma hem denizin ulaşımdaki payını artırma hedefimiz hem de Haliç Tersanesi'nde yeni inşaat kaslarını kazandırmak için aklımızda hep olan bir projeydi. Onu hayata geçirmek için o kadar süremiz olmadığından bunlara böyle başladık ama bir taraftan hibrit ve elektrik sistemler de devam ediyor."

"BİR ÖNCEKİ PROJENİN NEDEN BAŞARISIZ OLDUĞUN ÇOK DİKKATLİ İNCELEDİK"

Daha önce deniz taksi uygulamasının denendiğini, ancak başarısız olduğunu belirten Dedetaş, bunun nedenlerini ortaya çıkarmak için bir önceki projeyi dikkatle incelediklerini, ihtiyaçları belirleyerek ona göre yol aldıklarını anlattı. Dedetaş, şunları söyledi:

"Yanaşma izin alamadı, sözleşmelerde birtakım sıkıntılar vardı. Teknenin teknik kabiliyetleri, yüksekliği gibi, telefonla çağrılması gibi birtakım aksaklıkları fark ettik. Biz bunları bu projede yaşamamak için tedbirlerimizi aldık. Öncelikli olarak bütün iskelelerimize hizmet verecek şekilde bir 'Deniz Taksi Yönergesi' hazırladık aslında. Bu hem bizim ürettiğimiz, bizim işleteceğimiz İBB'nin Deniz taksitleri için hem de dışarıda bu hizmeti veren taksileri de regüle edebilecek bir şekilde bir yönerge çalışması oldu. Burada UKOME bileşenlerimizin katkısı, Liman Başkanlığı’mız, Kıyı Emniyeti, Sahil Güvenlik gibi bütün bileşenlerle aslında bir daha bu projeyi başarısızlığa götürmeyecek şekilde öncelikle bir yönerge hazırladık. Teknelerin teknik kabiliyetlerini bu yönergede ve yanaşma alanlarını belirledik, bu kapsamda çalışmalarımıza oradan başladık, daha sonra tekneyi çevreci ve az yakıtla gidebilecek, dolayısıyla sürdürülebilir bir işletme modeli ile nasıl dizayn edebiliriz diye düşündük ve form çalışmalarını, makine seçimlerini ona göre yaptık.”

"ENGELSİZ BİR TEKNE OLDU"

Deniz taksiyi kullanırken vatandaşların herhangi bir engelle karşılaşmaması için de gerekli önlemlerin alındığını belirten Dedetaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Deniz taksilere, İstanbullunun rahat binebilmesi için iskelelerimize sıfır yanaşmasını sağlayacak hareketli rampa tasarladık, baş rampası. Engelliler rahatlıkla binebilecek. Aslında engelsiz bir tekne oldu. Hem engelli binişler hem de elde araba, bebek arabası, bisiklet gibi araçlarla kolay binebileceğimiz bir tasarım yaptık. Daha kübik, yani bizim vapurlarımıza göre daha az narin diyeyim, çünkü vapurların baş formu ile alakasız bir baş formu var. O tabii ki tamamen rampadan kaynaklanıyor. Hani iskeleden, bordadan dediğimiz yanaşmalar yapılabilir, oradan kapı açılabilir de ama o zaman da tabii engelli sandalyelerinin dönmesi için belli mesafeler gerekiyor. Bu sefer çok geniş bir tekne yapmamız lazım. Yönergede 12 metrede tuttuk tekme boyutunu. Dolayısıyla 12 metreye 6 metre bir duba olur, bu sefer çevreci olmaz, ağır olur, yüksek makine gücü gerektirir gibi sebeplerle aslında formu böyle çıktı. Biraz da yandan baktığımızda profilden vapuru anımsatacak, baca formunu anımsatacak bir tasarım yapma yoluna gittik. Tabii burada estetik çok önemli bir değer ama bir taraftan da rahat kullanım, işletme anlamında, operasyon anlamında, kolaylık gibi başka tasarım kriterleri de var. Bunların hepsini bu teknede topladığımızı düşünüyoruz.”

"UYGULAMADAN TAKSİ ÇAĞRIR GİBİ ÇAĞRILACAK"

Şehir Hatları Genel Müdürü Sinem Dedetaş, deniz taksinin uygulama üzerinden çağrılacağını belirterek, "Aynı taksi çağırır gibi, A noktasından B noktasına. Bunlar bizim A ve B noktalarında iskelelerimiz olarak tanımlı. Fakat limanın müsaade ettiği yanaşma alanları da gün gün uygulama içinde durak noktası olarak açılacak. İlk etapta yazılım gelişene kadar, bunun için bizden 6 ay istediler. 6 aya kadar taksi olarak yani birbirini tanıyan 10 kişinin birlikte kullanacağı model olacak. Bir yerde bekleyip dolması, hani bir iskelede durup dolması beklenmeyecek. Uygulama üzerinden çağırıp gidebileceksiniz. Birbirini tanımayan insanların kullanması için o paylaşım modelini geçmesi için yazılımın tamamlanması gerekiyor. Bunlar bir uyarı şeklinde telefonunuza 'A’dan B’ye şu saatte gidiyorum, bana katılır mısınız' gibi insanların göreceği yolculukları birleştirebileceği bir model şeklinde zannediyorum 6 ay sonra dolmuş modeliyle de hizmete başlayacak” dedi.

"98 AKTİF İSKELEDE OLACAKLAR"

Şu aşamada 98 aktif iskelenin kullanılacağını bildiren Dedetaş, "Rotadan bağımsız olacak bunlar. Herhangi bir iskelede bekleyecekler ama günlük planlama yapılamayacak. Yolculuk alışkanlıklarına göre o planlama belirlenecek. Gidin muhakkak A iskelesine bunu bulursunuz değil, çağırarak gelecekler, öyle belli bir bekleme alanları, iskelelerimiz haricinde bulunmayacak" diye konuştu.

"FİYAT KONUSUNDA ERİŞEBİLİR OLMASINI İSTİYORUZ"

Sinem Dedetaş, deniz taksinin fiyatını UKOME'nin belirlediğini, ancak herkesin rahatlıkla erişmesine olanak sağlayacak bir fiyattan yana olduklarını söyledi. Dedetaş, bu konuda şöyle konuştu:

"Biz, UKOME'ye bir teklifle gidiyoruz. Aslında geçmiş fiyatlar var, daha önce belirlenmiş fiyatlar. Orada bir ya da iki önerimiz olacak, düzeltme maksatlı. Belki UKOME’de başka bir karar çıkar bilemiyorum, kestiremiyorum şu anda. Biz, iki üç şeyi aslında birlikte düşündük. Bir tanesi erişilebilir olması, fiyat bazlı. Bu erişilebilirlikten kasıt şu: Tabii özel sektörde de bizde de mesela toplu ulaşım yaparken de bir fiyatla çalışıyoruz. Yani şu 4,5 liraya geçtiğiniz bir yeri, mil bazlı düşünürsem, mil bazlı fiyatlandırma yapıyoruz. Oraya eşitleyemiyorum, çünkü toplu ulaşımı yapılıyor ve özel sektörde burada faydalanıyor, tabii bunun üstünde bireysel olarak taşımacılıklar var. Yine de ulaşılabilir bir yerde kalmayı hedefliyoruz. Hem işletme anlamında sürdürülebilir bir fiyat politikası hem de ulaşılabilir bir şey. Biz kurguladık, UKOME'den de geçerse o şekilde bir sorun yaşayacağımızı sanmıyorum."