CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uşak'ta kanaat önderleriyle bir araya geldi. Siyasi Partiler Kanunu’nun değişmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Siz milletvekilini seçmiyorsunuz, milletin vekilini millet seçsin. Biz sandığa gidiyoruz, milletvekilini seçtiğimizi sanıyoruz. Milletin vekilini millet seçtiğinde ‘Eller iner kalkar’ diye talimat verilmez” dedi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Uşak merkezdeki programına Atatürk Kültür Merkezi’nde esnaf ve meslek odaları temsilcileri, sendika temsilcileri, muhtarlar ve Millet İttifakı bileşenlerinin katıldığı toplantıyla devam etti. Saygı duruşuyla başlayan toplantıda Kılıçdaroğlu, sorunları dinledi ve ardından çözüm önerilerini dile getirdi.

Temsilcilerin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’de ekonomik buhran olduğuna dikkat çekerek, özetle şunları anlattı:

“Sorunu çözecek olan kim? Dünyanın bütün ülkelerinde bu sorunu siyaset kurumu çözer. Siyaset kurumunu iktidara taşıyan halktır. Bir sorun yaşıyor ve sorun çözülemiyorsa sadece benim değil sizlerin de düşünmesi lazım. Elin oğlu aşıyor, biz niye aşamıyoruz.”

“EKONOMİK SOSYAL KONSEY NEDEN TOPLANMIYOR?”

“Kanaat önderi olmak kolay değildir, toplum onu kanaat önderi yapar. Sorun çıktığında kendi alanıyla ilgili gider ilgili yerlere başvurur. Bakın rahmetli Ecevit, Ekonomik ve Sosyal Konseyi kurdu. Kişi veya gruplar sorunla karşılaştıklarında aktaracakları yer Ekonomik ve Sosyal Konsey. Bu konseyin amacı şu, bir siyasi iktidar var olan sorunu çözmek istiyorsa, sorunu yaşayandan dinlemek zorundadır. En son konsey ne zaman toplandı? 5 Şubat 2009. Niye toplanmıyor? Kanuna göre 3 ayda bir toplanması gerekiyordu. Çözülmesi gereken bir sorunumuz var ve beraber çözeceğiz. Elin oğlu çözüyor da biz niye çözmeyelim.”

“ZİRCİR MARKETLER SİYASİ TERCİH”

“Esnaf arkadaşım zincir marketlerden söz etti. Bu bir siyasi tercihtir. Siyasi tercih kurarım zincir marketleri esnaf da biter. Esnaf ben nasıl rekabet edeceğim diyor. Üstelik zincir marketler ara sokaklara da girdi, esnaf nasıl rekabet edecek? 1 milyon 300 bin esnaf sorun yaşıyor ve bu soruna kulaklar tıkalıysa oturup düşünmemiz lazım.”

“FAİZLERİ SIFIRLAYACAĞIZ”

“Stopaj konusu. Yük. Dükkan sahibi diyor ki ‘Kusura bakma ben karışmam sen ödeyeceksin’. Ben ne dedim. İktidar olduğumuzda stopaj vergisini kaldıracağız. Peki vergi kaybı olur mu, olmaz. Gayrimenkulünün vergisinde gösterecek onu. Krediler verildi. Bir kısmı aldı, bir kısmı alamadı. Ödeme zamanı geldi ödenemiyor. Uzatıldı, yüksek faizle uzadı. Ödemiyor, vatandaş evinde. O zaman olması gereken çözüm üretilmesi. Biz ne söyledik, esnafın pandemi döneminde aldıkları kredilerin faizlerini kararname ile sıfırlayacağız.”

“KANUN TEKLİFİ VERDİK, GENEL KURULA GELECEK”

“Zincir marketlerle ilgili kanun teklifi verdik. 45 gün geçtikten sora genel kurulda görüşülecek. İzleyin Meclis televizyonunu kim esnafa karşı kim esnaftan yana hep birlikte görelim.”

“MUHTARLAR AYLIK ALMALI”

“Muhtar kardeşlerim var. Bu topraklarda yapılan ilk seçim muhtarlık seçimidir. Muhtarlık kurumu demokrasinin kaynağını oluşturur. Siyaset kurumu muhtarla gerekli önemi verdi mi? Biz aylık bağlayın dedik, ‘Ne demek aylık?’ dediler. Buyurun izne gidin bakayım ödeneğiniz düşüyor mu? Çünkü size aylık değil ödenek veriyorlar. Muhtar arkadaşlarım bana öngördüğümü yapmak için destek vermezlerse muhtarlığı usulen yapıyorlar demektir, gereğini yapmıyorlardır… Gece baskınlarında muhtarı da götürüyorlar, niye? ‘İtiraz edeceksiniz, doğru değil’ diyeceksiniz. Benim itirazımdan çok sizin itirazınız daha değerlidir. Çünkü sorunları yaşayan sizsiniz… Biz muhtarlık kanunu hazırladık, muhtarlık derneklerine gönderdik. Bakın dedik. Birleşik oy pusulası, haklısınız. Oy kabinine giriyorsunuz, rakip muhtar kendisininkini (oy pusulasını) koyuyor, diğerlerini cebine koyuyor gidiyor.”

“YUMURTA SATILARAK FABRİKA KURULDU”

“Mehmet Şeker ailenizin yaptığı katkıyı biliyoruz. Dolayısıyla o mücadeleye sadece ben değil Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her vatandaşın saygısı vardır. Bakın toplantıyı açarken saygı duruşunda bulunduk. Her saygı duruşunda benim gözümün önünden Türkiye Cumhuriyeti tarihi geçer. Yumurta satılarak fabrika kurulduğunu biliyorsunuz. Peki o fabrikalar satılarak, çiftçinin nereden nereye geldiğini biliyor musunuz? Türkiye uçak ihraç eden 5 ülkeden biriydi. 1940’lardan bahsediyorum. Ne oldu bu fabrikalar? Ne oldu bize? Hiç kimseye minnet etmeyen bir devlet düşünün. Bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülke düşünün. Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye budur. Okuduğu Kur’an’ı anlasın diye Türkçeye çeviren de odur.”

“ÇEKMEK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ, O ZAMAN OY VERMEYCEKSİNİZ”

“Siyasi çekişmeler, dünyanın her tarafında olur. Olay sizin dediğiniz noktaya geldiğinde onun cezasını da siz vereceksiniz. Ona oy vermeyeceksiniz. Bu kadar hakaret çekilir mi? Biz siyasetçiyiz, çekiyoruz. Siz çekmek zorunda değilsiniz, o zaman oy vermeyeceksiniz… Eskiden siyasi parti liderleri masanın etrafında toplanırdı, gayet medeni tartışmalar olurdu. Şimdi niye olmuyor, bu soruyu soracaksınız.”

“SADECE İŞÇİ DEĞİL İŞVEREN SENDİKALARI DA İTİRAZ ETMELİ”

“Bırakın uzaktan eğitimi 21. Yüzyılda birleştirilmiş sınıflar var. Türk Telekom satıldı, bankalara borcunu ödemeye gelince ödemiyorum dedi. Biz ne yaptık, borcuyla geri aldık. Milletin parasını Hariri ailesine vermek zorunda mıyım? Adama koskoca Telekom’u verdik, borcu da sırtımızda kaldı. Sendikaların itiraz etmesi lazım. Sadece işçi değil işveren sendikaları da itiraz etmeli.”

“ÇİFTÇİNİN ALACAĞI VAR”

“Çifti, sanayici, işçiyle ilgili kanun çıkıyor, haberleri yok. Olması gereken görüşlerinin alınması lazım. Köylüye destek, Meclis görevini yaptı. Her yıl milli gelirin yüzde 1’i oranında verilir diyor ama çiftinin 211 milyar lira alacağı var. Vermiyor, ziraat odalarının mücadele etmesi lazım”

“50 BİN İŞÇİ VAR”

“İşçilerin böyle Hakları var, kadro verilmeli. 20 yıldır çalışıyor; mevsimlik işçi. 20 yıldır çalışan adam mevsimlik işçi olur mu? Taşeronlaşma var. Dernek kurun dedim, mücadele ettik kadrolarını aldılar. Şu anda 50 bin işçi arkadaşımız var, umarım onlar da hakkını alacak. “

“18. YY. KAVRAMLARIYLA 21. YY. SORUNLARI ÇÖZÜLMEZ”

“Hak-İş Temsilcisi arkadaşınız ideolojik farkımız var diyor, bizim hiçbir sendika ile ideolojik farkımız yok. Siz ‘bir siyasi partiyi tercih ediyoruz’ diyorsanız o sizin sorununuz. Görüş ve ideolojik ayrılığımız olamaz. 18. yy. kavramlarıyla 21. yy. sorunları çözülemez. 21. yy. en temel ayrılması demokrasi ve otoriter rejim ayrışmasıdır. Kimler demokrasiden yana kimler otoriter rejimden yana.”

“YOKSULLUĞU YÖNETMEK İSTİYORLAR”

“Emekli aylıkları, sosyal güvenlik sisteminde reform yapacağız dediler. O tasarı Genel Kurul’da tartışılırken terk eden parti CHP’ydi. Emeklilik yaşını 65’e çıkardılar, her aylıktan bin lira düştü. Şimdi emeklilikte yaşa takılanlar var. Çalışsalar daha düşük emekli aylığı alacaklar. Emeklilikte yaşa takılanların sorunu aile destekleri sigortasıyla çözülmeli... Bunun kanunu 1971 yılında çıktı. 50 yıldır kimse neden sesini çıkarmıyor çünkü yoksulluğu yönetmek istiyorlar. Televizyonlarda kişinin yoksulluğunu afişe etmek istemiyorsanız, aile destekleri sigortasını kim dile getiriyorsa onu desteklemeniz gerek.”

“BAKANLIK İÇİN GEREKEN İLKOKUL DİPLOMASI”

“Siyasi partiler devlet olmak için iktidar olmazlar devleti yönetmek için aday olurlar. Devlette liyakat önemlidir. Şef olacaksınız değil mi? Üniversite mezunu olmanız, belirli bir süre çalışmanız ve sınavı kazanmanız lazım. Bakan olmak için ne lazım ilkokul diploması.”

“MESLEK HASTALIĞI SAYILMALI”

“Sağlık çalışanlarına şükran borçluyuz. Bir kişinin hayatını kurtarmak için kendi canını riski atan meslektir. Biz doktorlara şiddet uyguluyoruz, koronadan çok sayıda sağlık çalışanımız hayatını kaybetti. Tabip odaları ‘meslek hastalığı sayın’ diyor, meslek hastalığı sayılması lazım.”

“MİLLETİN SEÇTİĞİNE TALİMAT VEREMEZ”

“Türkiye içinde bulunduğu bu yapıdan 4 ayaklı stratejiyle kurtulur. Bir can ve mal güvenliği, onu sağlayan sihirli sözcük demokrasi. Can ve mal güvenliğim varsa yatırım yaparım, o zaman yabancı da gelir... Yargı bağımsızlığı olacak, düşünce özgürlüğü olacak. Bir insan düşüncesinden dolayı hapse mi atılır, Allah aşkına? Bilim insanları mı atılır? Birinci şart demokrasi ve güçlendirilmiş parlamenter sistem. Siyasi Partiler Kanunu değişmeli. Siz milletvekilini seçmiyorsunuz, milletin vekilini millet seçsin. Biz sandığa gidiyoruz, milletvekilini seçtiğimizi sanıyoruz. Milletin vekilini millet seçtiğinde ‘Eller iner kalkar’ diye talimat verilmez.”

“CARİ FAZLA VERİRSİNİZ”

“Stratejinin ikinci ayağı, üreten Türkiye. Üniversiteler bilgi üretmeden nitelikli üretemezsiniz. Ürettiğiniz ve sattığınız sürece cari fazla verirsiniz, açık değil. Üçüncü ayak güçlü sosyal devlet. Ürettiğimizi hakça bölüşeceğiz, kimse yatağa aç girmeyecek. Dördüncü ayak sürdürülebilirlik. Yaptığınız her ayağı sürekli büyüteceksiniz. “

“POLİTİKA ZENGİNLEŞME ARACI DEĞİL”

“Politika zenginleşme aracı değildir, hizmet etme aracıdır. Siz zenginleşiyorsanız, bir şey yapmıyorsunuzdur. 128 milyar dolara kim aldı diyorum, hakaret işitiyorum. Sizin paranız, ondan soruyorum."

Uşak Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Atalay Savaş, zincir marketlerin esnafın üzerindeki olumsuz etkilerinin rapor halinde Kılıçdaroğlu’na sunulduğunu kaydederek, şunları söyledi:

UŞAK ESNAFI: “UMARIM VERİLEN KREDİLER FAZSİZ OLARAK UZATILIR”

“Bu zincir marketlerin esnaf üzerindeki olumsuz etkilerinin önüne geçilmesi için TBMM’de çalışma yapılmasını istemekteyiz. Bu stopaj konusunda. Muhasebede vergiyi parayı kazanan öder. Esnaf arkadaşımız kirada durduğu süre hem kira ödüyor hem de kira gibi stopaj ödüyor. Kirayı alan dükkan sahibidir. Stopajı da dükkan sahibinin ödemesi gerektiğine inanıyoruz. Krediler verildi, ödemeler ötelendi. Bu insanlar 6 ay çalışmadı. Pandeminin etkileri nedeniyle iş yapamamakta. Bu uzatılan süre de dolacak. Umarım bu 25 artı 25 olarak verilen kredileri faizsiz uzatırlar. Esnafa en az 20 bin lira olmak üzere faizsiz ve geri ödemesi en az 1 yıl öteden devam etmek üzere kredi verilirse insanlar nefes alacak.”

“GECE BASKINININ FATURASI MUHTARLARA”

Muhtar Fadime Türker Meral, muhtarların birleşik oy pusulası istediğini vurgulayarak, Oy kabinlerinde oy pusularının çalınabildiğini belirtti. Meral, muhtar maaşlarındaki artışın da asgari ücrete endekslenmesini istedi. Meral, polis ve jandarma ile gece yapılan baskınlarda muhtarla gidilmesinin muhtarları kötü gösterdiğine dikkat çekerek, yurttaşın tepkisini muhtarlara gösterdiğini ifade etti.  

“SİZDEN BİZDEN DENİLEREK DENETİM YAPILIYOR”

Uşak Şeker Fabrikası’nun kurucusu Nuri Şeker’in torunu Mehmet Şeker, yönetilenlerin yönetenlerden daima istediğini açıklayarak, taleplerini şöyle anlattı:

“Yönetenlerin ferdi taleplerini değil de yönetilenlerin sosyal içerikli taleplerini karşılamanızı istiyorum. Yönetenler karar aldıklarında altyapının olup olmadığını görmüyorlar. Altyapı olmadan alınan kararlarda yerelde, beldelerde sıkıntılar yaşanıyor. Parti başkanlarının son günlerde birbirlerine söylediği sözler nedeniyle televizyon kapatmak zorunda kalıyoruz. Uzaktan eğitim diye bir karar alındı. Ancak yapılması için altyapının yarısı yoktu, gençlerimiz heder oldu. STK’ların görüşleri alınmadan karar alınıyor, fikirleri alınarak kararlar düzenlenmeli. Denetimlerde sizden, bizden denetimleri esnafı çok etkiliyor. Bizden olanlara denetim yok, bizden olanlara acı cezalar var, bunlara dikkat edilmeli. Köylüye destek, köylü mutlak surette mahsulünü mühtahsil makbuzu ile satmalı ve Ziraat Bankası’ndan sattığı ürünün parasını almalı.”

“ŞEKER FABRİKASI UŞAKLILARA VERİLMELİ”

“Nişasta bazlı şekerlerin vatandaşa verdiği zarar, zarar olunca görülüyor. Uşak Şeker Fabrikası, özelleştirmede 15 fabrikanın satış listesindeydi. Gayretimle satış listesinden çıkarıldı. Fabrika Cumhuriyetin ilk fabrikalarındandır. Bu fabrikanın kapatılmaması için Uşaklının sahip çıkması lazım. Uşak Şeker Fabrikası da Uşaklıların konsorsiyumuna verilmeli.”

TÜRK-İŞ: "İŞÇİLER ÖRGÜTSÜZ"

Türk-İş Uşak Temsilcisi Yaşar Taylan, şehirdeki fabrikalarda işçilerin örgütlü olmadığını vurgulayarak, 30 bin işçiden yaklaşık bininin sendikalı olduğuna dikkat çekti. Taylan, şeker fabrikalarının özelleştirmesinin arkasında küresel tatlandırıcı firmaları olduğunu kaydederek, “Biz lokomotiflerimizi Türkiye’de sattık. Ayağı çarıklı bir köylümüz Kurtuluş Savaşı döneminde bu fabrikayı yapmış, şimdi devletimiz bu fabrikadan vazgeçiyor” dedi.

Hak- İş Uşak Temsilcisi Recep Sorkun ise, CHP ile birlikte iş yapabileceklerini kaydederek, taşerondan kadroya geçirilen işçilerin sorunlarından bahsetti. Sorkun, “İnşallah bu Hak-İş ile CHP’nin barışması olur. Aslında biz oturup konuştuğumuzda çok şey ürettiğimizi biliyorum” dedi.