Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, “Kürtler, sorun ya da tehdit değil; vatandaşlar. Kürtler, sorunların mağduru” dedi. Davutoğlu, "Kürtçe’nin serbestçe konuşulması, Kürtçe’nin ana dil olarak kullanılması, her yerde kullanılması konusunda hiç taviz vermedik” diye konuştu.

Ahmet Davutoğlu, Hakkari’deki temaslarının ardından Yüksekova Sanayi ve Ticaret Odası’nda bir basın toplantısı yaptı. Davutoğlu, şöyle konuştu:

BÖLGENİN KADERİ OLMAMALI: “Cumhuriyetimiz 2023’te bir yüzyılı tamamlayıp ikinci yüzyıla geçecek. Kritik bir eşikteyiz, bir karar aşamasındayız. Önümüzde iki yıl var. Bu iki yıl içinde siyasetçiler ya Türkiye’de doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle yeni bir vizyon koyacak, perspektif koyacaklar ya da eski korkularla, eskimiş siyasetlerle 90’lı yıllarda Türkiye’yi dar boğaza sokmuş anlayışlarla Türkiye’yi zora sokacaklar; gençlerin geleceğini karartacaklar. Bu çocuklar yanlış politikalar olursa teröre kurban verilebilir. Ya da terörle mücadele edilirken aynı anda bir kardeş asker olarak şehit olur diğeri terörist olarak hayatını kaybeder. Bu, bu bölgenin kaderi olmamalı. Türkiye’nin kaderi de bu olmamalı.

KÜRTÇE'NİN HER YERDE KULLANILMASI KONUSUNDA TAVİZ VERMEDİK: Biz, içinde bulunduğum hükümetler döneminde demokrasi adımları atıldığında yürekten destekler verdik. O desteklerle bölgede bir takım eski uygulamaların durdurulmasına zemin hazırladık. Yani Kürtçe’nin serbestçe konuşulması, Kürtçe’nin ana dil olarak kullanılması, her yerde kullanılması konusunda hiç taviz vermedik. Gelecek Partisi olarak parti programımıza bunu açıkça yazdık. Dünyanın her yerinde ana dillerin konuşulması esastır, demokratik bir haktır. Yine o dönemde birçok kısıtlayıcı adımlarda demokratik bir çerçeve çizdik. Hem de sınır ötesinde bizimle tarihdaş olan bölgelerle de yakın ilişkiler kurduk.

HAKKARİ TÜRKİYE'NİN DOĞU'YA AÇILAN KAPISIDIR: Hakkari’yi köşe olmaktan çıkaracak şey, İran ve Irak ile kurulacak ilişkilerde Hakkari’nin köprü olmasıdır. Hakkari, Türkiye’nin nefes borusudur. Hakkari, Türkiye’nin doğuya açılan kapısıdır. Aynı anda iki yere komşu olan kaç ilimiz var? Hakkari bu anlamda bizim kapımızdır. Çünkü Hakkari’nin o kapının üzerinden refaha ulaşacağını biliyorum. Bugün Türkiye bu değişimin eşiğindeyken politikamız açık ve nettir.

KÜRTLER SORUNLARIN MAĞDURU: Kürt vatandaşlarının sorun olarak görülmesine şiddetle karşıyız. Kürtler, sorun ya da tehdit değil; vatandaşlar. Kürtler, sorunların mağduru. Bir yandan 12 Eylül zihniyeti ya da Recep Peker zihniyeti. Diğer yandan bu politikaları istismar ederek Kürt gençlerini terör batağında hayatını karartan, 20. yüzyılda kalmış örgüt mantığı. Bizim Gelecek Partisi olarak bölgeye verdiğimiz mesaj şudur:

İSTANBUL ŞU AN EN BÜYÜK KÜRT ŞEHRİ: Biz bölge halkının ne dışlayıcı, ötekileştirici, baskıcı bir siyaset anlayışının tehdidi altında ne de arkaik bir örgüt yapısının altında ezilmesine izin vereceğiz. Bu da Türkiye’nin bütünüyle demokratikleşmesinden geçiyor. Çünkü artık dünyada en fazla Kürdün yaşadığı yer ne Erbil ne Diyarbakır, İstanbul. İstanbul şu an en büyük Kürt şehri. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına giderken iki yol ayrımı olacak: Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak isteyenler, Cumhuriyet’i 20. yüzyılın korkularıyla söndürmek isteyenler. Biz Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak isteyenleriz. Ve burada da bölge halkının terör örgütünün ya da 90’lı yıllardaki eski zihniyetin baskısı altında olmasını istemiyoruz.

CENGİZ TOPEL CADDESİ'NDE DURUMU KONTROL EDECEĞİM: Yüksekova’ya girdiğim andan itibaren gördüğüm manzara beni hüzne gark etti. Cengiz Topel Caddesi, şehrin atar damarıdır. Sanki ortadan bir şey geçiyor bir yar var, uçurum var. Bir tarafı geçtiğimizde diğer tarafı geçemedik. Vatandaşlar, ‘Bu beş yıldır böyle dediler’ beni durdurarak. Yüksekova örnek bir şehir olarak gelişebilirdi, çünkü yeni gelişen bir yer. Altyapısı vaktinde düşünülmeliydi. Ve bir genç şöyle dedi ‘Bu tabloyu Edirne’nin bir ilçesinde görseydiniz şimdiye kadar bu tablo gizli kalır mıydı.’ Edirne’miz ile Hakkarı arasında bir fark yok. Eğer bir Yüksekovalı böyle hissediyorsa bu bir meseledir. Buradan sesleniyorum, bu tabloya son verin. Bu herhangi bir altyapı çalışması değil. Burada durumu kontrol edeceğim. Yıllardır bitmiyorsa bunun hesabını biri vermeli. 

KÜRTÇE BU TOPRAKLARIN ASLİ DİLİDİR: Hangi televizyon kanalı, STK olursa olsun Kürtçe’ye yabancı dil muamelesi yapan kişi insan haklarını ihlal etmiş olur. Bugün beğenmediğimiz Anayasa’yı ihlal etmiş olur. Eskiden Meclis’te ‘bilinmeyen bir dil’ diye geçerdi ve bunu komik bulurdum. Dalga geçerdim. Kürtçe bu toprakların asli dilidir. Yiğit Kürt çocuklarının dili de Türkçe kadar asil ve mukarrettir. Şiddetle protesto ediyorum. En büyük şekilde kınıyorum.”