DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Dünya Hukuk Günü nedeniyle, “Adaletin olmadığı yerde huzur da ekmek de yoktur. Türkiye’de işsizliğin ve yoksulluğun sebebi zaten bu hukuk tanımaz iktidardır” açıklamasını yaptı.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, 10 Temmuz 1967’de Cenevre’de düzenlenen Hukuk Yoluyla Dünya Barışı konferansının yıl dönümü vesilesiyle ülkemizde ilan edilen “Dünya Hukuk Günü’nde” yazılı bir açıklama yayımladı.

Adaletin olmadığı yerde huzurun ve ekmeğin de olmadığını belirten Yeneroğlu’nun açıklaması şöyle:

“TÜRKİYE 3. DÜNYA ÜLKESİ HALİNE GELMİŞTİR”

“Türkiye bugünü hukuk devletinin yok sayıldığı ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına alındığı, yargı bağımsızlığının yok edildiği, savcıların soruşturma açmak için iktidardan işaret beklediği tam bir hukuksuzluk düzeni içerisinde yönetilen bir ülke olarak geçirmektedir. Ve ne yazık ki, organize suç örgütlerinin el üstünde tutularak devleti yönetenlerle iş birliği yapabildiği, yasalara uygun olarak namusuyla iş yapmak isteyen yatırımcıların mülkiyetlerine yasadışı örgütlerce ‘çöküldüğü’, devletin ihalelerinin hep aynı şirketlere verildiği, imar düzenlemeleriyle belirli müteahhitlerin zengin edildiği bir 3. Dünya ülkesi haline gelmiştir.

“GENÇLERİMİZ BAŞKA ÜLKELERDE GELECEK HAYALİ KURMAK ZORUNDA KALIYOR”

Toplumun bütün kesimlerinin içinde bulunduğumuz durumdan hoşnutsuzluğu, gençlerimizin başka ülkelerde gelecek hayalleri kurması, güvenli ekonomik ve hukuki zeminin olmaması nedeniyle yerli ve yabancı yatırımın ülkemizden uzaklaşması Türkiye’nin her geçen gün nasıl bir çıkmaza doğru sürüklendiğinin en açık işaretidir.

“TÜRKİYE’DE İŞSİZLİĞİN VE HER GEÇEN GÜN ARTAN YOKSULLUĞUN SEBEBİ ZATEN BU HUKUK TANIMAZ İKTİDARDIR”

Elbette adaletin olmadığı yerde huzur da ekmek de yoktur. Türkiye’de işsizliğin ve her geçen gün artan yoksulluğun sebebi zaten bu hukuk tanımaz iktidardır. Toplumlar ancak farklı fikirlerin özgürce ifade edilebilmesi ve farklı yaşam biçimlerinin bir arada var olabilmesinden doğan sinerji ile gelişebilirler. İnsanı insan yapan en temel haslet olan düşüncenin ve düşüncelerini özgürce ifade etmenin önündeki her türlü engel kalkmadıkça Türkiye içine girdiği bu girdaptan kurtulamayacaktır.

“HER FARKLI SESİN ‘TERÖRİST’ VEYA ‘VATAN HAİNİ’ İLAN EDİLDİĞİ BİR ÜLKEDE HAK-HUKUK-ÖZGÜRLÜKTEN SÖZ EDİLEMEZ”

İnsan kaçırma, işkence ve kötü muamelenin sıradanlaştığı ve hatta en üst düzey yöneticiler tarafından dahi teşvik edildiği, toplumun baskı altına alındığı, her itiraz edenin susturulduğu, her farklı sesin ‘terörist’ veya ‘vatan haini’ ilan edildiği bir ülkede hak-hukuk-özgürlükten söz edilemeyeceği gibi herhangi bir ekonomik iyileşme de beklenemez.

Şeffaf bir yönetim demokrasilerin ön şartıdır. Kapalı devre çalışan ve propaganda araçlarıyla toplumu sürekli manipüle eden bir iktidar toplumda çatışma ve huzursuzluktan başka bir sonuç üretemez.

“HERKESİN GÜVEN İÇİNDE YAŞAYABİLMESİNİN YEGÂNE FORMÜLÜ GERÇEK BİR ÖZGÜRLÜKÇÜ HUKUK DEVLETİNİN VARLIĞIDIR”

Herkesin huzur içinde yaşadığı, barışın ve birlikte yaşama idealinin toplumda yeşerdiği müreffeh bir ülkeyi tesis edebilmek için hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak temel bir gerekliliktir. Dini, dili, etnik kimliği, inancı, düşüncesi ve yaşam biçimi ne olursa olsun toplumun tüm farklılıklarıyla birlikte güven içinde bir arada yaşayabilmesinin yegâne formülü gerçek bir özgürlükçü hukuk devletinin varlığıdır.

“HUKUK DEVLETİNİN TÜM GEREKLERİNİ TESİS ETMEK ZORUNDAYIZ”

Bu minvalde yatırımcıların sermayelerini Türkiye’ye yeniden gelme isteği duyacağı bir zemin oluşturmak, kurumsallığı, şeffaflığı ve her adımda tam bir öngörülebilirliği ve elbette hukuk devletinin tüm gereklerini tesis etmek zorundayız.

1967 yılında Cenevre’de düzenlenen ‘Hukuk Yoluyla Dünya Barışı’ konferansı vesilesiyle bugünü ‘Dünya Hukuk Günü’ ilan eden tek ülkeyiz. Bir şeyleri ilan etmekte gösterdiğimiz maharetimizi uygulamada da hakkıyla göstereceğimiz günler DEVA Partisi iktidarı ile idealimizdir.”