DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Bilgel, Türkiye’nin su fakiri olma yolunda ilerlediğine dikkat çekerek, bu durumun yönetimsel bir sorun olduğuna dikkat çekti. Bilgel, "Su fakiri olma yolunda bir ülke olarak, su kaynaklarımıza zarar verecek Kanal İstanbul gibi ‘çılgın projeler’ iptal edilmelidir" dedi.

Doğa Hakları ve Çevre Politikaları Başkanı Bilgel, su krizinin Türkiye'nin en acil gündemlerinden biri olduğunu belirtti. Bilgel, "İlk yapılması gereken, yeni çıkartılacak bir kanunla suyun tek elden ve havza bazında yönetilmesi için kurumsal yapıyı inşa etmek; su yönetiminde bakanlıkların ve yerel yönetimlerin yetkilerini netleştirmektir" dedi.

Bilgel'in, yazılı açıklaması şöyle:

KALICI SORUN: Son dönemde barajlardaki doluluk oranlarının azlığıyla sıkça gündeme gelen su sorunu dönemsel değil, Türkiye’nin kalıcı bir sorunudur. Küresel iklim krizi sonucu artan kuraklıkla ülkemizin su sorunu daha da büyüyecektir. Su sorunu, fiziksel olduğu kadar yönetimsel bir sorundur ve suyumuzun her bir damlası kötü yönetime feda edilemeyecek kadar değerlidir.

YENİ BİR KANUN: Türkiye’de mevcut su yönetimi 6 bakanlık ve belediyeler arasında bölünmüştür. Yetkili kurumlar arasında mükerrer sorumluluklar olması, su yönetiminde eşgüdümlülüğü önlemektedir. Suyun akılcı ve verimli yönetimi için tek elden yönetilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, ilk yapılması gereken, yeni çıkartılacak bir kanunla suyun tek elden ve havza bazında yönetilmesi için kurumsal yapıyı inşa etmek; su yönetiminde bakanlıkların ve yerel yönetimlerin yetkilerini netleştirmektir."

"8 MADDELİK ÇÖZÜM ÖNERİLERİ"

Ülkedeki su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılması tarım, kentleşme, enerji ve madencilik politikalarında yapılacak değişim ile mümkün olacağını ifade eden Bilgel, atılması gereken adımları şöyle sıraladı:

-Suyun en fazla kullanıldığı sektör tarım olduğu için, öncelikli olarak tarım alanında somut adımlar atılmalıdır. 

-Yeşil alanların korunması ve genişletilmesini hedefleyen çevre dostu kentleşme politikası izlenmelidir.

-Yeni termik santral planlamak yerine, yenilenebilir enerji projeleri önceliklendirilmelidir.

-İklim değişikliği kuraklığı artıracağı için, HES’lere dayalı yenilenebilir enerji politikasından çeşitlilik barındıran yenilenebilir enerji politikasına geçilmelidir.

-Madencilik faaliyetlerine, su kaynaklarımız üstündeki etkileri gözetilerek, koruma-kullanma dengesi doğrultusunda izin verilmelidir.

-Su fakiri olma yolunda bir ülke olarak, su kaynaklarımıza zarar verecek Kanal İstanbul gibi ‘çılgın projeler’ iptal edilmelidir. 

- Türkiye’nin yüksek su kayıp oranının düşürülmesi için şebeke sistemleri yenilenmeli ve gerekli altyapı çalışmalarına öncelik verilmelidir.

-Bireysel su tasarrufu konusunda toplumsal bilinçlendirme kampanyaları yürütülmeli; su ayak izi konusunda farkındalık artırılmalıdır.