Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASiFED) Yönetim Kurulu, Suriye ve Afganistan'dan gelen göçmenlerle ilgili olarak; "Bahse konu göçmenlerin devlet kurumları dışında çalıştırılması yasal olarak mümkün olmamasına rağmen gerek merkezi hükümetin teşviki, gerekse ucuz ve kaçak iş gücünün yarattığı ekonomik cazibe fiili bir durum yaratmaktadır. Bu durum ekonomik anlamda haksız rekabete yol açmasının yanında, esas itibarıyla daha vahim yönüyle ülkenin demografik yapısını etkileyecek boyutlara geldiği görülmektedir. Endişe ile izlenmektedir" açıklamasını yaptı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin Suriyeli ve Afgan göçmenlere ilişkin "Onlar olmasa sanayimiz çöker" açıklamalarına karşın; Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar'ın ardından BASİFED de göçmenlerin sayılarının hızla artmasına ilişkin endişelerini dile getirdi.

BASİFED Yönetim Kurulu adına açıklamayı kamuoyu ile paylaşan BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı, Türkiye’nin yurt dışından göçmen kabulünü 1951 yılında imzaladığı Cenevre Sözleşmesi esaslarına göre yapmak durumunda olduğunu söyledi. 2001 yılında AB direktifleriyle ikincil mevzuat oluşturularak sadece Avrupa ile sınırlı olan göçmen kabulü kuralının genişletildiğini vurgulayan Kasalı, “geçici sığınmacı” statüsünde Suriyeli ve Afgan göçmenlerin Türkiye'ye giriş yolunun açıldığını belirtti. Kasalı, şunları söyledi:

"SOSYAL VE SİYASAL SONUÇLARINI ENDİŞE İLE İZLİYORUZ..."

“Ancak bahse konu uluslararası antlaşmaya göre bu kabul, en fazla 2 yılla sınırlıdır ve göçmenlere yönelik bir tehdit ve güvenlik durumunu koşul olarak öngörür. Oysa, özellikle Suriyeli göçmenlerin 8 yıla varan sürelerde ülkemizde kalıyor olması sözü edilen hukuk metninin nazara alınmadığını göstermektedir. Bahse konu göçmenlerin Devlet Kurumları dışında çalıştırılması yasal olarak mümkün olmamasına rağmen gerek merkezi hükümetin teşviki, gerekse ucuz ve kaçak işgücünün yarattığı ekonomik cazibe fiili bir durum yaratmaktadır. Bu durum ekonomik anlamda haksız rekabete yol açmasının yanında, esas itibarıyla daha vahim yönüyle ülkenin demografik yapısını etkileyecek boyutlara geldiği görülmektedir. Bu son halin yaratacağı sosyal, siyasal sonuçlar endişe ile izlenmektedir.”

"TEPKİLER, EMPERYALİST ODAKLARA YÖNELTİLMELİ.."

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in kentteki Suriyeli ve Afgan göçmen sayısının 150- 200 bin kişiye ulaştığını açıkladığını aktaran Kasalı, şöyle konuştu:

“Başkan konuya ilişkin değerlendirmelerinde merkezi idarenin inisiyatifinde gelişen bu duruma bir müdahale yetkilerinin olmadığını, bu insanların tamamen dışlanmasının gerek insani açıdan, gerekse kent güvenliği itibarıyla doğru olmayacağı, bu nedenle sözü edilen insanların asgari ihtiyaçlarının belediye imkânları ile karşılanmaya çalışılacağını, söylemiştir. BASİFED olarak gelişmeleri izlerken, sınırlarımızın bahse konu göçmenlere bu denli neden açıldığının sebeplerini bilmiyoruz. Yapılan açıklamaları da anlamakta zorlanıyoruz. Egemen devletlerin, özellikle de AB ülkelerinin hiçbir koşulda yanaşmadığı bu tutumun kamuoyunda büyük ölçüde bir karşılık bulmadığını gözlüyoruz. Son olarak, meseleyi kucağında bulan ve çözümün bir parçası olamayacağı belli yerel yönetimlerimizin çabasını olumlu bulduğumuzu ifade ediyor ve büyük devletlerin bencil hesapları sonunda kendi ülkelerinden savrulma durumunda kalmış insanlara yönelik tepkilerin doğru adresinin esasında bu duruma sebep olan emperyalist odaklara yöneltilmesi gereğini özellikle belirtiyoruz. Bu insanların arasında nice 'Aylan Bebek'lerin olduğunu hatırlatıyoruz. Hiç şüphesiz, istihbarat örgütlerimizin göçmen kitlesi içinde gizlenmiş kriminal unsurları da tespit ederek tedbir alacağına dair inancımızı ifade ediyoruz.”