Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlaması ile birlikte öğrencilerle irtibatlı, ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerinin ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirlerarası otobüs yolculuğu; konser, tiyatro, sinema gibi faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız” açıklamasını yaptı.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısı, 5 saat 20 dakika sürdü. Yeni Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, kabine toplantısına ilk kez katıldı. Erdoğan, toplantının ardından özetle şu açıklamaları yaptı:

TARİHİMİZİN EN BÜYÜK YANGINI: Neredeyse dört haftadır gündemimizde olan orman yangınları da küresel bir sorun haline dönüşmüştür. 2021 yılında 54 farklı ilde çıkan orman yangınları, 150 bin hektarlık alanı etkilemiştir. Tarihimizin bu en büyük yangınlarında zarar gören alanların 82 bin hektarı Antalya’da, 62 bin hektarı Muğla’dadır. Buna karşılık son dönemde Rusya’da 3 milyon hektarlık, Kanada’da 3 milyon hektara yakın alan yanmıştır. Avrupa’nın pek çok ülkesi de yangınlarla boğuşmaktadır.

EN AZINDAN BİR KISMINDA SABOTAJ ŞÜPHESİ: Ülkemizdeki yangınların en azından bir kısmında terör örgütlerinin sabotaj şüphesi olmakla beraber genel bir afet haliyle karşı karşıya bulunduğumuz açıktır. Son bir buçuk asrın rekorlarının kırıldığı bu dönemde, hava sıcaklığı, rüzgâr hızı, nem oranı sebebiyle yangınların önüne geçilmekte zorlanılmıştır.

BİNLERCE GÖNÜLLÜ İLE MÜDAHALE EDİLMİŞTİR: Devletimiz ilk andan itibaren tüm imkanlarıyla mücadelesini vermiştir. Böylesine bir felaketi dahi istismar edenlere rağmen, milletimizle birlikte bu büyük afetin üstesinden gelmeyi başardık. 18 uçak, 68 helikopter, 9 insansız hava aracı, 680 iş makinesi, 6 binden fazla personel ve binlerce gönüllü ile müdahale edilmiştir. Ayrıca diğer kurumlar ve belediyelerden de 8 binin üzerinde personel ve binin üzerinde araç desteği sağlanmıştır. Yangınların en yoğun olduğu dönemde Türkiye’ye uçak ve helikopter dahil çeşitli araçlar ile yangın söndürme ekipleri gönderen dost ülkelere şükranlarımı sunuyorum. Rusya’da gelen uçağın Kahramanmaraş’ta düşmesi sonucu 8 personelin hayatını kaybetmiş olmasından üzüntü duyduk.

HAYVAN KAYIPLARI HİBE OLARAK KARŞILANACAK: Maddi zarar gören vatandaşlarımızın kayıplarının telafisi için her türlü çalışma yürütülmektedir. Yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı olarak Antalya ve Muğla’da 2486 bağımsız bölüm belirlenmiştir. Evleri tamamen kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımıza en geç bir yıl içinde yeni konutları teslim edilecektir. Tüm hayvan kayıpları hibe olarak karşılanacaktır.

BAŞKA HİÇBİR AMAÇ İÇİN KULLANILMAYACAKTIR: Yanan ormanlarımız Anayasa’mızın 169. Maddesine uygun şekilde tekrar canlandırılacak, tarım ve turizm dahil, kesinlikle başka bir amaç için kullanılmayacaktır. İlk etapta 84 milyon vatandaşımızın her biri için, 3 adet hesabı ile 252 milyon fidan yıl bitmeden toprakla buluşturulacaktır. Yanan yerleri en kısa sürede yeniden ağaçlandıracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

AFETLERE DAHA HAZIRLIKLI OLUNMASINI SAĞLAYACAĞIZ: Büyük afetten gereken dersleri de elbette çıkardık. Orman yangınları ile mücadele konusundaki planlar ve uygulamaları gözden geçirerek, afetlere karşı daha hazırlıklı olunmasını sağlayacağız. Bu çerçevede özellikle sorumlu kurumların kapasitelerinin genişletilmesi konusunda kapsamlı bir çalışma yapılacak. Afetlerde daha güçlü etkin ve kapsayıcı koordinasyon için gereken adımlar atılacak.

İMARDAN VE YAPIDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR VARDIR: Böylesine büyük bir yağışa hiçbir altyapının dayanması mümkün değildir. Elbette imardan ve yapıdan kaynaklanan sorunlar vardır. Ama karşımızda tarihte ender rastlanacak bir afet olduğu gerçeğini de göz ardı edemeyiz.

4 SANAYİ SİTESİ TEKRAR İNŞA EDİLECEK: Hasar tespit çalışmaları sürmektedir. 970 konut yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu belirlendi. 4 ayrı sanayi sitesi tekrar inşa edilecektir. Afet bölgesi ilan ettiğimiz yerlerde vergi ertelemelerinden, kredi desteğine kadar pek çok imkanı sunduk. 3 ilimize 73 milyon lira ödenek gönderdik.

KABİNE ÜYELERİ OLARAK 7 MİLYON 430 BİN LİRALIK KATKI SUNMA KARARI ALDIK: AFAD bünyesinde yardım kampanyası başlattık. Bakanlarımız ve çalışma arkadaşlarımızla birlikte 7 milyon 430 bin liralık bir katkı ile bizler de kabine üyeleri olarak iştirak etme kararı aldık. En büyük üzüntümüz can kaybımızın çok olmasıdır. Sele kapılan 78 vatandaşımızın cenazesine ulaşılmıştır. Kayıp olduğu bildirilen vatandaşlarımızı arama çalışmaları devam ediyor.

AFAD’I DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ: İklim değişikliğinin yol açtığı tabiat olaylarının artacağı anlaşılıyor. Ülkemizin deprem, sel, heyelan, yangın, kuraklık dahil tabi afete karşı müdahale konusunda iyi bir birikimi vardır. AFAD başta olmak üzere sorumluluk sahibi kurumlarımız ülkemizin sınırlarını aşan başarılara imza atmaktadır. Yaşadığımız hadiseler kapasitemizin daha da geliştirmemiz gerektiğine işaret ediyor. Felaket ne kadar büyük olursa devletin hazırlıklarının da ona göre artması gerekiyor. Planlarımızı gözden geçirip, yenileyeceğiz. AFAD’ı daha da güçlendireceğiz.

TSK’NIN MEVCUT İMKANLARINI DAHA ETKİN DEĞERLENDİRECEĞİZ: Türk Silahlı Kuvveleri, Jandarma, Emniyet gibi altyapısı güçlü kurumların mevcut imkanlarını daha etkin değerlendirecek bir sistem kuracağız. Vatandaşlarımız müsterih olsun.

ISRARLA YALANLARIN PEŞİNDE KOŞANLAR: Bugünler gelip geçer. Geride sadece milletimizin hizmetine koşanlar ile fitne, fesat, fırsatçılık peşinde koşanların bıraktığı iz kalır. Siyasetçisinden, gazetecisine ve sosyal medya trolüne kadar ülkesine husumet dolu, nice yüreği nasır tutmuş figürün yalanla, çarpıtmayla, tahrikle nasıl milletimizin acısını istismara yeltendiğini de unutmayacağız. Önlerine konan gerçeklere rağmen, canla başla görevlerini yapanların vebaline girerek, ısrarla yalanların peşinden koşanları maşeri vicdana havale ediyoruz.

SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİNİ GÜNDEME GETİRECEĞİZ: Meclis’in açılması ile birlikte Avrupa’dakine benzen bir sosyal medya düzenlemesini süratle gündeme getirerek, bu alandaki kirliliğin de önüne geçmekte kararlıyız. Kim kiminle yürürse yürüsün, milletimizle birlikte hedeflerimize ilerlemeyi sürdüreceğiz.

TOPLAM AŞI SAYISI 87 MİLYONU GEÇTİ: Aşı tedariki konusunda oldukça iyi bir noktadayız. Yerli aşı geliştirme çalışmalarında da yıl sonuna kadar yaygın kullanım ve üretim safhasına geçmeyi ümit ediyoruz. Toplam aşı sayısında 87 milyonu geçerek, ülkemiz nüfusunu çoktan geride bıraktık. İlk dozda 46 milyon, ikinci dozda da 35 milyon ikiye doğru gidiyoruz. Bu sayı ile birinci doz aşıda nüfusumuzun yüzde 73’üne yaklaşırken, ikinci doz aşıda ise yüzde 55’e ulaştık.

AŞI DIŞINDA KORUNMA YÖNTEMİ YOK: Ülkemizde bazı kesimlerin hala aşıya tereddütle yaklaştığını görüyoruz. Aşı çalışmaları gönüllülük esasına göre yürütülecektir. Cumhurbaşkanı ve 3 doz aşısını olmuş bir birey sıfatı ile milletimin karşısındayım. Bu salgına karşı başka bir tedbir mevcut olsaydı onu da değerlendirmekte tereddüt göstermezdik. Sürekli dönüşen ve değişen virüse karşı halihazırda aşı dışında bir korunma yöntemi bulunmuyor. Her alanda hayatımızı sürdürebilmemiz, hepimizin aşı olmasına, aşılarını tamamlamasına bağlıdır.

HAYATINI KAYBEDENLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜ AŞI YAPTIRMAYANLAR: Son dönemde salgın sebebiyle hastanelere yatan, yoğun bağıma alınan, entübe edilen, hayatını kaybeden hastaların çok büyük bir bölümünün aşı yaptırmayanların oluştuğunun altını özellikle çizmek istiyorum. Şu anda aralarında Ankara ve İzmir’in de bulunduğu 33 ilimiz aşılamada yüzde 75 sınırını geçerek mavi listeye girmiştir. Tüm vatandaşlarıma, bir kez daha aşılarını derhal olmaları çağrısında bulunuyorum.

AŞI OLMAYANA PCR TESTİ ZORUNLULUĞU: Okullarda 6 Eylül’de yüz yüze eğitimin başlaması ile birlikte öğrencilerle irtibatlı, ancak henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az iki defa PCR testi yaptırmasını isteyeceğiz. Aşı olmayan üniversite öğrencilerinin ve üniversite çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmalarını talep edeceğiz. Uçak ve şehirlerarası otobüs yolculuğu; konser, tiyatro, sinema gibi faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız.

TOKALAŞMA, SARILMALARIN ARTTIĞI GÖRÜLÜYOR: Kimi ülkelerin aşı olmayanlara yönelik kısıtlamalar getirdiğini görüyorum. Ülkemizde böyle bir zorlamaya ihtiyaç duyulmadan vatandaşlarımızın kendi istekleri ile aşılarını olacaklarına inanıyorum. Son dönemde tokalaşma, sarılma gibi selamlaşma yöntemlerinin arttığı görülüyor. Vatandaşlarımızdan Bir müddet daha sabırlı olmalarını istiyorum.

TÜRKİYE SAHİPSİZ BİR ÜLKE DEĞİL: Türkiye elbette isteyenin istediği gibi elini kolunu sallayarak girip çıkabileceği sahipsiz bir ülke değildir. Bununla birlikte biz sadece kendimizi düşünerek kapımıza gelenlere sırtımızı dönecek karakterde bir toplum değiliz.

300 BİN CİVARINDA AFGANİSTANLI ÜLKEMİZDE: Bu yılın ilk 7 ayında 77 bin düzensiz göçmeni yakaladık. Son 3 yılda yakaladığımız düzensiz göçmenlerin yaklaşık yarısı Afganistan uyrukludur. Ülkemizde halihazırda toplamda 300 bin civarında Afganistanlı olduğunu biliyoruz.

GEREKİRSE TALİBAN’LA GÖRÜŞECEĞİZ: Amerika'nın Afganistan'dan çekilişi sonrasında bu ülkede inisiyatif üstlenme konusunda çeşitli görüşmeler yapıyorduk. Görüşmeler tamamlanmadan Taliban ülkenin neredeyse tamamını kontrol altına aldı. Bizim gayemiz öncelikle bu ülkenin istikrarı ve güvenliği olduğu için gerekirse Taliban'ın kuracağı hükümetle de görüşeceğiz.

NEFRET SÖYLEMİ TEHLİKELİ VE ART NİYETLİ: Düzensiz göçmenlerin ülkemizde yol açtığı huzursuzluğun farkındayız. Münferit birtakım hadiselerin medya ve sosyal medya vasıtasıyla farklı boyutlarda takdim edilmesini iyi niyetli bulmuyoruz. Muhalefetin bu konudaki nefret söylemlerini de tehlikeli ve art niyetli buluyoruz.

YAĞMAYA YELTENENLERİ AFFETMEYİZ: Bu ülkenin kanunlarına, kurallarına, düzenine uymayanların kaos çıkartacak tavırlar sergilemesine asla izin vermeyiz. Bu tür davranışlar gösterenler yakalanarak derhal sınır dışı edilmektedir. Sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri kendi kirli gündemlerine meze etmek isteyenlere göz yummayız. Bu insanların hayatlarına kastedenleri, yağmaya yeltenenleri asla affetmeyiz.

TÜRKİYE’NİN AVRUPA’NIN MÜLTECİ AMBARI OLMAK GİBİ BİR MECBURİYETİ YOK: Milyonlarca insanın cazibe merkezi haline gelen Avrupa sırf kendi vatandaşlarının refahını korumak için sınırlarını kapatarak bu sorunun dışında kalamaz. Avrupa bu tutumuyla insani değerlere de sırtını dönüyor. Türkiye'nin Avrupa'nın mülteci ambarı olmak gibi bir mecburiyeti yoktur.

SURİYELİLER FARKLI BİR KONU: Ülkemizdeki Suriyeliler meselesi farklı bir konudur. Bu insanlardan dilimizi öğrenerek, mesleki yeteneklerini geliştirerek, sosyal uyumu sağlayarak ülkemizde kalacak olanlar elbette olacaktır. Bunu başaramayanların kendi ülkesindeki durumunu iyileşmesiyle geri gönderilmeleri bizim kendi vatandaşlarımızın sorumluluğunun gereğidir. 450 bine yakın Suriyeli kardeşimiz kendi rızalarıyla ülkemizin güvenli hale getirdiği bölgelere dönmüştür. Afganistan'a gönderdiğimiz kişi sayısı 235 bini bulmuştur."