Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dün yaptığı “Koku bütün Türkiye’yi, bütün dünyayı sardı, Saray hissetmiyor. Çünkü lağım orada” açıklamalarına yanıt verdi. Erdoğan, “Lağım çukuru’ diye ifade edilen iftiraların ve onları ortaya atan mahfillerin peşinden gitmek, ancak kendini oraya layık görenlerin işidir. Milletten umutlarını kesenler, gırtlaklarına kadar iç içe girdikleri terör örgütleri yetmemiş olacak ki, suç örgütlerine bel bağlamış durumdalar" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddiaları ile ilgili, “Koku bütün Türkiye’yi, bütün dünyayı sardı, Saray hissetmiyor. Çünkü lağım orada. Türkiye’yi temelden sarsan bir sürü açıklamalar var. Saraydan tek cümle bile yok. Niçin? Bu lağım çukuru, bu kadar kokuyu dünyaya yaymışken, neden kimse konuşmuyor? Neden savcılar harekete geçmiyor? Nerede bu savcılık? Lağım basmış, yolsuzluklar diz boyu. Bir Allah’ın kulu kalem bile oynatmıyor, oynatamıyor” sözlerine yanıt verdi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"7 HAZİRAN SEÇİMLERİNİNİN ASLA UNUTULMAMASI GEREKİYOR: Çok partili siyasi hayata geçişimizde tek parti faşizminin baskılarına ve kötü mirasına rağmen, Türkiye’yi demokrasi ve milli iradenin üstünlüğü ile bu Meclis tanıştırmıştır. Son dönemde de Meclisimiz, birbiri ardına önemli imtihanları alnının akıyla vermiştir. Bunlardan biri de önceki gün 6. yıl dönümünü geride bıraktığımız 7 Haziran 2015 seçimleridir. Türkiye 2013'teki Gezi olaylarıyla başlayan karanlık senaryonun Meclis veçhilesiyle 7 Haziran'da karşılaşmıştır. Eski Türkiye özlemlerinin tekrar canlandırılmaya çalışıldığı, 7 Haziran 2015 seçimlerinin asla unutulmaması gerekiyor. Milletimiz, her seçimde bize verdiği güçle, ülkenin geleceğini karartmaya çalışanların hevesini kursaklarında bırakmıştır.

KARANLIK SENARYOLARA TESLİM ETMEDİK: Türkiye’nin gündemini, karanlık mahfillerde kurgulanan senaryolara teslim etmedik. Ülkemize ne şu veya bu dış gücün, ne onların piyon olarak kullandığı örgütlerin, ne de içeride bu kirli senaryoya gönüllü figüran yazılanların istikamet çizmesine izin verdik.

KENDİNİ ORAYA LAYIK GÖRENLERİN İŞİDİR: Dün, CHP Genel Başkanı koltuğunda oturan zat, çıkmış; ‘lağım çukuru’ olarak ifade ettiği birtakım iddiaları Meclis kürsüsünden tekrarlıyor. Aynı kürsü, PKK terör örgütünün güdümündeki partinin savunma zemini haline de dönüştürüldü. Aynı kürsü, geçmişte, FETÖ’nün kumpas projelerine de pervasızca alet edilmişti. ‘Lağım çukuru’ diye ifade edilen iftiraların ve onları ortaya atan mahfillerin peşinden gitmek, ancak kendini oraya layık görenlerin işidir.

İSTİFA DİYE BİR MÜESSESE VARDIR: Milletten umutlarını kesenler, gırtlaklarına kadar iç içe girdikleri terör örgütleri yetmemiş olacak ki, suç örgütlerine bel bağlamış durumdalar. Onurlu insanların başvurduğu istifa diye bir müessese vardır. Girdiği her seçimde, ‘şu kadar oy alamazsam bırakırım’ diyen ama her defasında onuruna ayaklar altına alıp, arsızca koltuğunda oturmak devam edenler önce aynanın karşısına geçip bunu kendilerine söylemelidir. Türkiye’de hiç kimsenin bu haysiyet fukaralarından onur ve haysiyet dersi almaya da ihtiyacı yoktur. Bizim ülkemize yaptığımız hizmetlerin şahidi, milletimizin ta kendisidir.

AK PARTİ’Yİ KİRLİ SENARYOLARIN İÇİNE YERLEŞTİRME GAYRETLERİNİ KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL: Sadece parti değil, ülke ve millet olarak da meselelerimizi konuşmak, tartışmak ve çözümler üretmek için başkalarının dayatmasına itibar etmedik. Aynı şekilde, yolumuzu karanlık mahfillerin kirli senaryolarına göre de belirlemedik. Bizim tek pusulamız milletimizdir. Milletimizin ihtiyaçları, beklentileri, talepleridir. Biz, demokrasiyi, hukuku, adaleti birileri bize dayattığı için değil; milletimiz bunlara layık olduğu için en üst seviyede tesis etmenin gayreti içinde olduk. Biz terör örgütleriyle, suç örgütleriyle mücadelemizi, sınırlarımıza yönelen tehditleri, egemenliğimizi hedef alan saldırıları, birilerinin yardımıyla değil, milletimizle birlikte göğüsledik ve akamete uğrattık. AK Parti’yi ısrarla kirli senaryoların içine yerleştirme gayretlerini kabul etmemiz mümkün değildir. 

SUÇ ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE EDEN YEGANE PARTİYİZ: Türkiye’de bugüne kadar tek parti faşizmiyle de, vesayet ve darbe heveslileriyle de, terör örgütleri ve organize suç şebekeleriyle de göğüs göğüse mücadele eden yegane parti biziz. Yarın da bu mücadeleyi sürdürebilecek tertemiz sicile, yeterli donanıma, gereken azim ve kararlılığa sahip tek parti biziz. Kendi kirli geçmişleri bizi karalayarak örtebileceklerini sananlar bu ülkenin sosyal medya mecraları üzerinden değil demokratik mekanizmalarla yönetildiğini 2023’te bir kez daha göreceklerdir.

ARKALARINDA 3-4 ÖRGÜTÜN BULUNDUĞUNU GÖRÜRÜZ: Bugün dünyada ülkemize uluslararası alanda iftira atan, suç yamamaya çalışan kesimlere baktığımızda arkalarında 3-4 örgütün bulunduğunu görürüz. Bunlardan biri bölücü terör örgütü PKK, bir diğeri FETÖ’dür, diğeri Batı’daki eli kanlı Ermeni örgütlerinin artığı kuruluşlardır. Şimdi bunlara bir de organize suç örgütleri mensuplarını eklediler. Esasen bir bakıma bu yapıların hepsi de aynı kaynaklardan beslenmektedir. Tüm bu malzemeleri, kişisel ikbal uğruna tekrarlayan bir kısım siyasetçileri de bu listeye eklemek gerekiyor.

MİLLET DÜŞMANLARININ MALZEMELERİNİ MECLİS KÜRSÜSÜNE TAŞIMAKTA ISRAR EDENLERİ GÖRDÜKÇE ÜZÜLÜYORUZ: FETÖ'den PKK'ya şimdi de organize suç örgütlerine kadar yeminli millet düşmanlarının malzemelerini Meclis kürsüsüne taşımakta ısrar edenleri gördükçe ülkemiz adına üzülüyoruz. Türkiye’nin geleceği adına en küçük projlerini, gayretlerini, hayallerini duymadıklarımızın; örgütler üzerinden tedavüle sokulan senaryoların üzerine balıklama atlamalarının takdirini milletimize bırakıyoruz. Onlarla kaybedecek vaktimiz yok, yapacak işimiz çok.

MİLLET AÇMIŞ, NANKÖRLÜK PARAYLA DEĞİL: Şimdi bakıyorsunuz, sözde siyasi parti genel başkanı olarak çıkıp, konuşanlara bakıyorsunuz; durmadan hep iftira. Millet açmış. Biz ne gerekiyorsa bütün imkânlarımızı seferber ederek yapıyoruz. Aç olarak dolaşanları buyurun siz de doyuruverin. Yapılandırmaysa bütün yapılandırmaları yapıyoruz. Ama nankörlük biliyorsunuz parayla değil, onlar yine nankörlüğe devam ediyorlar. Milletimizden gayet güzel teşekkürler alıyoruz, bunlar millet aç diyor. 

BİHABER OLANLAR ANLAMAZ Kİ: Evet, ben Rizeliyim. Ben Rize’deki çay müstahsilinin davranışını iyi bilirim. Aynı şekilde Trakya’dan, çeltik üreticisinin yaklaşımının ne olduğun da gayet iyi biliyorum. Ama bunlardan bihaber olanlar kalkıp da çeltik üreticisi ne üretir, bundan anlamaz ki. Çeltik üreticisine ne verilmiş bunu da bilmezler. Bütün bunları oradaki kooperatiflerin yöneticileri ile görüşmek suretiyle adımlarımızı attık. Çayda, hububatta aynı şekilde attık, atmaya da devam ediyoruz, edeceğiz.

BUNLARIN KALBİ MÜHÜRLÜ: Milletimize birlikte sizler de takip ediyorsunuz. Her ay onlarca yol, tünel, köprü, baraj, sulama tesisi, millet bahçesi toplu konut projesi açılışı yapıyoruz. Bunların kulağı var, ama duymuyor; gözü var, ama görmüyor; kalbi var ama duymuyor, çünkü mühürlü. Varsın olsun duymasın, varsın olsun görmesin, varsın olsun mühürlensin, benim milletim duyuyor ya bize bu yeter.

BELKİ İNSAFA GELİRSİN: Depremlerde, ne kadar kısa zamanda konutları yaptık ortada. O bölgede felaketzedeler, depremzedeler, bu inşaatların nasıl devam ettiğini görüyorlar. Bu siyasi partilerin başkanının bir tanesi de İzmir Milletvekili. Git bir gör, bak bakalım inşaatlar nasıl devam ediyor. Ama doğru dürüst oralara uğradığı yok. Bir diğeri, Millet İttifakı’nda. Sen de git, bir bak bakayım, orada ne var. Gerçekten bir şey yapılıyor mu, bu hükümet orada ne gibi yatırımlar yapıyor. Belki insafa gelirsin.

SAĞLIKTA ÖRNEK GÖSTERİLEN ÜLKELERİ FERSAH FERSAH GERİDE BIRAKTIK: Sağlıkta hem altyapı, hem yetişmiş insan kaynağı, hem hizmet kalitesi, hem kapsayıcılık bakımından geçmişte bize örnek gösterilen ülkeleri fersah fersah geride bıraktık, solladık geçtik, gidiyoruz. Salgın dönemde yaptıklarımız bile, yakın tarihe altın harflerle yazılacak önemdedir.

ÇAPSIZ BİR ANLAYIŞLA MÜCADELE EDİYORUZ: Savunma sanayindeki başarımız tüm dünyanın gündemindedir. Geliştirdiğimiz ve ürettiğimiz hava, kara, deniz araçlarına olan ilgi giderek artıyor. Bu alanda yeni ve daha büyük atılımların hazırlıkları içindeyiz. Sanayicilerimiz, diğer alanlarda da önemli adımlara imza atıyorlar. Yerli otomobilimize sahip olma konusundaki çalışmaları planladığımız şekilde sürüyor. Turizmde salgın sebebi ile yaşanan sıkıntılara karşı attığımız adımları diline dolayacak kadar çapsız bir anlayışla mücadele ediyoruz.

FIFA 21, "PEPSİ" VE ZULA OYUNLARINDA: Önceki gün AK Gençlik E-Spor Turnuvası’nın finalinde gençlerimizle birlikteydik. Salgın sebebiyle kısıtlamalar yaşadığımız bir dönemde, FİFA 21, PEPSİ (PUPG) ve Zula oyunlarında tam 26 gün boyunca e-spor heyecanını gençlerimizin evine taşıdık. Kendi alanında bir ilk teşkil eden turnuvamıza 2 bin 165 oyuncumuz iştirak etti. E-spor gibi alanlar 30 yaş altı gençlerimiz arasında yaygınlaşıyor. Gençlerimizin ilgisini yakından takip ediyor, E-spor'un kurumsallaşması için adımları atıyoruz. 2012 yılında 70 milyar dolar büyüklüğü sahip olan dünya dijital oyun sektörü 2020 yılında 159 milyar dolara ulaştı. Nereden nereye. Hükümet ve parti olarak biz de gençlerimizin ilgisini yakından takip ediyor e-sporun kurumsallaşması için gereken adımları atıyoruz.

ADİL BEY, FİBER HATLARI UZATACAĞIZ: Son 19 yılda, internet altyapısına ciddi yatırımlar yaptık. Fiber hat uzunluğumuzu 81 bin kilometreden 460 bin kilometreye çıkardık. Ülkemize çağ atlatacak 5G teknolojisini kısa sürede Türkiye'ye kazandırmakta kararlıyız. Adil Bey (Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu) bu fiber hatları daha da uzatacağız. Bizden sonra gelenler bizi geçti. Bu uzunluğu, süratle daha artırmamız lazım.

TÜRKİYE’NİN ASIL İHTİYACI BU: Sadece birkaç başlıkla ifade etmeye çalışmamıza rağmen hizmetlerimizi anlatmakla bitiremiyoruz. Türkiye’nin asıl ihtiyacı bu. Milletimiz bizden vaktimizi ve enerjimizi karanlık mahfillerin sinsi oyunlarıyla heba etmemizi değil ülkeyi kalkındırmamızı istiyor.

ÇEVRE BİZİM İÇİN EZELDEN UZANAN BİR DAVADIR: Çevre ve tabiatımızın korunması bizim için ezelden uzanan bir davadır. Parti kürsülerinden yalan ve iftiralardan ibaret iddiaları, aksi yöndeki belgeler defalarca önlerine konulduğu halde ısrarla tekrarlayarak çevrecilik olmaz. Ülkenin ve milletin hayrına her projeyi çevre bahanesiyle engellemeye çalışarak da çevrecilik yapılamaz. Çevrecilik, üstlendikleri görevi yerine getiremeyenlerin daha önce başlanan işleri durdurmaları hiç değildir. Türkiye’yi 81 vilayetinde olduğu gibi İstanbul’u ve benzer sıkıntıların yaşandığı diğer şehirlerimizi bu tür insafsızlıklara terk etmedik, etmeyeceğiz.

ANKARA’DA HAVALİMANINI DA BİZ YAPTIK: Gözleri var görmezler. Git Yavuz Sultan Selim’den, Osmangazi’den, Marmaray’dan, Avrasya’dan geçiver. Bu otobanları kullanmadılar mı? Ankara’daki havalimanını kim yaptı ya, o havalimanını da biz yaptık. Bundan önce böyle bir havalimanı Ankara’da var mıydı, yoktu. Aynı şekilde Çanakkale Havaalanı bu dönemde bizim eserimiz. Onlar Doğu’ya filan gitmezler. Bunlar salon sosyetesi olduğu için oralara kadar uzanamazlar. Bunlarla beraber İzmir milletvekilisin, İstanbul-İzmir Otobanı’nı biz yapmadık mı? Hâlâ bir eser var mı diyorsun. Senin hastane hayatını biliriz biz. SGK’nın başındayken orayı nasıl çökerttiğini biliriz. Biz  bu hastaneleri yaparken, bu hastanelerin niçin yapıldığını soruyor. İnsanlığımızın sağlığı için. Bu hastaneler bunun için yapıldı. Dikkat et bu hastaneler şehir hastanesi. Senin SGK’nın başında olduğu dönemde serum yoktu, tuvaletler kan revan içindeydi. 

NASIL HALİÇ’İ TERTEMİZ YAPTIYSAK İNŞALLAH MARMARA DENİZİ’Nİ TEMİZLEYECEĞİZ: Son dönemde, başımızı ağrıtan bir konu, Marmara’da başlayan ve giderek genişleyen müsilaj sorununa da işte bu anlayışla bakıyoruz. Nasıl Haliç’i tertemiz yaptıysak inşallah bu müsilaj belasından da Marmara Denizi’ni temizleyeceğiz.  Meseleyi ilk andan itibaren titizlikle takip ettik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız uzman ekipleriyle hemen harekete geçti. Üniversitelerimizle birlikte hareket halindeyiz. Suyun altından ve üstünden alınan numuneler TÜBİTAK’tan incelenmeye başlandı. Karada da tüm atık su ve katı atık tesislerinde denetimler yoğunlaştırıldı. YÖK’te yarın üniversitelerimizin ilgili akademik birimlerinin bu konudaki çalışmalarını değerlendirmek üzere bir toplantı gerçekleştirilecek. Toplantı sonrasında bu bilim insanlarımızla, külliyede bir araya gelecek, bilgi alacağız. Kıyılarımızı bu tehditten korumak için yürütülecek çalışmaların, bilimin desteğiyle yürütülmesinin önemli olduğuna inanıyoruz.

HERKES ÖNCELİKLE KENDİ İŞİNE BAKACAK: Gözbebeğimiz Marmara’yı ve İstanbul’u; Silahtarağa’daki arıtma tesisinin yapımını törenle durduran arkadaşlar, metroların inşaatını toprakla kapatan, Küçükçekmece’nin derelerini bakterilere teslim eden, Beykoz’daki ve Şile’deki dereleri, arıtma tesislerini işletemeyerek kire pise bulayan, pek çok yerde çöp toplamaktan bile aciz olan, her yerinden basiretsizlik akan zihniyetin keyfine bu ülkeyi terk edemeyiz. Herkes öncelikle kendi işini yapacak, sokağa ile parkı ile denizi ile tüm canlıları ile şehirlerimiz koruyacak. Partisine bakmaksızın işini yapamayan kurumların eksiklerin kapatmak, milletimize karşı sorumluluğumuzun gereği olarak bize düşüyorsa, gereğini yerine getirmekten çekinmeyeceğiz.

KANAL İSTANBUL’U ENGELLEMEYE ÇALIŞANLAR ÖNCE ASGARİ GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRSİNLER: Bu çerçevede iklim dostu şehircilik anlayışının örneği, cumhuriyet tarihimizin en büyük projelerinden biri olan Kanal İstanbul’un inşasına da başlıyoruz. Planlama sahasının yarıdan fazlası yeşil alanlardan oluşan, yürüyüş ve bisiklet yollarıyla ekolojik koridorlara ev sahipliği yapacak bu proje İstanbul’un ve ülkemizin iftiharı olacaktır. Kanal İstanbul’u; depremi tetikleyeceğinden, susuzluğa yol açacağına kadar nice zırvayla engellemeye çalışanlar bu şehre karşı önce asgari görevlerini yerine getirsinler. Ondan sonra bizim projelerimize laf etsinler. Yalanlara, iftiralara bakmadan, hayırda yarışmayı sürdüreceğiz.

SALDA GÖLÜ’NDE ARITMA TESİSİNİN DE HAYATA GEÇMESİ İLE…: Ülkemizin her köşesinde çevre yatırımları gerçekleştiriyoruz. Salda Gölü projesi bunlardan biridir. Mahallinde, belediyelerin yetersiz kalması üzerine bu bölgeyi iki yıl önce, özel çevre koruma bölgesi ilan ederek ilk adımı attık. Salda Gölü’ndeki su kalitesini düzenli şekilde izliyoruz. Arıtma tesisinin de faaliyet geçmesi ile uluslararası bilimsel incelemelere konu olan güzelliklerin gelecek nesillere geliştirilerek aktaracağımıza inanıyorum.

MİLLET BAHÇELERİ ÇEVRE DEVRİMİ: Geçtiğimiz hafta 10 tanesinin açılışını yaparak sayılarını 61’e ulaştırdığımız, 263’ünün yapımına devam ettiğimiz millet bahçelerimiz bile başlı başına bir çevre devrimidir. Avrupa’da en çok ağaçlandırma yapan ilk, dünyada dördüncü ülkeyiz. Erozyonla kaybettiğimiz toprak miktarımız yılda 500 milyon tondan 154 milyon tona düşmüştür. Araç sayısı son 20 yılda 7 milyondan 26 milyona çıkmasına rağmen sera gazı emisyonunu azaltmayı başarmış ender ülkeler arasındayız.

SİYASETİ KİRLİ ELLERİN OPERASYON ARACI OLMAKTAN KURTARACAĞIZ: Üstat Cemil Meriç’in deyimiyle; ‘Fildişi kulelerinden her hayra fren olmaya çalışan davasızlar’ diyor. Bizim eserlerimize ve hizmetlerimize engel olamadılar ve ısrarla söylüyorum, olamayacaklar. Havamızı, suyumuzu, topraklarımızı kirlilikten korumak için nasıl mücadele ediyorsak, inşallah siyasetti de kirli ellerin, kirli niyetlerin operasyon aracı olmaktan kurtaracağız. Bunun için 2023 çok önemlidir.

2023'E KADAR HER GÜN HAZİNE DEĞERİNDE: Sizlerden Haziran 2023’e kadar geçecek her günü hazine değerinde görerek çalışmanızı, dokunmadık yürek, kazanmadık gönül, tebessüm ettirmedik yüz bırakmamanızı istiyorum. Varsın birileri ülkenin ve milletin geleceğini lağımlarda arasın. Biz milletimizle birlikte çıktığımız bu kutlu yolda büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa edene kadar durmadan, duraksamadan bu yola devam edeceğiz."