Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü Temel Atma Töreni”nde, “Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Şu hale bak ya… ‘Biz geliyoruz, geldiğimizde bilesiniz ki size ödeme yapmayacağız.’ Sizin elinizden yatırımları alacağız. Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları öğren" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kanal İstanbul Sazlıdere Köprüsü Temel Atma Töreni” adıyla duyurulan törende konuştu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:

“KANAL İSTANBUL'UN İLK TEMELİ: Türkiye'nin kalkınma tarihinde yeni bir sayfa açıyoruz. Bugün ülkemizin gelişmesi için atılan adımlara bir yenisini daha ekliyoruz. Rahmetli Menderes, Rahmetli Özal, Rahmetli Erbakan, Demirel gibi ülkemizin kalkınma mücadelesinin sembol isimlerin ruhlarını bir kez daha şad ediyoruz. Evet, bugün Kanal İstanbul projesinin ilk köprüsünün temelini atıyoruz. Aynı zamanda Kuzey Marmara Otoyolu’nun Nakkaş-Başakşehir kesiminin Sazlıdere Barajı üzerindeki bağlantı yolu da olan bu köprünün ülkemize, milletimize, İstanbul’umuza hayırlı olmasını diliyorum.  

BOĞAZ'DA ÇOK YOĞUN BİR GEMİ TRAFİĞİ YAŞANIYOR: Bu proje neden gerekliydi? Gecikmeli de olsa bu temeli nasıl atıyoruz? İstanbul Boğazı dünyanın en kalabalık gemi trafiklerinden birine sahiptir. Boğaz’dan 1930’lu yıllarda yılda ortalama üç bin gemi geçiş yapıyordu. Günümüzde bu rakam 45 bine ulaştı. Sadece, şehir içi yolculuklar için İstanbul Boğazı’nın iki yakasındaki 54 ayrı iskelede günde 500 bin kişilik insan trafiği söz konusudur. Boğaz’da hem kuzey, hem güney hem doğu-batı istikametinde her sınıf ve kapasiteden çok yoğun bir gemi trafiği yaşanıyor. Gemilerin uzunlukları 50 metreden, 350 metreye kadar da yükseldi.

GEMİLERİN KARAYA ÇARPMASI İLE KÜLTÜREL MİRAS ZARAR GÖRÜYOR: Her büyük geminin boğaz geçişi şehir için ciddi risk anlamına geliyor. Petrolden organik ürüne kadar çok farklı yükler taşıyan gemilerin kaza yapmaları durumunda denizlerimizdeki doğal hayat da çok büyük tehdit altına giriyor. Gemilerin karaya çarpması ise hem kültürel mirasımız zarar görüyor, hem ciddi yıkım ve yangınlarla karşılaşabiliyoruz. Yaşı biraz ilerlemiş İstanbulluların hafızasında, Boğaz’da haftalarca yanan petrol gemilerinin görüntüleri mutlaka vardır.

Z KUŞAĞI… BUNLARI BİLMENİZ GEREKİYOR: Şimdi buradan gençlerimize sesleniyorum. Z kuşağı… Bakınız bütün bu olanlar bitenler, 19-20 yıldır bu ülkede iktidarda olan bizler neleri gerçekleştirdik, hangi adımları attık bunları bilmeniz gerekiyor. Daha geçtiğimiz yılın ilk aylarında Kabataş açıklarında kıyıya sürüklenen dev bir Rus savaş gemisinin yol açtığı tehlikeyi henüz unutmadık. Montrö’de kılavuz kaptan ve römorkör kullanımının zorunlu tutulmaması, ticari gemilerin Boğaz geçişindeki riskleri daha da artırıyor. Büyük gemilerin geçişi için boğazın kapatılmak zorunda kalınması ve gemiler arasında bırakılması gereken mesafeler, ciddi zaman kayıplarına yol açıyor. Bu tür gemiler için beklemeden geçen her saat önemli bir maliyet demek.

MARMARA NE DURUMDA? FELAKET: Yapılan projeksiyonlar 2050’de Boğaz’dan geçecek gemi sayısının 78 bini bulacağını gösteriyor. Hesaplamalara göre İstanbul Boğazı’nın güvenli gemi geçiş kapasitesi 25 bindir. Kapasite yoğunluğundan kaynaklanan sintine ve balans sularının yol açtığı sıkıntılar yanında ev ve sanayi atıklarının kirlettiği İstanbul Boğazı alarm zilleri vermeye başlayalı çok oldu. İşte şu müsilajla ilgili bakın Marmara ne durumda. Felaket değil mi? Nedir bu durum diye hep ‘yandık’ diyoruz.

500 BİN KİŞİ KAPASİTELİ YERLEŞİM ALANLARI: Boğazı gemi geçişlerine kapatamayacağımıza göre yeni kanal inşası gündeme getirdik. Kanal İstanbul’a İstanbul'un geleceğini kurtarma projesi olarak bakıyoruz. Kanal İstanbul projesiyle amacımız her şeyden önce İstanbul Boğazı ve çevresindeki vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Güvenlik altına almak için de bu projeye ihtiyaç vardır. Gemi trafiği yükünün hafifletilmesi, beklemelerin azaltılması, seyir zorluğundan kaynaklanan sıkıntıların ortadan kaldırılması da projenin amaçları arasında yer alıyor. Proje kapsamında yer alan 500 bin kişi kapasiteli yerleşim alanları, depreme hazırlık için gereken alternatif yerleşim alanları oluşturulmasındaki eksikliğimizi de kapatacaktır.

KİME SORULMASI GEREKİYORSA SORULDU: Görüldüğü gibi bu pek çok faydayı aynı anda sağlayacak bir projedir. Kanal İstanbul fikrini paylaştığımız 27 Nisan 2011 tarihinden itibaren proje en ince detayına kadar çalışıldı. Güzergah, sondaj, ön proje, etüt proje, saha ve laboratuvar çalışmaları ile ÇED süreci yürütüldü. Birileri kendi yetki alanlarında olmayan hususlarla ilgili ‘bize sorulmadı’ diye sızlanıyorsa da projenin her aşaması hukuka ve bilime uygun yürütüldü ve tamamlandı. ‘Bize sorulmadı’ diyenlere sesleniyorum. Unutmayın, kime sorulması gerekiyorsa onlara sorulmuş ve yola böyle çıkılmıştır.

SİZİN DİKİLİ AĞACINIZ YOK: Ya siz zaten bu ülkede bugüne kadar dikili bir ağacınız yok. Bu ülkede sizler şu ana kadar Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptık. Kanal İstanbul için nasıl çıldırıyorsanız orada da öyle çıldırdınız. Marmaray'ı yaptık, yine önümüzü kesmeye çalıştınız. Çılgınlar gibi ama yaptık. Avrasya Tüneli'ni yaptık, Osmangazi'yi yaptık. İstanbul, İzmir yolunu yaptık. Önünü kesmek istediniz. Sizi dinlemiş olsaydık bunların hiçbiri olmayacaktı. Birinci köprü, Fatih Sultan Mehmet’te de aynı şeyleri yaptınız. Dinlemedik ve dedik ki, kervan yürür ve kervan yürüdü. Bu hususlarda en küçük bir eksiklik, yanlışlık olsaydı şimdiye kadar çoktan ortaya çıkardı.

HER TÜRLÜ RİSKİ TAŞIYOR: Mevcut güzergah 5 ayrı alternatif arasından en makul arasından seçildi. Sadece proje çalışmalarında 11 üniversiteden 204 uzman görev yaptı. 304 ayrı yerde 17 bin metrenin üzerinde sondaj, 248 adet jeofizik etüt gerçekleşti. Modellemede 35 ayrı ülkeden 3500 kişi görev aldı Bay Kemal. Biz neyi nerede kiminle yapacağımızı çok iyi biliriz. Bak bu çeşme açılış töreni değil, musluk takma töreni de değil. Dünyada örnek kanallardan birinin bugün temelini atıyoruz. Kanaldan geçecek gemi boyutları ve trafik kapasitesi boğazdaki mevcudun yüzde 99'unu karşılayacak şekilde tespit edildi.

Kanalın uzunluğu 45 kilometre. Genişliği minimum 275 metre, derinliği 21 metre olarak belirlendi. Bir başka ifade ile 275 metre uzunluğa kadar petrol tankerleri ve 350 metreye kadar konteyner gemileri bu kanaldan geçebilecek. Bunları İstanbul'dan kazasız belasız geçirmek öyle kolay iş değil. Her an her türlü riski taşıyor.

13 KAT DAHA GÜVENLİ: Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi trafiğinin boğaza göre 13 kat daha güvenli gerçekleşeceğini gösterdi. Birisi de bugün temelini attığımız toplamda 6 köprü inşaa edilecek. Mevcut karayolları için kanalın üzerinden köprüyle geçiş öngörülüyor. Ayrıca, demiryolu, temiz su, atık su, doğalgaz, elektriğe kadar 25 altyapı projesinin tamamı da kanal kazılmadan tamamlanacak şekilde hazırlandı.

DÜNYANIN EN ÇEVRECİ PROJESİ: Karadeniz çıkışının hemen sağında konteyner limanı ve lojistik merkezi. Bu güzellikleri görüyor musunuz? Tam Karadeniz'e çıkıyoruz ve lojistik merkezi, muhteşem bir liman. Karadeniz çıkışının solundaki rekreasyon ve yenilebilir enerji alanı İstanbul'a değer katacak. Kanalın iki tarafına planlanan 500 bin nüfuslu yerleşim alanı da İstanbul merkezindeki baskıyı ortadan kaldıracağını inanıyoruz. Kanal İstanbul belki de dünyanın en çevreci projesi olarak hayata geçirilecektir. Proje alanının yüzde 52'si bu yönde kullanılacaktır.

ÇED RAPORLARINI RAHATLIKLA BAKANLIK VERİR: Çalışmaların bilimin ve tekniğin ışığında, hukukun izinde yürütüldüğünün altını tekrar çiziyorum. Bir şeyi daha bilmeleri lazım. Çevre Şehircilik Bakanlığı dediğimiz zaman bir duracaksın. ÇED raporlarını rahatlıkla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verir, verebilir. Bunu da öğreneceksiniz. Tüm bu süreçte görev alan sorumluluk üstlenen katkı sağlayan bakanlarımıza, belediye başkanlarımıza, firmamıza, uzmanlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Nihayet kanalın ilk köprüsünün temelini atma aşamasına geldik. Hem kanal üzerindeki diğer köprüleri ve altyapı deplase çalışmalarını hem de kanal kazısını başlatacağız.

DEVLETİN KASASINDAN 5 KURUŞ ÇIKMAYACAK: Kanal İstanbul'u yaklaşık 15 milyar dolarlık bir maliyetle 6 yıl içinde tamamlamayı hedefliyoruz. Geçecek gemilerden sağlanacak gelir, liman ve diğer unsurlardan elde edilecek kazançla Kanal İstanbul kendi kendini finanse edecektir. Böylece Türkiye devletin kasasından, kesesinden 5 kuruş çıkmadan dünya çapında bir esere daha kavuşulacaktır. Projenin mevcut sürecini nasıl adım adım takip ettiysek bundan sonra da hassasiyetle takibini sürdüreceğiz.

ATILAN HER ADIMIN ÖNÜNÜ KESMİŞTİR: Rabbime bizlere bu günleri gösterdiği için hamdediyorum. Aziz milletim Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluş döneminde başlatılan kalkınma hamleleri kısa sürede varlığını sürdüren zihniyet tarafından engellenmeye çalışılmıştır. Ülkemiz yakın tarihi her alanda başlatılan projelerin önü bu zihniyet tarafından nasıl kesildiğinin örnekleri ile doludur. Kim bu, evet CHP. Atılan her adımın önünü kesmiştir. CHP nasıl ön keseriz diye çalışmalar ve gayret içindedir.

BÖLÜNMÜŞ YOLLAR GENÇ KUŞAK TARAFINDAN BİLİNMİYOR: Uçak yapan Nuri Demirağ'dan otomotiv, lokomotif geliştiren nice isimlerin hazin hikayelerini milletimiz biliyor. Genç nüfus bunu bilmiyor. 19 yıl önce yaptıklarımızı da bilmiyor. Eğitimde, enerjide, sağlıkta, ulaşımda attığımız adımları bilmiyor. Yapılan bölünmüş yollar, otoyollar maalesef genç kuşak tarafından bilinmiyor.

ENGELLEME POLİTİKALARININ BAŞLANGICI İNÖNÜ: 6 bin kilometreden alınan yollar şimdi 27 bin kilometreye geldi ama genç kuşak bunları bilmiyor. Gazi Mustafa Kemal’in de sürdürdüğü Hicaz demiryolu projeleri ipleri eline alır almaz İnönü tarafından durduruldu. İşte CHP'nin o engelleme politikalarının başlangıcı orası. Biz yeniden demiryolu inşasına başlayana kadar Türkiye bu kısırlığı yaşamaya devam etti. Nuri Demirağ'ın uçakların satışına ve ihracına izin vermeyecek fabrikanın kapısına kilit vurulmasına neden oldular. Rahmetli Menderes aralarında Vatan Caddesi'nin de bulunduğu bulvarları açarken "Buraya uçak mı indireceksiniz" diye karşı çıktılar.

AŞIK VEYSEL GİBİ DAĞLARI DELDİK: Aşık Veysel gibi biz dağları deldik. Tünellerle viyadüklerle bağladık. GAP gündeme geldiğinde milletin hakkını yiyecekler diye ortalığı ayağa kaldırdılar. Keban Barajı'nda üretilecek enerjiyi toprağa mı vereceksiniz diye çamur attılar. GAP’ı yeniden ele alıp hızlandıran biz olduk. İstanbul Boğazı üzerinde inşa edilen birinci köprüye buradan mutlu azınlık geçecek diye karşı çıktılar. Bittiğinde ilk kendileri geçtiler.

Rahmetli Özal'ın köprü projesine hep karşı çıktılar. Bizim dönemimizde yapılan üçüncü köprü için artık iki beton kuleden ibaret diyenler de bunlardır. Sabiha Gökçen genişletilirken CHP'nin başındaki zat uçağın inmediği yere havalimanı yapıyorlar demişti. Sabiha Gökçen bugün bölgenin en etkili havalimanlarından biri haline geldi. Yetmiyor. Aynı kafa. Yeni havalimanımıza da çalmadık kara kalmamıştı. Dünyanın ilk 3 havalimanından biri oldu. Ey CHP sizin gidecek yeriniz yok.

YATIRIMCILARI TEHDİT EDİYORLAR: Hatırlarsanız bu projeyi üstlenen firmalara atmadık iftira, etmedik laf bırakmadılar. İstanbul Havalimanı küresel marka haline dönüşmüştür. Denizlerin altından farklı yerlere geçebiliyoruz. Millete hizmet eden ne kadar abide eser varsa bu çapsız zihniyetin karşı çıkmasına rağmen ülkemize kazandırıldı. Türkiye tüm kalkınma hamlelerini basiretsiz bu zihniyete rağmen gerçekleştirdi. Şimdi de Kanal İstanbul'a karşı çıkıyorlar. Devlet adabını bile hiçe sayarak akıllarına ne gelirse söylüyorlar. Yatırımcıları tehdit ediyorlar. Şu hale bak ya… Biz geliyoruz, geldiğimizde bilesiniz ki size ödeme yapmayacağız. Sizin elinizden yatırımları alacağız.

ULUSLARARASI TAHKİM YOLUYLA SİZDEN SÖKE SÖKE ALIRLAR: Bankaları tehdit ediyorlar. Hızlarını alamayıp projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyor. Bu ne terbiyesizliktir ya. Devletlerde devamlılık esastır. Bunlar devlet terbiyesi de görmediler. Siz nasıl devlet yönetimine talipsiniz ya. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla da alırlar. Bunları da öğren. Bunlar tam manasıyla çaylak. Devlet yönetiminden haberleri yok. Ödeme yapmazmış, bankalara ödeme yapmazmış, uluslararası bankalara ödemesini yapmazmış. Milletimiz CHP kafasına kalsa, ülkenin ne barajlara, köprülere ve fabrikalara kavuşamayacağını bildiği için söylenenleri ciddiye almıyor. Bu halk kimin ter döktüğünü, kimin de avare kasnak gibi sırt üstü yattığını görüyor.

BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE'Yİ HEP BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ: İnsan ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Varsın birileri semer peşinde koşsun. Biz ülkemize ve milletimize eser kazandırma mücadelesini sürdüreceğiz. Yatırım yaparak, üreterek, istihdamı artırarak potansiyelimizi son sürat harekete geçirerek büyük ve güçlü Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. 19 yılda sağlıktan eğitime, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye her alanda neler kazandırdığımızın en yakın şahidi milletimizin kendisidir. Ziya Paşa’nın dediği gibi; Ayinesi iştir kişinin lafına bakılmaz.

Bizim referansımız 84 milyon vatandaşımızın her birinin hayat kalitesini yükselten, geleceğini aydınlatan başarılara imza atmamızdır. Kanal İstanbul işte bu atılım zincirinin yeni bir halkasıdır. Bugün ilk temeli atıyoruz. Yarın altyapı çalışmalarına başlayacak, öbür gün kanalın kazmasını vurarak milletimizin hizmetine vereceğiz. Fatih, İstanbul'u fethederken gemileri karadan yürüterek dünyayı kendine hayran bırakmıştır. Çanakkale 18 Mart Köprüsü yapılıyor mu yapılıyor. O da Altın boynuz gibi Çanakkale'yi süsleyecek.

Şimdi Marmara ve Karadeniz'i yeni bir boğazla Kanal İstanbul'la birbirine bağlayarak dünyayı kendimize hayran bırakacağız. Kanal İstanbul köprüsünün milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Projenin her aşamasında emeği geçen mimar, mühendis, işçi hepsini tebrik ediyorum. Rabbim kazadan beladan uzak tutsun inşallah. 6 yıl içerisinde burayı tamamlamayı bize nasip etsin istiyorum.

BAKAN KARAİSMAİLOĞLU: BAŞAKŞEHİR-BAHÇEŞEHİR-HADIMKÖY GEÇİŞİNİN BİR PARÇASI

Törende konuşan Uaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, proje ile ilgili "Köprümüz 45 kilometrelik Başakşehir-Bahçeşehir-Hadımköy yolunun bir parçası olmakla birlikte Kanal İstanbul’un Sazlıdere kesiminin de geçişini sağlayacaktır" bilgisini paylaştı.

Karaismailoğlu, "Daha geçen hafta, seyir halindeki kargo gemisinin bir balıkçı teknesine çarpması sonucu iki balıkçımızın hayatını kaybetmesinin acısı yüreğimizde. Bunlar İstanbul Boğazı’nda alternatif bir geçiş güzergahına ne denli ihtiyaç olduğunu apaçık gösteriyor" diye konuştu.

BİNALİ YILDIRIM: ÇOK ÖNEMLİ BİR PROJE

AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ise şunları söyledi:

"Bu sadece İstanbul'un değil, bölgenin projesidir. İstanbul Boğazı'nı korumaya alacak bir projedir. Bugün Boğaz'dan 40 binden fazla gemi geçiyor. Taşınan malların çoğu patlayıcı, her biri bir bomba. Biz diyoruz ki, emniyetli bir su yolu yapalım, tarih ve kültür şehrinin Boğaz'ı İstanbul'a kalsın. Bu proje bu kadar hayati öneme sahip. Gelecek 5 yılda dahi 5 milyar tonluk yük artışı söz konusu. Boğaz'ın boyunu büyütemeyeceğimize göre; boğazların kaza riskini ben kamuoyuna bırakıyorum. Her yönü ile çok önemli bir projedir."