Neredeyse bir yıla yaklaşan pandemi süreci herkesi vurdu, ancak restoran işletmecileri bu süreçte iflas bayrağını çekme noktasına geldi O işletmecilerden birisi de Ankara’da 11 yıldır restoran işleten Zeynep Demirbaş. ANKA Haber Ajansı, taksi durağı ziyareti sırasında İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in yayına giderek durumunu anlatmasıyla gündeme gelen Demirbaş’a ulaştı. Demirbaş, “Ben köy çocuğuyum. Bizim arkamızda zengin bir ailemiz yok. Biz burayı kendimiz kazıya kazıya yaptık. Ben bu mücadeleden vazgeçemem” diyerek verdikleri çetin ekonomik mücadeleyi ve yaşananları anlattı.

Demirbaş günler öncesinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in karşısına çıkmış, özellikle paket servis de yapamayan restorancılara ses olmuş, onların sorunlarını dile getirmişti. O konuşmadan günler sonra ANKA’nın ulaştığı Demirbaş, “Ekonomiden öksüz yetim gibi bırakıldık, yalnız bırakıldık, sahipsiz bırakıldık. Kanıyoruz. Acı çekiyoruz. Direniyoruz resmen direniyoruz. Biraz nefes almak istiyoruz. Bize moral olsunlar, ‘Şu tarihte sizi açacağız’ desinler. İnanın biz şu sokaktan daha güvenliyiz. Katı, sert kurallar uygulasınlar. Hepsine varız. Yeter ki 'açıyoruz' desinler” diye konuştu.

"BURASI BİR YAŞAM, HAYATIN GERÇEĞİ"

Restoranlarının ikinci sınıf gazino ruhsatı bulunması nedeniyle, ‘gel al servisi’ni bile yapamadıklarını söyleyen Demirbaş, mağduriyetini anlattı: 

"Paket servisi bizim sektörümüze uygun bir şey değil. O daha fastfood. Biz direk insanların masada yiyebileceği tarzdayız.  ‘Gel al servis’ tamamen bizim sektörümüze aykırı bir şey. Biz zaten anahtarı çevirip mutfağa inip de ocağı yakıp, yemek yapıp gel al götüre bile izin vermiyor devletimiz, açamıyoruz. Ruhsattaki tanımlamadan kaynaklı. Ne gel al ne gelip misafir etmeye uygun, normal şartlar altında açılabilecek hiçbir şekilde ruhsatımız buna izin vermiyor. Ruhsatımızdan dolayı biz açamadık. Biz restoranlarla aynı faaliyeti yapıyoruz. Aynı mutfakta yemek pişiriyoruz. Burası bir yaşam, hayatın bir gerçeği. İnsanlar iki üç saat de olsa nefes alıyorlar bizim bu mekanlarımızda. Adalet varsa bir şekilde herkes çileyi çeker ya da çekmez. Biz buna razıyız. 16 Mart’tan bu yana kepenkleri kapattık bekliyoruz yani artık dükkan eskidi. Çalışanlarımız zor durumda onlara bir şey söyleyemiyoruz.

"BANKACI, BAKKAL NASIL İŞİNE GİDİYORSA BEN DE İŞİME BAKMAK İSTİYORUM"

Biz Anadolu insanlarıyız. Ben köy çocuğuyum.  Bizim arkamızda zengin bir ailemiz yok. Biz burayı kendimiz kazıya kazıya yaptık. Ben bu mücadeleden vazgeçemem. Çoluğumuzun çocuğumuzun geleceği burada, yatırım yaptık buraya. Ekonomiden öksüz yetim gibi bırakıldık, yalnız bırakıldık, sahipsiz bırakıldık. Kanıyoruz. Acı çekiyoruz. Direniyoruz resmen direniyoruz. Biraz nefes almak istiyoruz. Bize moral olsunlar, ‘Şu tarihte sizi açacağız’ desinler... İnanın biz şu sokaktan daha güvenliyiz. Katı, sert kurallar uygulasınlar. Hepsine varız. Yeter ki ‘açıyoruz’ desinler. Artık bize bir yol göstersinler. Biz açılmak istiyoruz. Ekmeğimizi aşımızı evimize götürmek istiyoruz. Bankacı nasıl işine gidiyorsa, fabrikadaki insanlar nasıl işine gidiyorsa, bakkal nasıl gidiyorsa ben de işime bakmak istiyorum. Bize bir formül bulunabilir. Bir aşılama takvimi, bir HES kodu, gereken neyse yapılsın ve denetlenelim.

"İNANILMAZ BİR ÇARESİZLİK İÇERİSİNDEYİZ"

İşletmeci Volkan Demirbaş da "Bu süreçte devletten hiçbir yadım gelmedi. Hiç, sıfır yani. Devlet bizi mülk sahibimizle karşı karşıya bıraktı. Ne yapacağımızı ne edeceğimizi bilmiyoruz. İnanılmaz bir çaresizlik içerisindeyiz. Sektör artık kanayan bir yara olmaktan da çıktı yani kangren oldu" dedi.

"BİZ EKMEĞİMİZİ KAZANAMAYACAK MIYIZ?"

ANKA sektörde yaşanan sıkıntıları sektördeki diğer işletmecilere de mikrofon uzatarak sorunlarını dinledi. Benzeri sıkıntıları yaşayan diğer bir işletmeci olan işletmeci Murat Dağlar ise, "Ben ruhsatımda ‘bar’ yazıyor gerekçesiyle kapalıyım. Ruhsatımda ‘içkili restoran’ olmuş olsa açık olacağım. Birçok yer açıkken bizim kapalı olmamızı adaletli bulmuyorum. Doğru bulmuyorum. Biz de ekmeğimizi buradan kazanıyoruz. Yani biz ekmeğimizi kazanamayacak mıyız? Evimize ekmek götüremeyecek miyiz? Çalışanlarımız evine ekmek götüremeyecek mi?” diyerek tepki gösterdi.

"BİR AN ÖNCE AÇILMAYI BEKLİYORUZ"

Bir üniversitenin lokalini işleten Selim Yılmaz da "Yaklaşık bir senedir, 3-4 ay kapalı çalışma imkanımız oldu. Bekliyoruz, bir gelişme yok. Yiyecek içecek sektöründeyiz, ürettiğimiz ürünlerin birkaç gün içerisinde tüketilmesi ve satılması lazım. Satılmadığı zaman o da ayrı bir zarar oluyor. Bir an önce açılmayı bekliyoruz" diyerek çağrıda bulundu.

“ELEKTRİĞİM, KİRAM GELİYOR, EVİ GEÇİNDİRMEK DURUMUNDAYIM, BUNLARIN HİÇBİRİNİ YAPAMIYORUM”

Ailesinde çalışan tek kişi olduğunu belirten işletmeci Devrim Yılmaz, şöyle konuştu:

“Çok zor durumdayız. Geçinemiyoruz kiralarımız var, çocuğumuz okula gidiyor. Bir an önce açılmasını bekliyoruz. Bunu nasıl anlatacağımı da bilmiyorum. Ailemizle bir kere çok zor durumdayız. Ailede tek çalışan benim. Elektriğim geliyor, kiram geliyor, evi geçindirmek durumundayım, çocuğum var yani bunların hiçbirini yapamıyorum. Çok zor durumdayım, açılmasını bekliyorum.”