Dilan KUTLU

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ülkesindeki çiftçilere, "Bizi beslediğiniz için teşekkür ederiz" açıklaması yapması üzerine ANKA, Confédération Paysanne’a (Fransa Köylü Sendikaları Konfederasyonu) ulaşarak konuyla ilgili görüşlerini aldı. Fransa Köylü Sendikaları Konfederasyonu üyesi çiftçi Morgan Ody, "Seçmenlerini muhafaza etmek isteyen siyasetçilerin çiftçilere minnet duymaları önemli. Fakat Fransa’da çiftçilerin büyük bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşıyor” dedi. Ody, “Fransa’nın ve Türkiye’nin küçük çiftçileri birbirileriyle dayanışma içinde olmalı. Bir çiftçi sendikası ne bir patron sendikası ne de maaşlı işçi sendikasıdır. Biz ekmeğimizi düzenli ve gündelik çalışmamızla elde ediyoruz. Bu durum kendi sendikalarımızı kurma hakkımızla tanımlamalıdır” çağrısında da bulundu.

Fransa'da çiftçilik yapan Morgan Ody üyesi olduğu konfederasyonunun gıda egemenliği konusunda Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, "gıda egemenliği" söylemi ile aynı şeyleri düşünmediğini belirterek ülkesindeki çiftçilerin genel durumu ve tarım politikalarını ANKA Haber Ajansı'na şöyle anlattı:

"Başkanımız Emmanuel Macron çiftçilere ülkeyi besledikleri için teşekkür ettiğini söyledi. Fransa’da sıra dışı olmayan bir beyan bu. Zira şubat ayının sonunda geleneksel tarım fuarı düzenlenir. Siyasetçiler fuara katılarak çiftçilerin ne kadar da sıra dışı olduklarını dillendirir dururlar. Covid nedeniyle bu sene tarım fuarı düzenlenmeyecek olsa da siyasetçiler köylülere ne kadar minnet duyduğunu bildirmeye devam ediyor." 

"FRANSA'DA ÇİFTÇİLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜ YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞIYOR"

Tarımın Fransa’da geleneksel olarak önemli bir konumda olduğunu, çoğu insanın akrabalarının hâlâ köylerde tarımla uğraştığını söyleyen Ody şunları anlatıyor:

"Fransızlar için gıda ve tarım önemli bir değer teşkil ediyor. Çünkü birçok kişinin dedeleri ve anneanneleri çiftçi. Bu nedenle seçmenlerini muhafaza etmek isteyen siyasetçiler için de çiftçilere minnet duyduklarını söylemeleri önemli. Tabii ki bu, siyasetçilerin çiftçilere ve özellikle de küçük çiftçilere yardım amaçlı politikaları yürürlüğe sokacakları anlamına gelmiyor. Belirtmek lazım ki Fransa’daki çiftçilerin büyük bir bölümü 50 hektardan daha az bir toprağa, dolayısıyla küçük ya da orta ölçekli alanlara sahip. Fakat küçük çiftçilere yapılan yardımlar oldukça az ve yardımların önemli bir bölümü büyük üreticilere veriliyor.

Bir Avrupa ülkesiyiz ve ortak tarım politikası uygulanmakta. 300 hektar tarım arazisi olan kişiler için çok fazla yardım varken 10 hektara sahip çiftçiler için neredeyse hiç yok. Bu, çiftçilerin maaşlı çalışan insanlardan daha az bir gelire sahip olduğu anlamına gelir. Fransa’da çiftçilerin büyük bir bölümü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Dolayısıyla çiftçilik hiç de kolay bir iş değil. Tarım alanında çalışan gençlerin hiçbiri çiftçiliği bir gün zengin olmak için yapmıyor."

"MACRON'UN GIDA EGEMENLİĞİ SÖYLEMİNE KATILMIYORUZ"

Macron'un geçmişte 'Gıda egemenliğini savunuyoruz' sözlerine ilişkin ise Morgan, şunları söyledi:

"Gıda egemenliği konusuna gelirsek, Emmanuel Macron buna sıcak bakıyor. Fakat onun sunduğu gıda egemenliği tanımına katıldığımız söylenemez. Bizim için gıda egemenliği, gıdayı diğer ülkelere serbest bir şekilde ithal etme serbest fiyat belirleme hakkı değil, aksine toplumun nasıl ve neden gıda ürettiği konusunda karar verici olduğu demokratik bir süreçtir. Konunun bir diğer önemli yönü de Fransa’daki gıda egemenliğinin diğer ülkelerin zararına kullanılmaması. Bu bir 'al-ver' durumu. Kendimiz için gıda egemenliği talep ederken, bunu diğer halklar için talep etmeliyiz. Örneğin Fransız gıda endüstrisinin, Batı Afrika’daki üretim değerinin altında bir fiyattan tavuk satmasını hiç normal bulmuyoruz. Ülkeler arasında adil bir ticaret olması gerektiğini düşünüyoruz.”

"TARIM EGEMENLİĞİNİN BÜYÜK ŞİRKETLERDE DEĞİL, KÖYLÜ VE ÇİFTÇİLERİN ELİNDE OLMASI LAZIM" 

Tüm dünyadan 81 ülkeden 183 kuruluşun bir araya gelerek oluşturduğu, küçük üretici köylü örgütlerinden bir taban kitle hareketi olan La Via Campesina'nın (Köylü Yolu) da bir parçası olduklarını da belirten Ody sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çiftçi Konfederasyonu olarak uluslararası ölçekte La Via Campesina hareketinin bir parçasıyız. Tıpkı onlar gibi gıda egemenliğini, yani halkların nasıl tarım yapacağını ve gıda sistemini nasıl kuracağı konusunda karar verme hakkını savunuyoruz. Bununla birlikte köylü tarımını savunuyoruz. Yani tarımın finans sektörünün ve gıda endüstrisi gibi büyük şirketlerinin değil köylü ve çiftçilerin elinde olması gerektiğini söylüyoruz.  La via Campesina’nın Avrupa koordinasyonuna bağlıyız ve benzer durumda olan çiftçilerin dayanışma içinde olması gerektiğini düşünüyoruz.

“FRANSA-TÜRKİYE KÜÇÜK ÇİFTÇİLERİ DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALI”

Dolayısıyla Fransa’nın ve Türkiye’nin küçük çiftçileri birbirileriyle dayanışma içinde olmalı. Bir çiftçi sendikası ne bir patron sendikası ne de maaşlı işçi sendikasıdır. Biz ekmeğimizi düzenli ve gündelik çalışmamızla elde ediyoruz. Bu durum kendi sendikalarımızı kurma hakkımızla tanımlamalıdır."

TÜRKİYE’DEN MACRON’A ELEŞTİRİ: " SAMİMİYSE KÜÇÜK ÇİFTÇİLERİ DESTEKLESİN"

Yanlış Tarım politikalarının sadece Türkiye’ye özgü olmadığını küçük üreticilerin tüm dünyada benzer sorunları yaşadığını ifade eden Türkiye Çiftçi-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ise, “Fransız Cumhurbaşkanı Macron Fransız köylülerine kendilerini besledikleri için teşekkür etti. Aslında hamaset yüklü ifadenin tam karşılığı olarak uyguladıkları tarım politikalarına bakarak karar vermek gerek. Biz Fransa ve Avrupa’daki ortak tarım politikasının giderek küçük çiftçilere daha az destek uyguladıklarını biliyoruz. Macron bunda samimiyse Fransız küçük çiftçilerini destekleyecek politikaları uygulamalıdır" diye konuştu.