RAMİZ KAAN OKTAR

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası'nda 3 Temmuz 2020 tarihinde yaşanan; 7 kişinin hayatını kaybettiği ve 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin yargılamanın üçüncü duruşması Sakarya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Patlamada 26 yaşındaki oğlu Halis Yılmaz'ı kaybeden baba Muammer Yılmaz, sanıkların yalan söylediğini belirterek, "Osman Ayar, MÜSİAD avukatı ve şu an burada MÜSİAD Başkanı var. Hangi sıfatla geldiniz. Var mı cevap verecek? Benim 26 yaşındaki çocuğumu Ahmet Çağrıcı gibi nefes alır halde getirebilecek bir babayiğit var mı?” diye isyan etti.

Hendek'te 7 kişinin hayatını kaybettiği, 127 kişinin yaralandığı Havai Fişek Fabrikası patlamasında “ihmali olduğu” iddia edilen fabrika sahibi Yaşar Coşkun, fabrika müdürü Hasan Ali Velioğlu, ustabaşı Erşan Öztürk, iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt ve fabrika sorumlu müdürü ve kimyager Asiye Angın’ın tutuklu; fabrika sahibi Ali Rıza Ergenç Coşkun ve sorumlu personel Ahmet Çağrıcı’nın ise tutuksuz olarak yargılandığı davanın ilk duruşması, mahkeme salonunun fiziksel olarak yetersiz olması nedeniyle ertelenmişti.

Daha sonra Ferizli'de inşaatı devam eden cezaevi kampüsünde yapılan Sakarya Ağır Ceza Mahkemeleri Duruşma Salonu'nda görülen ve 5 gün süren ikinci duruşmasında iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’un tutuksuz olarak yargılanmasına karar verilmiş ve duruşma ertelenmişti.

“KİMSE, EKMEĞİNİ KAZANIRKEN ÖLMESİN DİYE”

Duruşma öncesi, patlamada hayatını kaybedenlerin avukatları ayrı ayrı açıklama yaptı. Avukat Can Atalay “Bu dava ekmeğini kazanırken kimse öldürülmesin diyedir. Türkiye’nin her tarafında, Hendek’te davamız kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir. Duruşma salonunda, abisini kaybeden gencecik bir arkadaşımız, ‘Hiçbir işin doğasında ölüm yoktur’ diyor. Hendek davası, Türkiye’de en ucuz maliyet kalemi olarak işçi canı kabul edilmeye devam edilmesin diyedir” dedi. 

“ÇALIŞIRKEN ÖLÜM FITRAT DEĞİL”

Avukat Gülşen Uzuner ise şöyle konuştu: 

“Bizim açımızdan ilk iki celsede hem iş yerinde yaralananların, hem hayatını kaybedenlerin ailelerinin anlattıkları ile şunu çok net gördük. Bunu bütün Türkiye’ye de göstermek istiyoruz. Çalışırken ölüm fıtrat değil, kader değil. Bunu engelleyebiliriz. Bunu görmediğimiz müddetçe, buna ilişkin bir şey yapmadığımız müddetçe daha çok acılarımızla bir araya geleceğiz. Biz acılarımızın bizi buluşturmasını istemiyoruz.”

3’ÜNCÜ DURUŞMA BAŞLADI

Mahkeme salonu dışında yapılan açıklama sonrasında duruşma başladı. Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen üçüncü duruşmaya; tutuklu sanık Yaşar Coşkun, Hasan Ali Velioğlu, Ersan Öztürk, Asiye Angın katılırken, tutuksuz olarak yargılanan Aslı Bozkurt’un yanı sıra ikinci duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle katılamayan Ali Rıza Ergenç Coşkun ve taraf avukatları da hazır bulundu.

Tutuksuz olarak yargılanan Ahmet Çağırıcı ise üçüncü duruşmaya katılmadı.

Kimlik kontrolü ile başlayan duruşmada mahkeme heyeti 5 müştekiyi dinledi. Patlama esnasında fabrikada çalıştıklarını belirten müştekiler, son zamanlarda kendilerinden daha fazla üretim yapılmasının istendiğini, gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını söyleyerek şikayetçi oldu.

TANIKLAR DİNLENMEYE BAŞLANDI

İlk tanık Tuğba Karabulak, şunları söyledi:

“2018 yılından itibaren fabrikada tehlikeli madde güvenlik danışmanı olarak çalışıyordum. Daha önce fabrikada sorumlu müdür olarak görev yaptım. Fakat 2014 yılında yaşanan bir iş kazası nedeniyle sorumlu müdür olarak çalışmayı bırakmayı talep ettim Alı Rıza Ergenç Coşkun da bu talebimi kabul etti. Çin Mahallesi’nden sorumlu olan Çinli tekniker ve Ahmet Çağırıcı’dır. Çin Mahallesi’nde havai fişek için ham maddesi üretiliyordu. Ben görmedim ama fabrikada barut üretimi de vardı. Yapılan ürünlerde kendi ürettikleri barut kullanıyordu. Hatta Çinli teknikerin yaptığı barut olarak biliniyordu. Muska bölümünde yapılan ürün ilk defa yapılan bir üründü ve 3-5 aydır yapılan bir üründü. O ürünün muska bölümünden dışarıya çıkarılarak kurutulduğunu gördüm. Muska bölümünün yan tarafına çıkarılarak yerde serilmişti. Denetimler gerçekleşmeden öncesinde bilgi geliyordu. Patlama anına dair çok bir şey hatırlamıyorum. 3 arkadaştık hemen masanın altına girdik daha sonra da camdan dışarı çıktık. Nerede olduğunu görmedim.”

"KOKU ALMAYA BAŞLADIM VE ÖZTÜRK'E İLETTİM, BİR ŞEY SÖYLEMEDİ"

Dinlenen ikinci tanık Ayfer Cerrah ise şöyle konuştu:

“Patlama olduğu zaman izinliydim, fabrikada değildim. Üretim konusundaki talimatlar Hasan Ali Velioğlu ve Erşan Öztürk veriyordu. Sorumlu müdürü ise Hasan Ali Velioğlu olarak biliyorum. Jelatini ben tek yapıyordum. 1 günde 20 ile 30 koli arasında yapıyordum. Koku almaya başladım ve bunu Erşan Öztürk’e ilettim. O bir şey söylemedi, tepki göstermedi. Aradan biraz vakit geçince o da kokuyu aldı ve bana sordu. Ben de muskaların koktuğunu söyledim. O da bana lavaboların koktuğunu söyledi. Bir gün paketleme yaparken muska elimi yaktı. Muska bölümünde çalışanlar da onu bölümün yan tarafına yere serdiler.”

"ŞU ANDA MÜSİAD BAŞKANI VAR, HANGİ SIFATLA GELDİNİZ?"

3’üncü tanık Fikret Çuvalcıoğlu’nun dinlenmeye başladığı sırada patlamada hayatını kaybeden 26 yaşındaki Halis Yılmaz’ın babası Muammer Yılmaz ve diğer müştekiler tepki gösterince mahkeme başkanı duruşmaya öğle arası verdi. Duruşma salonundan dışarı çıkan ve içerideki tanıkların yalan söylediğini belirten baba Yılmaz, "Lanet olsun sizin vereceğiniz paranın. Yazıklar olsun. Sakarya Baro Başkanı geçen bizim müdahilliğimize ‘nasıl bakıyorlar’ dedi. Evet ben karşıyım, bir baro başkanı olarak bu olaya taraf olmasına karşıyım. Avukat olarak istediğini savunabilir. İkinci başkan, Osman Ayar, MÜSİAD avukatı ve şu an burada MÜSİAD başkanı var. Hangi sıfatla geldiniz, ben de bunu soruyorum. Var mı cevap verecek? Benim 26 yaşındaki çocuğumu Ahmet Çağrıcı gibi nefes alır halde getirebilecek bir babayiğit var mı?” diye isyan etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

* Mahkeme öncesi açıklama

* Mahkeme salonu önünde Muammer Yılmaz’ın konuşması