İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacı Bektaş Veli Anma Töreni'ndeki konuşmasında; “Horasan’ın parçası olan Afganistan’ın ve tüm Doğu’nun mazlumlarının savaştan ve yıkımdan uzak, başta kadın ve çocuk hakları olmak üzere insan haklarına saygılı günlere kavuşmasını, bu zor gönlerde Hak'tan niyaz ediyoruz” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri’ndeki konuşmasında şunları söyledi:

“Kerameti taşta değil başta görenlerin, dostu yaralandığı için gönlü hoş olmayanları, ‘incinse de incitmeyenlerin’, bu büyük buluşmasında sizlerle birlikte olmanın onurunu yaşıyorum. Hünkar Hacı Bektaş, bütün coğrafyaları aşan birlikteliğe sahip yüce gönüllü bir insandı. Kelimenin en doğru anlamıyla insandı. Hacı Bektaş içimizi insan sevgisi ve hoşgörü ile dolduran sonsuz bir kaynaktır. Bir serçeşmedir, yüzyıllar sonra bile onun gönül pınarından hep birlikte besleniyoruz. Ne mutlu bize. Haçı Bektaş; bağnaz düşüncenin, inanç kavgalarının hüküm sürdüğü Ortaçağ’ın karanlığında yükselen bir umut ışığıydı. Bu ışık hala tüm gücüyle bütün dünyaya yayılıyor.

Anadolu’nun dünyaya armağan ettiği bu inanç ve kültür mirasına herkesten fazla sahip çıkmak her vatandaşın görevidir. Bizler gibi yöneticilerin ise çok önemli bir görevidir. Hiçbir ayrımcılık yapmadan tüm insanlığa aynı nazarda bakmanın hoşgörüsünü ve erdemini taşıyan bu eşsiz mirasa bilgi ile sevgi ile cesaret ile sahip çıkacağız. Kişiliğinizin duruşumuzun, ayrılmaz bir parçası haline getireceğiz, sahip çıkacağız.

Afganistan, Tacikistan, Türkmenistan ve İran’a uzanan; bize barışın, insan sevgisinin erenlerini armağan eden Horasan, bugün ne yazık ki savaşlardan, acılardan, yoksulluktan kurtulamadı. Horasan’ın parçası olan Afganistan’ın ve tüm Doğu’nun mazlumlarının savaştan ve yıkımdan uzak, başta kadın ve çocuk hakları olmak üzere insan haklarına saygılı günlere kavuşmasını, bu zor gönlerde Hak'tan niyaz ediyoruz.

Hacıbektaş ilçesine yapılan tüm hizmetleri ben Hacı Bektaş’ın düşüncesine, inancına, felsefesine, insanlığa yapılan hizmetler olarak görüyorum. Buraya hizmet eden herkes kim var ise teşekkürlerimi sunuyorum.

2 yıl boyunca hizmet etmek sizlere de nasip oldu. Kıymetli Genel Başkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizlere talimatları ile güzel ilçenin bütün ihtiyaçlarını karşılamak bizlere vazife oldu. Yolların asfaltlanmasından, dergah çevrisinin düzenlenmesine; Kütür Merkezi'nin ihtiyaçlarının giderilmesinden Bektaşefendi Türbesi’nin çevre düzenlenmesine kadar bu kutsal mekanın hak ettiği saygınlığa ulaşması için her türlü desteği sağladık, sağlamaya devam edeceğiz.

Bundan sonra da Hacıbektaş’ta yapılan hizmetlerin; birlik, beraberlik içinde yürütülmesi için bir yapı oluşturulması gereklidir.

Bu yıl, daha önce İstanbul’da hiç yapılmamış olan büyük bir hizmeti yapacağız. Dünya kenti olan İstanbul’da, Hacıbektaş-ı Veli adına; 27-28-29 Ağustos tarihlerinde; İstanbul Yenikapı Meydanı’nda gerçekleştireceğimiz, Büyük Serçeşme İstanbul buluşmasına bütün Türkiye’yi bütün canları davet etmekten mutluluk ve gurur duyuyorum.   

İster şu inanca, ister bu inanca meyledelim; insan olmanın erdemini hissederek, benliğimizden sıyrılarak yaşıyorsak, işte o zaman hepimiz biriz, bütünüz demektir.”

ALTIOK:  “EN HÜMANİST DÜŞÜNÜR VE FELSEFE İNSANIDIR”

Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok, Hacı Bektaş Veli’den bahsettiği konuşmasında şunları söyledi:

“Karanlıkları aydınlığa çeviren gönül ereniydi,. Savaşın içinde barışı haykırandı. Anadolu erenlerinin piriydi. Hacıbektaş Veli’ye göre insan yaratılmışların en değerlisi ve müstesnasıdır. Hangi inanç ve kökenden gelirse gelsin insan en değerli varlıktır. Ortaya koyduğu adalet anlayışı, hoşgörülü; her türlü bağnazlıktan uzak, çağa uyan ilkeler haline gelmiştir. Çağının ötesindeki fikirleri ile en hümanist düşünür ve felsefe insanıdır.”

FIRAT: “BÖLGEMİZDE KAN DÖKÜLMESİNİN NEDENİ LAİKLİK İLKESİNİN UYGULANMAMASIDIR”

Alevi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celal Fırat ise şöyle konuştu:

“Binlerce yıl geçse de insanın eylemlerinin ortaya çıkmasını sağlayan; insanı bütünü ile gerçek bir varlık yapan temel değerler adalettir, sevgidir, hoşgörüdür, barıştır. Ne yazık ki, yüz yıllardır kendi coğrafyamızda görmezden gelinen, yok sayılan bir Alevi toplumu var. İbadethaneleri var, yasalarda yeri yok. Çocuklarımız hayatları boyunca kabul etmeyecekleri, yaşamayacakları okulla ev arasında bocalayıp duracakları, bir din dersi programı baskı hatta şiddete maruz kalıyorlar. Alevileri; yatıştırma, uysallaştırma, sakinleştirme, sahte ‘açılım’ ve çalıştay programları ile oyalama, ne yazı ki iktidarın tek seçeneği haline gelmiştir.

Demokrasi ve laiklik ilkleri neredeyse her gün çiğnenip yok sayılmaktadır. Laiklik, dinsizlik değildir. Tam tersine laiklik, kim nereye inanıyorsa ya da inanmıyorsa onu koruma altına almaktır.

Bölgemizde din uğruna kan dökülmesinin nedeni de laiklik ilkesinin uygulanmamasıdır. Son günlerde ülkemizde Anayasa ve yasalarımızda var olmasına karşı dini referanslara dayalı hukuk ve yaşam modelleri ne yazık ki Afganistan’ı bize komşu yapma eğilimindedir. Aleviler, ülkemizde yaşamakta olan tün toplumsal kimliklerle birlikte buna dur diyecektir.”   

SEYMAN: “KADINA ŞİDDETİ ANLAYAMIYORUM”

Hacı Bektaş Veli Dostluk ve Barış Ödülü’nün verildiği sendikacı-yazar Yaşar Seyman ise şunları söyledi:

“Okul yıllarına geldiğimde ‘Kadıncık Ana’ ismini duymuştum ilk kez. Dönüşte babam, ‘koskoca Pir de olsan yanında kadın var’ demişti. ‘Kadıncık ana’ Anadolu kadınlarının kutup yıldızıdır. Hacı Bektaş, ‘Erkek-dişi sorulmaz muhabbetin dilinde. Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde. Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok. Noksanlık da eksiklik de senin görüşlerinde’ diyor. Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘yeryüzünde gördüğünüz bütün güzellikler kadınların’ eseridir. Dünyanın en büyük şairi Nazım Hikmet, en güzel şiirlerini kadınlar için yazmıştır. Neşet Ertaş, ‘kadınlar insandır, biz insanoğluyuz’ demiştir. 13. Yüz yılda başlayan, 21. yüzyıla kadar devam eden bu görüşler varken ben kadına şiddeti anlayamıyorum.”