İYİ Parti Grup Başkanı Tatlıoğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her ulusa seslenişinin ardından Türk lirası 25 kuruş değer kaybetmekte, bu da sadece dış borçlar açısından Türkiye’ye 112 milyar liralık bir maliyet yüklemektedir. Bunu dikkate alarak medya programlarını yapmasını talep ediyoruz. En son programı da yine Türk lirasının yüzde 5 değersizleşmesine neden olmuştur. Ne yazık ki partili cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’deki problemleri derinleştirmiş ve yaygınlaştırmıştır" dedi.

İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Diyarbakır Hani İlçesi’nde Ak Parti İlçe Binasına yapılan saldırıyı, İzmir HDP İl Binası’nda yapılan saldırıyı ve işlenen cinayeti şiddetle kınadıklarını belirterek bunun siyasetin ve Türkiye’nin üzerinde bir gölge oluşturmayacağına inandıklarını söyledi.

Pandemi konusunda dünya genelinde belli bir aşamaya gelindiğine işaret eden Tatlıoğlu, doğrudan destek konusunda Türkiye’nin çok geride kaldığını, genel olarak kredi üzerinden finansal destek sağlandığını hatırlatarak, bunun destekten çok büyük bir problem olduğunu söyledi.

"HER DÖRT KİŞİDEN BİRİ AÇLIK SINIRININ ALTINDA"

Tatlıoğlu, Afyonkarahisar’da bir seyahat acentesi sahibinin nefes kredisinin nefeslerini kestiğini belirttiğini ve ekonomide özellikle KOBİ’lerde büyük problemin yeni fark edildiği ve yeni hissedildiğinin toplum tarafından aktarıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Son yayınlanan TÜİK rakamlarına baktığımızda Türkiye’de fakirliğin yaygınlaştığını ve derinleştiğini görüyoruz. 2018 yılında 16 milyon olan rakam, 7,5 milyon artmış. Türkiye 7,5 milyon insanını daha açlık sınırının altına çekmiş. Her dört kişiden birisi açlık sınırının altında. Ortalama ücret asgari ücret olmuş durumda. Her asgari ücretli aile 535 ilave gelir desteğine muhtaç, fitreye muhtaç.

Bu Türkiye’nin daha önce yaşadığı tablolardan daha kötü bir tablo. Geliri azalan ve azalan gelirin dağılımın çok kötü olduğu bir Türkiye içerisindeyiz. Pandemi sürecinde Türkiye’yi yönetenler insanına doğrudan destek vermeyi becerememiştir. Bütün verilen doğrudan destek sadece Türk Telekom ile Lübnanlı Hariri ailesinin Türkiye’ye bıraktığı 4,5 milyar dolar etmemektedir. Yaklaşık 43 milyar liralık bir yük bırakıp gitmişlerdir. Bu Türkiye’nin pandemi sürecinde doğrudan desteklerinden daha fazladır.   

"ERDOĞAN’IN HER ULUSA SESLENİŞİNİN ARDINDAN TÜRK LİRASI 25 KURUŞ DEĞER KAYBETMEKTE"

Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyoruz, ekonomi ekibimizin çalışması ile ilginç bir sonuç ortaya çıktı. Sayın Erdoğan’ın her ulusa seslenişinin ardından Türk lirası 25 kuruş değer kaybetmekte, bu da sadece dış borçlar açısından Türkiye’ye 112 milyar liralık bir maliyet yüklemektedir. Bunu dikkate alarak medya programlarını yapmasını talep ediyoruz. En son programı da yine Türk lirasının yüzde 5 değersizleşmesine neden olmuştur. Ne yazık ki partili cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’deki problemleri derinleştirmiş ve yaygınlaştırmıştır. Temmuz 2018’den bu tarafa baktığımızda parası en fazla değer kaybına uğrayan ülke yüzde 52 ile Türkiye’dir. Bizden sonraki ülke Brezilya’dır ve değer kaybı yüzde 25’tir. Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin uygulamaya geçişinden bu yana Türkiye dünya ile negatif ayrışma içerisindedir ve arasındaki mesafeyi açmakta ve zayıflatmaktadır. Bunun örneği, Türk tarihinde ilk defa yabancı yatırımlar negatiftir. Bugün Sayın Erdoğan’ın ve kadrolarının ve Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin bu ülkenin Adaletle zenginlik arasındaki en büyük engeli teşkil ettiğini söylemek doğru olacaktır.”