İstanbul Kadıköy'de 8 Aralık 2019’da Las Tesis dansıyla erkek şiddetini protesto eden Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Ayşen Kavas, Fidan Ataselim ile Nisa Kör, Seda Elhan Barbaros, Sevda Yeniköylü ve Yaprak Okatalı’nın yargılandığı davanın ikinci duruşması yapıldı. Duruşma 10 Nisan'a ertelendi, kadınlar, "Bu yargılamalar bizi yalnızca daha güçlü yapar" dediler.

Kartal’daki Anadolu Adliyesi 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan kadınlar ve avukatları katıldı.  Mahkemede, "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşe silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" suçundan yargılanan kadınların danslarıyla ilgili görseller ve ses kayıtlarıyla ilgili raporlar sunuldu.

"POLİSİN ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMI RAPORDA YOK"

Duruşmada Avukat Tuba Torun, Bilirkişi raporunda görüntülerin tamamı ile ilgili yorum bulunmadığını, polisin orantısız güç kullandığına ilişkin kısımın anlatılmadığını ifade etti. Torun, "Raporda, sanıkların dağılmalarına yönelik iradesi de tam olarak yansıtılmamıştır. Polis yolu açmadığı için de dağılma mümkün olmamıştır. Orada bulunan ve olayla ilgil bir kişi örneğin polisin orantısız güç kullanması nedeniyle baygınlik geçirmiştir" dedi. 

Mahkeme, tarafların dinlenmesinin ardından 10 Nisan tarihine ertelendi.

Duruşma sonrası adliye önünde bir açıklama yapan Avukat Tuba Torun, "Önümüzdeki celse karar çıkacağını düşünüyoruz. Kararın da beraat yönünde olması gerekiyor. Zaten hiç açılmaması gereken böyle bir dosya ne yazık ki kadının insan hakları adına, kadın hareketi adına çok üzücü. Bu yargılamalar bizi yalnızca daha güçlü yapar" ifadelerini kullandı.

DURUŞMA ÖNCESİ BASIN AÇIKLAMASI YAPAN KADILAR "VAZGEÇMEYECEĞİZ" DEDİ

Duruşma öncesi bir araya gelen Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri'ne üye kadınlar, yargılanan arkadaşlarına destek oldu. “Kadınları değil katilleri yargıla” sloganları atılırken, Yargılanan kadınlardan Ayşen Ece Kavas, "Her gün onlarca kadın şiddete uğrarken, her yıl yüzlerce kadın öldürülürken, biz öldürülen kadınların davalarında, şiddet gören kadınların davalarının yanında asla yalnız yürümeyeceksiniz diyerek her gün bu adliyelerdeyiz" dedi. Kavas, şunları söyledi:

"Ama bugün onun için gelmedik, neden geldik biliyor musunuz? Yaklaşık bir yıl önce bütün dünyadaki kadınlarla beraber şiddetin karşısında failleri işaret etmek için, kadın cinayetlerini durduracağız demek için, protesto eylemi yaptığımızda bize engel olmaya çalıştılar ve gözaltına aldılar. İşte bir yıldır yargılanıyoruz o yüzden adliyedeyiz. Her zaman aylarca raporlar gelmez, şüpheli kadın ölümü olduğunda aylarca DNA incelemesi bile yapılmaz, failler aylarca ifadesi bile alınmaz ya, bizi bir yıldır bir mahkeme yargılamak için uğraşıyor. Ama nafile çünkü biz yıllardır itiraz ediyoruz, elbette ki İstanbul Sözleşmesi uygulansın diye mücadele veriyoruz. Elbette ki her gün başka bir ilin adliyesinde, her gün başka bir meydanda eylemlerimize, kadın cinayetlerini durdurma mücadelemize devam ediyoruz. Üstelik daha fazla kadınlarımızın katılmasıyla devam ediyoruz. Ve bundan da vazgeçmeyeceğiz. Birazdan davaya gireceğiz elbette ki her ne olursa olsun biz mücadeleye devam edeceğiz. Mücadele eden kadınlar yargılanamaz."

"BU CİNAYETLERİ DURDURMAK MÜMKÜN"

Yargılanan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Üyesi Fidan Ataselim de bütün dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen "Las Tesis performansını" kendilerinin de kadın cinayetlerini durdurmak adına gerçekleştirdiklerini anlattı. Yıllardır bu ülkede kadın cinayetlerini durdurmak için mücadele ettiklerini ifade eden Ataselim, şunları söyledi:

"Elbette ki kadın cinayetlerini durdurmak mümkün. Nasıl mümkün biliyor musunuz arkadaşlar? Kamu gücünü kullanan organlar, baştan aşağıya eksiksiz bir şekilde, bir kadın şiddete uğradığı zaman, 6284 sayılı kadınları şiddetten korumaya yönelik kanunu etkin uygularsa kadınlar yaşar. Baştan aşağıya bütün kamu görevlileri, bir suç ortaya çıktığında bütün delillerin eksiksiz toplanmasından, şüpheli olan erkeklerin derhal yakalanmasından, o kişilerle ilgili etkin bir süreç işletilmesine, DNA eşleştirilmesinin yapılmasına kadar bütün bu süreçlerde gerçek bir adaletin yerini bulması için caydırıcı cezaların çıkması için etkin bir soruşturma ve kavuşturma süreci işlemesi gerekir.

Kadınlar elbette ki kendi hayatlarında eşit ve özgür yaşamak için kararlarından nasıl vazgeçmiyorsa, bizler de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri olarak bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. 2020 yılında 330 kadın kardeşimiz erkekler tarafından öldürüldü. 171 kadın kardeşimizin şüpheli ölümü gerçekleşti. Teker teker bunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz.

Kadınların hayatlarını sonlandıran erkekler, ölü bedenlerini ortadan kaldırabileceklerini sanıyorlar. Ve bu davalarda ne oluyor, soruşturma süreçlerinde bu failler tehlikeli görülmüyor, tutuksuz yargılanıyor. Aleyna Çakır’ın şüpheli ölümünde, şüpheli sıfatı ile aylarca Ümitcan Uygun’un ifadesi alınmadı, ondan daha tehlikeli görüldük demek ki. Kamu bu gücünü bizim üzerimizde ispatlamaya çalışmasındansa, gitsin sokakta kol gezen kadına şiddet uygulayan tecavüzcülerin katillerin üzerinde uygulasın. 

Kelepçenin nereye vurulduğu çok önemlidir. Kadın katillerine, şüpheli kadın ölümü soruşturmaları davalarında ki olası faillere takılmayan kelepçe Boğaziçi Üniversitesi’ne vurulmaya çalışıldı. Bu kelepçe hakkını aramaya çalışanlara vurulmaya çalışıldı. Kadına şiddet uygulayan failler için bulunamayan elektronik kelepçelerin fersah fersah bol bol hakkını arayanlara takıldığını görüyoruz. Bunun altında haliyle bir şey arıyoruz arkadaşlar. Bunlar tesadüfi gelişmeler değildir. Yapılması gereken şey onlarca kadın öldürülürken ve öldürülen kadınlar şüpheli hale getirilmeye çalışılırken, kadın katilleriyle ilgili, tecavüzcülerle ilgili, istismarcılarla ilgili, şüpheli erkeklerle ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma süreci demek ki yapılabilirmiş. Yapmayanlar olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Buradan görevini yapmayan her bir kamu görevlisi ile ilgili ne işlem yapıldığını soruyoruz. 6284 ü uygulamadığı için, etkin soruşturma yapmadığı için nice kadın kardeşimiz için adalet sağlanmadığını biliyoruz. Buna karar verenler var, o kararı verenler bütün bu suçlara ortaktır."

 

 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

İL KONUŞAN: AVUKAT TUBA TORUN

İKİNCİ KONUŞMACI: AYŞEN ECE KAVAS

ÜÇÜNCÜ KONUŞMACI: FİDAN ATASELİM