CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Aç olanları buyurun siz doyurun" sözlerine CHP'li belediyelerin dayanışma hesaplarının bloke edilmesini hatırlatarak yanıt verdi. Özel, "Milletin yardımına engel oldu Eskişehir’deki 25 yıllık aşevimizi bile kapattı. ‘Vatandaş açsa doyurun’ diyorsunuz, aşevine gelen bağışlara bile el koyuyorsunuz. Açlık sefalet çekenlere bir buçuk yılda verdiği 11 milyar, param faizde devlet bundan vergi kesiyor diyenlere verdiği 12 milyar. Zenginlerin, rantçıların, faizcilerin iktidarı Recep Tayyip Erdoğan yoksulu görmüyor" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında kullandığı ifadelere tepki gösteren Özel şunları söyledi:

“ERDOĞAN MARMARA’YI GÖRMEZDEN GELİYORDU: Bugün TBMM bir tek konuyu görüşmek üzere toplanacak. Dün 5 grubun ortak imzasıyla bir danışma kurulu kararı aldık. Bugün Marmara Denizi’ni İstanbul’u Karadeniz’i tehdit altına alan müsilaj konusu görüşülecek. 25 yıldır İstanbul’u Türkiye’nin büyük şehirlerini Recep Tayyip Erdoğan ya da onun atadıkları yönetiyor ve çevreciler on yıllardır şehrin atık suların temizlenmeden derinlere pompa edilerek gömülmesinin günün birinde bu sorunu ortaya çıkaracağını söylüyordu. Erdoğan ve atadığı belediye başkanları bunu görmezden geliyordu.

Müsilaj sorunu görünür olunca Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir milletvekilini bu kürsüye yolladılar. Burada sizin karşınıza çıktı ve müsilaj sorununun CHP’li belediyelerin görevde olmasının ülkenin başına getirdiği bir bela olduğunu, bunun adeta uhrevi bir yönü olduğunu meczupça söyledi. Bir AKP milletvekiliydi hepimiz ağzımız açık dinledik. Daha 2 yıl önce büyükşehirlerin yönetimini AKP’den kurtarabilmiş, o günden sonra da çevreye duyarlı projeleri hayata geçirmeye çalışmış ve AKP’nin yarattığı tahribatı geriye döndürmek için her fırsatta eli kolu bağlanan belediyelerimize AKP’nin 25 yıldır yaptığı kötülüğü yükleyip çekti gitti.

KENDİNE OY VERENLERİN AKLIYLA ALAY EDECEK CESARETİ BULMASINA ÜZÜLÜYORUZ: Ondan bir gün sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın kürsüye çıkıp ‘Belediye ayırmayacağız. Denizleri kimdir, CHP’li midir AKP’li midir bakmayacağız. Denizleri kirleten İstanbul mudur, İzmir midir Konya mıdır ayırmayacağız dedi. Yani o da üstü kapalı şekilde o ifadelerle ortaklaştı. Elbette Konya’nın denizleri kirletmekte katkısı olmadığını herkes biliyor. Suçu paylaştırırken hangi algı yaratmaya çalıştığını ve CHP’li belediyelere açık açık suçlama yapan Erdoğan’ın gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu değil ama vatandaşı nasıl kandırmaya ve kendine oy verenlerin aklıyla alay edecek cesareti bulmasına üzülüyoruz.

10 ÖNERGE VERİLDİ 8’İ MUHALEFETİN: Bu sorun ortaya çıktığında, ki CHP yıllardır dile getiriyor, araştırma komisyonları kurulmasını istiyor. Gün oluyor Marmara ile, Karadeniz ile Ergene Nehri ile ilgili söylüyor. Gün oluyor Kanal İstanbul’un Marmara ve Karadeniz’i nasıl yok edeceğini söylüyor. Geçen hafta gelin bunu araştıralım dedik, AKP’liler, ‘devletimiz her şeye hakim araştırmaya gerek yok’ dedi. CHP’yi bu konuyu siyasileştirmekle, sanki siyasi değilmiş, siyasetçilerin sorumluluğu yokmuş gibi suçladılar. Müsilaj sorununun araştırılmasını AKP ve MHP’li milletvekilleri reddetti haberleri duyulup her siyasi görüşten insan AKP ve MHP’nin bu zihniyetini vicdanlarında mahkum ettikten sonra bugün ortak önerge getiriyorlar. Geçen hafta kahramanca savunuyorlardı. Bugün 10 önerge birleştiriliyor. 5 tanesi CHP’ye 2’si HDP biri İYİ Parti. Diğer iki önergenin biri MHP’nin biri AKP’nin bu hafta içi verdikleri telaş önergeleri. Madem bu sorun önemli sorun sen geçen hafta hayır oyu kullanıp vatandaş ‘size yazıklar olsun’ dedikten sonra apar topar önerge yazdılar. Geçen haftanın gerek yokçuları ‘biz de önerge verdik’ noktasına geldi.

PİŞKİNCE REDDETTİNİZ: Araştırma komisyonlarını reddetme ve bu konuda son derece inatçı, kamuoyuna karşı da iftiracı AK Parti ve MHP için şu söylemek lazım: Siz defalarca doping sorununu reddettiniz Kırkpınar Başpehlivanında, atletizm şampiyonumuzda doping çıkınca kurdunuz. Sağlık emekçilerine şiddet sorununu 10 kere reddettiniz Gaziantep’te doktorumuzun böğrüne bıçağı sapladılar 11’ncide kurdunuz. Soma önergesini faciadan 6 ay önce reddettiniz, faciadan bir hafta sonra kurdunuz. Bugüne kadar CHP ne önerdiyse millet için, vatan için, Türkiye’deki insanların iyiliği için önerdi; pişkince reddettiniz sıkışınca kurdunuz. Bugün yaptığınız bundan ibaret. Konu ile ilgili muhalefetin 8 önergesi var, AK Parti ve MHP’nin bir önergeleri; çalakalem dün vermişler.

ONLARIN DERDİ YASAK SAVMAK: AK Parti ve MHP’nin derdi ne kirletilen deniz ne öldürülen emekçi ne hayatını madenlerde kaybeden işçiler ne sağlık emekçileridir. Onların derdi kamuoyu tepki gösterince yasak savmak. İstanbul’u AKP’li belediyeler kirletmiştir bunu temizlemek hepimize birden düşmektedir. AK Parti’nin kirlettiği İstanbul’un temiz bir yönetime kavuşmasını 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde İstanbullular başarmıştır.  İstanbul’un ve Marmara’nın temizlenmesini onlardan yerel seçimlerde aldığımız etkiyle ve önümüzdeki seçimlerde alacağımız yetkiyle yine CHP ve ittifak ortakları yapacak.

7 HAZİRAN’DAN ÖNCE SADECE BİR TERÖR FAALİYETİ VAR: Cumhurbaşkanı dün dedi ki ‘ülkemizin üzerine belirsizlik karabulutları çöktürülmeye çalışıldığı, Terör örgütleri eliyle siyasetin dizayn edilmeye çalışıldığı 7 Haziran seçimlerinin asla unutulmaması gerekiyor’ dedi. Duyan da 7 Haziran seçimlerine terörün gölgesinde gidildi, sandıkların başında da terör örgütleri durdu ve bu sonuç çıktı sanacak. 7 Haziran’dan önce yaşanan tek terör faaliyeti seçimlerden iki gün önce Diyarbakır’daki bir mitingde patlayan bir bomba ve ölen 5 kişidir. Ondan önce Türkiye’de seçim güvenliğini tehdit edecek hiçbir şey yoktur. 7 Haziran’a CHP’nin diğer 2 muhalefet partisi tarafından da takip edilen, adeta örnek alınan vaatleri ve seçim beyannamesi damga vurmuştur. 7 Haziran’a giderken CHP ‘Taşerona kadro’ dedi. Bugün kadroya kavuşmuş bütün taşeron işçilere hatırlatmak lazım. CHP o seçimde emekliye 2 maaş ikramiye dedi. Veremezsiniz diyenler 1 Kasım’da biz de vereceğiz dedi. CHP 900 TL’lik asgari ücretin 1500 lira olmasını söyledi. Tayyip Erdoğan yapamazsınız deyip Kasım’da ben de yapacağım demişti. CHP çiftçiye 1,5 liraya mazot dedi. 

DEVLET BAHÇELİ’NİN DÜĞMESİNE BASILDI: Terörün olmadığı, bombaların patlamadığı ve bu gidişatın AKP’yi götürdüğünün görüldüğü bir seçimdi. Ak Parti çoğunluğu kaybetti. Hangi güçlerse düğmeye bastılar. Devlet Bahçeli’nin düğmesine… O güne kadar sert muhalefet partisi MHP ve lideri Bahçeli, seçimden başarılı çıkıp 80 milletvekiliyle geldi, AK Parti çoğunluğu kaybetti. AK Parti’yi indirmek en önemli vatan göreviydi ama indirmeyeceğim dedi. Koalisyon kuralım, kurmayacağım dedi. Sen kur destekleyelim dedik istemem dedi. Tek başına azınlık hükümeti kur sen başbakan ol destekleyelim dedik istemem dedi. Seçimleri tekrar edelim Erdoğan geri gelsin dedi. 7 Haziran 1 Kasım arası her gün bir yerde bir bomba patladı. Tüm terör örgütleri harekete geçti. AK Parti ölçtürüyoruz, oylarımız yükseliyor dedi. 80 vekille gelmiş MHP 40’a düştü AK Parti ülkenin başına yeniden üşüştü.

ALINCA MİLLİ İRADE KAYBEDİNCE KİRLİ İRADE: Dün duruşması yapılan ve yine Ekim’e kalan Gar Katliamı dahil, Merasim Sokak, Kızılay dahil; IŞİD, PKK, TAK terör örgütleri birbiriyle yarışırcasına bombaları patlattılar bir yandan da ‘verin 400 vekili huzura kavuşalım’, ‘Tek başına getirin bu korkular bitsin’, sınırdan gelen araçlar nerdeyse Ankara’ya kadar eskortla gelip patladılar. 1 Kasım’da halk illallah dedi, yeniden AK Parti tek başına iktidara geldi. 7 Haziran’da koalisyon kurmayan Bahçeli, 1 Kasım’a giderken TBMM Başkanlığı’nı AKP’ye verdi. Orada koalisyon kurulması için yapılması gereken görevlendirmeler AK Partili Meclis Başkanı eliyle bu noktaya geldi. Oyu alınca milli irade kaybedince kirli irade. 6 Haziran’da Güney’de 2 bin nüfuslu beldede seçim kazanınca ‘işte sandıktan AK Parti’nin gördüğü destek’ ama 31 Mart’ta bütün büyükşehirleri kaybedince ‘Dış güçlerin etkisiyle sandık darbesi’ bunu bile söylediler.

1 KASIM’I KAZANDIRAN TERÖR GÜNDEMİDİR: 7 Haziran 1 Kasım arasını enfekte eden, zehirleyenleri milletimiz unutmadı. 7 Haziran’ı muhalefete kazandıran pozitif siyaset gündemidir, 1 Kasım’ı iktidara kazandıran terör gündemidir. Bunu inkâr edenlere, unutturanlara hatırlatırız.

AŞEVİNE GELEN BAĞIŞLARA BİLE EL KOYDUNUZ: Şunu söylüyor dünkü toplantıda: ‘Aç olarak dolaşanları buyurun da siz doyuruverin.’ Onu sizin icazetinizle yapmayacağız beyefendi. Milletin vereceği oylarla yapacağız. Elbette açları doyurmaya, yoksulluğu bitirmeye, işsize iş bulmaya gençlerin ümidi olmaya geliyoruz. Bunu millet sizden illallah dediği, vazifeyi bize vereceği için yapacağız. Halk bu vazifeyi 31 Mart’ta Ankara’da İstanbul’da verdi. Sen ne yapacağını şaşırıp oraya buraya IBAN atarken bizim belediye başkanlarımız esnafa, yoksullara yardım için dayanışma hesapları açtılar. Derhal bu hesaplara bloke koydurdu. Milletin yardımına engel oldu Eskişehir’deki 25 yıllık aşevimizi bile kapattı. Vatandaş açsa doyurun diyorsunuz, aşevine gelen bağışlara bile el koyuyorsunuz. Böyle kötü, vicdansız, acımasızsınız. Bunu diyecek kadar da yüzsüzsünüz.

ZENGİN, RANTÇI, FAİZCİ İKTİDARI: Pandeminin başladığı günden beri sosyal koruma kalkanı diye nitelendirilen bütün ödemeler 60 milyar falan. Bu paranın 53 milyar lirasını işsizlik fonundan, kalanını IBAN atarak bilmem ne yaparak aldılar. Devletin cebinden çıkan para 11 milyar. Sadece geçen hafta akaryakıta yaptıkları zammın vatandaşın cebinden aldığı 22 milyar TL. Ama geçen hafta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile bankalarda faizde para tutanların stopajını yüzde 10 azalttılar. Onun da maliyeti 12 milyar. Açlık sefalet çekenlere bir buçuk yılda verdiği 11 milyar, param faizde devlet bundan vergi kesiyor diyenlere verdiği 12 milyar. Zenginlerin, rantçıların, faizcilerin iktidarı Recep Tayyip Erdoğan yoksulu görmüyor.

SOMA DAVASI: 13 Mayıs 2014 günü yer altına inip yukarıya çıkamayan 301 tane canımız oldu bizim Soma’da. AK Parti’nin siyaset- sermaye- sarı sendika üçgeninde yandaşına verdiği, denetlettirmediği ve sendikayla iş birliği içinde olduğu için de facianın geldiğini göstermediği bir madende 301 evladımız öldü. O günden bugüne takip ediyoruz. 22 blok duruşma takip ettik Soma’da.  Önümüzdeki pazartesi günü son duruşma. Anneler ağlıyor, çocuklar ağlıyor. Unutursak yüreğimiz kurusun diyen 83 milyonun duasını, desteğini ilgisini bekliyor. Hakim değişti sustunuz diyorlar hepimize. Pazartesi günü Akhisar’da bir suç işlenecek. AK Parti’nin görevlendirdiği 3 hakimin istediği bir karar çıkacak. Soma’da suçlular aklanacak. Aileler Soma’daki maden şehitliğinde ağlamaya devam edecek. Bu suça ortak olmak istemeyen herkesi Pazartesi günü duruşmaya bekliyorum. Olmayanın sosyal medyada Soma için adalet yazmasını bekliyoruz. Hiç değilse yatmadan bir dua okumanızı bekliyoruz. O şirkete ‘sen Tayyip Erdoğan’ın mitingine 3000 madenci getiriyordun. Merak etme biz seni kurtaracağız’ diyen AKP kadar kötü değilsiniz. Biz Türkiye’nin vicdanlı namuslu insanlarından Soma’ya sahip çıkmalarını bekliyoruz. Hiçbir şey olmazsa pazartesi sabah bakkaldan ekmek alırken ‘bugün Soma davası var bakalım ne olacak’ deyin. Metrobüste, köydeki kahvede, işe giderken serviste Soma davası var bakalım ne olacak derseniz bu suçu işleyemeyecekler.