PERİHAN ERSİN

Tekgıda-İş Sendikası Karaman İl Temsilcisi Orhan Soydan, kredi ve taksitle borçlandırmaların, sendikal mücadeleyi zayıflatmak için işveren ve hükümet tarafından tasarlandığını öne sürdü. Soydan, borç içindeki işçinin hiçbir şeye karşı çıkamadığını, hakkını arayamadığını dile getirdi.

Karaman’daki 27 bin fabrika işçisinden sadece 2 bininin sendika üyesi olduğuna dikkat çeken Soydan, şunları söyledi:

“İşçiler, işverenlerini ‘rızık verici’ olarak gördüğünden dolayı bir adım ileri gidemedik. İşveren ve hükümet, kendi aralarında taammüden ve tasarlayarak plan gerçekleştirdiler.

Karaman’daki işverenler, ‘Bütün işçileri ev kirası öder gibi konut taksitleriyle kandıralım, TOKİ konutları veya bankalar aracılığı ile krediler açalım, bu sayede özgürlüklerini ellerinden alalım’ dediler.

“GERİ ÖDEMEKTE ÇOK ZORLANACAKLARI EV KREDİLERİ VERDİLER”

Bütün dünyada asgari ücretliye kolay kolay kredi verilmezken ülkemizde ve özellikle Karaman’da asgari ücretli çalışana geri ödemekte çok zorlanacakları ev kredileri verdiler. İşçilerin dosyaları işverenlerin elinde olduğu için işverenler, işçileri, ‘Senin dosyan benim elimde, eğer belirtilen kurallar ve esnek mesai saatlerine uymazsan Karaman’daki hiçbir fabrikada iş bulamazsın’ şeklinde tehdit ederek Tekgıda-İş Sendikasına üye olan işçilerin iş bulmalarını imkansız hale getirdiler.

Patron, kendisini ‘rızık verici’ olarak görüyor; işçiler ise ne yazık ki patronu ‘rızık veren’ olarak gördükleri için en büyük sorunumuz maalesef bu. Bunu da hükümet ile patronlar, planlayarak, düşünerek ve tasarlayarak yaptılar.

“YARGITAY KARARINA RAĞMEN İŞÇİLERİ GREVE ÇIKARTAMADIK”

Ve en son geldiğimiz noktada Döhler Meyve Suyu fabrikasında bir eylemimiz oldu. Biz, orada beş yıl uğraştık; mahkemelerden, Yargıtay’dan, bölge adliye mahkemelerinden ve bakanlıklardan karar çıkartmamıza rağmen işçileri greve çıkartamadık. ‘Gelin grev yapalım’ dediğimizde, yanımıza sadece bir işçi geldi. Bu, kesinlikle Karaman işçisinin kaderciliğinden ve patronu ‘rızık verici’ olarak gördüğünden kaynaklandı. Oysaki greve katılmış olsalardı o fabrikanın işçileri, 2 bin 800-3 bin TL değil de 5 bin 500-6 bin TL maaş alacaktı. Fakat bir türlü bu sorunu aşamıyoruz. Herkesin borcu var, karısının borcu var, kocasının borcu var. Çift kredi çekmişler, ev almışlar, araba almışlar ve elleri mahkum.

“İNSAN OLARAK DEĞİL META OLARAK GÖRÜYOR”

Bunu da hükümet beş yıldan beş yıla parmak sallayarak ‘Siz bana oy vermezseniz diğer parti gelir, faizlerinizi artırır, evleriniz elinizden gider’ şeklindeki tehditlerle kullanıyor. Patronlar ise her gün farklı bir konuda parmağını sallayarak 12 saat boyunca insan onuruna yakışmayan ücret ve insan onuruna yakışmayan çalışma şartlarıyla işçilerimizi çalıştırıyor. Tekgıda-İş Sendikası olarak bu durum bizi çok üzüyor. Ama mücadelemizi bırakacak mıyız? Hayır. Biz mücadelemizi bıkmadan, usanmadan sonuna kadar devam ettireceğiz. Tekrar tekrar deneyeceğiz, fakat üzülüyoruz. Hükümet ve patronlar, işçileri bir işçi olarak değil, bir insan olarak değil, hatta çok daha ilerisi bir meta olarak görüyor. ‘İstediğim anda kullanırım, istediğim anda atarım, istediğim zaman her işi yaptırırım’ diyor. Bu Karaman’a yakışmıyor. Hem çalışma hayatına yakışmıyor hem de insanlığa yakışmıyor.”