Haber: ABDULLAH ÇELEBİ - Kamera: KERİM UĞUR

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Menderes'te yapılan Avrupa-Akdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi (ARLEM) 13. Genel Kurulu'nda, iklim krizi ve kuraklığa dikkat çekti. Soyer, "Ortak değerimiz Akdeniz. Ancak denizimiz, gittikçe daha büyük bir tehlikeye doğru ilerliyor. Deniz kirliliğine bakacak olursak artık plastik atık dağları var. Sulak alanlar kayboldu. 100 milyon insan su kıtlığından, kuraklıktan mustarip. Alarm çanları çalıyor" dedi.

İzmir'in Menderes ilçesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa-Akdeniz Bölgesel ve Yerel Meclisi (ARLEM) 13. Genel Kurulu bugün sona erdi. Genel kurulda iklim krizi ve kuraklık üzerine bir konuşma yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, önemli uyarılarda bulundu.

"YEREL ÇÖZÜMLER GEREK"

Akdeniz'in pek çok medeniyetin beşiği olduğunu söyleyen Soyer, şunları söyledi:

"Akdeniz, mavi bir kıta. Diğer kıtalardan daha büyük bir kıta. Akdeniz'de yaşayan insanlar, başka kıtalarda yaşayanlara kıyasla daha fazla ortak noktaya sahip. Ortak değerimiz, Akdeniz. Ancak denizimiz, gittikçe daha büyük bir tehlikeye doğru ilerliyor. Deniz kirliliğine bakacak olursak artık plastik atık dağları var. Sulak alanlar kayboldu. 100 milyon insan su kıtlığından, kuraklıktan mustarip. Alarm çanları çalıyor. Bunun içinden çıkabilmek için şehirlerin harekete geçmesi lazım, ülkelerin değil. Yaşam, yerelde akıyor. Yerel çözümler, gerçek çözümler olarak karşımıza çıkıyor. Küresel krizlerin çözümleri yerelde yatıyor.

"GELECEĞİMİZİ VE HAYATIMIZI TEHDİT EDİYOR"

Dünya Bankası rakamlarından bahsedeyim. İklim krizi ile mücadele için sermaye akışı, 380 milyar dolar civarında. İhtiyaç duyulan ise bunun on katı kadar. Ne yazık ki ne devletlerin ne de finans kuruluşlarının iklim değişikliğini öncelik olarak görmediğini görüyoruz. Kaçacak yerimiz yok. Taahhütlerden, başarı ve kazanımlara geçmemiz gerekiyor. Bölgelerin rolünün, konumunun daha da fazla öne çıktığı bir platform olacak. Kültürümüzü bir araç olarak kullanmalıyız. Birbirimizle uyum içinde yaşamayı bilmiyoruz. Geçmişimizle uyum içinde yaşamayı bilmiyoruz. Değişimle uyum içinde yaşamaya açığız. Ortak kültürümüzü, iklim krizi ile mücadelede araç olarak kullanmamız gerekiyor. Bu kriz, geleceğimizi ve hayatımızı tehdit ediyor. Buradan çağrı yapıyorum. COP 27 için bir pozisyon bilgisi hazırlayalım."