Aydın’ın Efeler ilçesinde çocuk denilecek yaşta çırak olarak adım attığı çarşıda hem okuyup hem de çalışan Ahmet Fikret Karadeli daha sonra kendi işini kurdu. 40 yılı aşkın süre boyunca züccaciye işi yapan 5 çocuk babası Karadeli emekli olup iş yerini kapattı. Emeklilik hayatına alışamayan Karadeli daha sonra çarşıya geri döndü. ’Mutfak doktoru’ ismi ile açtığı iş yerinde; tencere, tava, çaydanlık, elektrikli mutfak aletleri ve çeşitli ev gereçlerinin tamirini yapan Karadeli, eline aldığı pense ve tornavida ile mutfak aletlerini ameliyat eder gibi uğraşarak itina ile tamir ediyor. Mutfakların elektrikli alet çöplüğüne döndüğünü belirten Karadeli, "Bozulanın atılmasından çok tamir yoluna gidilmesi insanların ev ekonomilerine katkı oluyor" dedi.

Beyaz eşya haricinde mutfağa dair her ne varsa tamir edebildiğini ifade eden Ahmet Fikret Karadeli, "1972 senesinde bu çarşıya geldim. O zaman ufacık çocuktum. 1980’e kadar hem okudum hem de çalıştım. 1980’den sonra da ticarete atıldım. Yaklaşık olarak 40 yıl boyunca burada açtığım iş yerimde züccaciye işi yaptım. Ardından emekli oldum ve boş vaktimi geçiremedim. Ne yapabilirim diye düşünürken, ’biz bu işin yıllarca ticaretini yaptıysak bundan sonra da doktorluğunu yapalım’ diyerek yola çıktık ve bu iş yerimi açtım. Bugün herhangi bir doktor en az 6 yılını verip doktorluk unvanını alıyor. Biz de züccaciyede 40 senemizi verdik, kendimce bilgi birikimim oluştu ve böyle farklı bir isim bulduk. Amacım hem kendi hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmak, vatandaşa yardımcı olmak. Çaydanlık, cezve, tencere, elektrikli mutfak aletleri ve bazı ev gereçlerinin hem tamiratını hem de yedek parça satışını yapıyorum. Mutfaklarımız elektrikli alet çöplüğüne dönüştü. Bozulanın atılmasından ziyade onarımı yapılabiliyorsa yapılması en önemli şey. Bu durum hem ekonomiye hem de insanlarımızın cebine katkıdır" dedi.

Esnaflığın zor ve sabır isteyen bir meslek olduğunun altını çizen Karadeli, "Yeni yetişen nesilde sabır ve sebat biraz daha az. Bu işler hem sabır hem heves gerektiren bir iş. Bugün liseden çıkan bir gence meslek edindirmesi ilkokul ve ortaokul çağlarında bir iş yerinde çırak olarak bulunmuş bir çocuğumuza göre daha zor. Küçüklükten bu yana öğrenmesi, çıraklığını yapması gerekiyor. İnsanların üretken olarak yetişmesi gerekiyor ama genel anlamda tüketici konumundan bir türlü çıkamıyoruz. Aslında her şeyden öteye iş yerinizin ismini ne koyarsanız koyun, ne iş yaparsanız yapın en önemli olan şey ahlaktır. İşletmenizin sağlıklı olması için ahlaklı bir bir ticaretin yapılması gerekir. Yoksa isminiz o olmuş, bu olmuş hiç önemli değil. Ahlaklı ve dürüst olursanız her yerde ekmeğinizi kazanırsınız" diye konuştu.