Denizli’de yaşayan 18 yaşındaki Sema Gündoğdu, göz rahatsızlığıyla dünyaya geldi. İlkokul ikinci sınıfta görme yetisini tamamen yitirmesi sonucu okuluna ara vermek zorunda kaldı. Annesi Fatma ve babası İsmail Gündoğdu, kızları için Afyonkarahisar’dan taşınarak Denizli’ye yerleşti. Burada 2 sene boyunca evde el becerisini geliştirecek malzemelerle kendini geliştiren görme engelli genç kız, tekrardan okul hayatına başladı. Annesinin kitaplarını okuması ve testlerini seslendirerek söylemesiyle eğitimini başarıyla sürdüren genç kız, görme yetisine sahip arkadaşlarının arasında birincilikle mezun oldu. Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümünü kazanan Gündoğdu, Akademisyen olma hayaliyle yoluna güvenle devam ediyor. Korona virüs nedeniyle derslerine evde girdiğini belirterek örgün eğitim için okulların açılmasını beklediğini söyleyen Sema Gündoğdu, “İlkokul ikinci sınıfta görme yetimi kaybettim. Ondan sonra iki yıl okula gidemedim ve evde el becerisini geliştirici şeylerle uğraştım. Örgün okumak başka oluyor ve hocayı sınıfta dinlemek daha farklı. Uzaktan da canlı ortam kadar olmuyor tabi. Tabletim üzerinden bağlanıp canlı derslere katılıyorum ve kabartma birey tabletime not alıyorum” dedi. 

HABERDE İNSAN HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

"EN BÜYÜK SORUNUMUZ ÖN YARGI VE BİLİNÇSİZLİK"

Ailesinin derslerinde yardımcı olduğunu ve çoğu insanın engelli bireylere ön yargılı davrandığını söyleyen Gündoğdu, “Bu süreçte en büyük desteği annem ve babam sağlıyor. Birçok ders kitapları maalesef kabartma ve elektronik formatta değil. Üniversitede bir çok bölüm olduğu için arklı kaynaklara erişilemiyor. Bu yüzden kitapları ailem seslendiriyor. En büyük sorunumuz ön yargı ve bilinçsizlik diyebilirim. Bu ikisini çözebilirsek aslında bütün şeyler çözülecek. Ön yargı deyince tabi sadece ‘görme engelli ise hiçbir şey yapamaz’ diğer engelliler içinde geçerli sözler oluyor. Teknoloji çağında yaşıyoruz ve teknolojinin sunduğu imkanlarla bir çok hayatımızda ki şey değişiyor. Bizimde diğer insanlarla olan farkımız bu şekilde minimum düzeye iniyor. Biraz daha bunları araştırarak bilinçlenmelerimi istiyoruz” diye konuştu.

“AKADEMİSYEN OLMAYI HEDEFLİYORUM"

Ailesi dışında öğrenim hayatında kullandığı sistemlerden bahseden Gündoğdu, “Türk Telekom, KETEM ve Boğaziçi Görme Engelliler Teknoloji Merkezi’nin iş birliğiyle kurduğu Telefon Kütüphanesi var. KETEM’in kendi sitesinde oradan birçok kitap okuyorum ve büyük bir avantaj. Kitap okumanın önündeki engel kalkmış oluyor. Akademisyen olmayı hedefliyorum. Hobi olarak hikayeler yazıyorum. Bunu da bir kitap yazarak somutlaştırmak istiyorum” şeklinde konuştu.

"İNŞALLAH ÇOCUĞUN HAYALLERİ PEŞİNDEN KOŞACAĞIZ"

Çocuklarına ellerinden geldiği kadar destek olduklarını söyleyen baba İsmail Gündoğdu da şöyle konuştu:

“Çocuğum şuanda liseyi birincilikle bitirdi. Üniversitede de güzel bir bölüme girdi. Kendisi başardı ve bizlerde elimizden geldiği kadar destek olduk. Psikoloji alnında kendini geliştirmek istiyor. İnşallah çocuğun hayalleri peşinde koşacağız.”

“Bundan sonraki hayatında her zaman kızımızın yanında olacağız”

Öğretmenlerinin ilk başta kızının başaramayacağını söylemesine rağmen çocuğunun başardığı ifade eden anne Fatma Gündoğdu ise kızı için her şeyi yapmaya hazır olduğunu söyledi. Kızıyla çok güzel bir yaşantıları olduğunu kaydeden fedakar anne, şunları kaydetti:

"İlk başlarda görme yetkisini kaybettikten sonra iki yıl onun ve bizim içinde zorlu bir süreçti. Bu iki yıllık zorlu süreci çok güzel atlattığımıza inanıyorum. Kızım okumayı çok sevdiği için hep okul hayali vardı. Birinci sınıfa gitti ve çok güzel okumayı yazmayı öğrendi. Öğretmenlerinin bile yapamaz dediği çocuk harfleri öğrendiğinde ilk 5. sıradaydı. Diğer arkadaşlarına örnek olmuştu ve biz bunu böyle başardık. En büyük hayalimizdi kızımızın hedeflerine ulaşmış olması ve buda bizi çok mutlu ediyor. Bunun için okumamıza ve mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonraki hayatında her zaman kızımızın yanında olacağız.”