İzmir’deki depremde 16 saat göçük altında kalan ve bir bacağını kaybeden Gülçin Aykut Soydan, protez bacak takılması için gereken bütçeyi karşılamak üzere valiliğe yardım kampanyası başvurusu yaptı. Enkaz altında geçirdiği süreyi anlatan Soydan, “Elazığ depremini, Van depremini, hepsini yakından takip ederdim. Sabahlara kadar oturup televizyon başında beklerdim. Onlarla birlikte ağlardım, üzülürdüm. Bir gün gelip de böyle bir şeyi yaşamak gerçekten çok acı, çok zor” dedi.

İzmir Bayraklı’da yaşayan evli ve bir çocuk annesi 37 yaşındaki Gülçin Aykut Soydan, oğlunu okula bıraktıktan sonra kök hücre bağışında bulundu. Bağışın ardından Yılmaz Erbek Apartmanı’nın altında bulunan markete giren Soydan kasaya ulaştığı sırada deprem oldu. 30 Ekim 2020’de Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin etkisiyle market ve binanın ilk üç katı çöktü; Soydan, müşteriler ve market çalışanları göçük altında kaldı. Göçük altında kurtarılmayı bekleyen Soydan, arama kurtarma ekiplerinin uzun uğraşları sonucunda 16 saat sonra bulunduğu alandan çıkarıldı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesine kaldırılan depremzede, tedavi sürecinin 1 ayını yoğun bakımda geçirdi; bu süre zarfında Covid-19’u da atlattı. Sağ bacağını kaybeden, sağ kolu ile yüzünün sağ kısmında ciddi yaralanmalar oluşan Soydan, hastaneden taburcu edilen son depremzede oldu. Hayatta kaldığı için mutlu olduğunu ifade eden Gülçin Aykut Soydan, protez bacak takılması için gereken bütçeyi karşılamak üzere valiliğe yardım kampanyası başvurusu yaptığını belirtti.

“Depremin olup biteceğini sandım ama öyle olmadı”

30 Ekim’de yaşadıklarını anlatan Soydan, “Öğlen saatlerinde oğlumu okula bırakmıştım. İlk teneffüsünü bekledim, ikinci teneffüsünü beklemeden Kızılay Kan Merkezine gittim ve kök hücre bağışı yaptım. Daha sonra markete girdim. Kasaya geldim ve deprem gerçekleşti. Deprem başladığında çok sakindim. Her zamanki gibi depremin olup biteceğini sandım ama öyle olmadı. Tam ödeme yapacakken deprem oldu ve kasiyer kadın kaçmaya başladı. Ben sakindim, ‘dur sakin ol, geçecek’ dedim ama daha sonra yıkım gerçekleşti. Telefonuma ulaşamadım çünkü çantam arkamda kalmıştı. Şanslıydım ki başka bir müşterinin telefonu çaldı ve konuşmaya başladı. O zaman ‘artık çıkabiliriz, en azından dışarıyla bağlantımız olacak’ dedim. O sırada umutlandım. O saatten sonra AFAD ekibiyle bağlantımız hiç kopmadı. Saatlerce bizi bulmak için uğraştılar ve buldular. Göçük altında sesini duyduklarımdan yola çıkarak bulunduğum alanda dört kişi olduğumuzu düşünüyorum. Kasiyer erkek ve kasiyer kadının vefat ettiğini öğrendim” diye konuştu.

Hep birden bağırdılar, Soydan yüzüğüyle vurarak ses çıkardı

Göçük altındayken hareket edemediğini, sadece sol kolunun açıkta kaldığını söyleyen Soydan, göçük altında kalanlarla birlikte AFAD ekiplerine seslerini duyurmaya çalıştıklarını belirtti. Köpeklerin soluma seslerine kadar duyduklarını ifade eden Soydan, şöyle devam etti: “Enkaz altı karanlıktı. Toz kokusu ve doğalgaz kokusu vardı. Etrafta ses çıkarabileceğimiz şeyler vardı ama metal bir şeylerin üzerine vurduğumda un gibi dağılıyordu. Yüzüğümle ses çıkarmaya çalıştım. ‘Sesimizi duyan var mı?’ dediklerinde aynı anda bağırarak yardım istedik. Sonra duydular ve bizi oradan çıkardılar. Ben enkazdan çok zor çıkarıldım. Ezilen çok fazla bölgem vardı. Oldukça sıkışmış bir vaziyetteydim. Sanırım üç kişi beni oradan çıkardı. Kolumun çok acıdığını hissettim ve hatta kolumun koptuğunu sandım. Meğer ezildiği için acımış.”

Covid’i de atlattı

Kurtarılmasının ardından hastaneye kaldırılan Soydan, tedavi sürecinin çok zor geçtiğini dile getirerek şunları söyledi: “15-20 gün sonra gözümü açtım. Yoğun bakımda kaldım. Oradaki sağlık çalışanları benimle çok ilgilendi. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Daha sonra plastik servisine çıkarıldım ve 10 gün sonra Covid’e yakalandım. Covid servisinde de bir ay süreyle kaldım. Moral olarak üzgündüm. Çocuğum ve eşimden uzaktım. Zor bir süreçti. Ardından 9 kez ameliyat oldum. Çok şükür atlattım. 30 Ocak’ta taburcu edildim. Şimdi kendimi moral olarak çok daha iyi hissediyorum. Kendimi yaşadığım için çok şanslı hissediyorum. 7 yaşında bir oğlum var ve anneye ihtiyacı var. İyi ki ayrılmadık.”

“Yardım kampanyası düzenlemeyi düşünüyoruz”

Tedavi kapsamında ezilmeden dolayı yüz estetiğinin de yapıldığını ifade eden Soydan, “Sağ gözümün tam kapanmaması nedeniyle bir problem var. 6 ya da 9 ay sonra bunun için bir ameliyat gerekebilir. Çünkü göz açık kaldığı zaman sinirler ya da retina, kuruma sebebiyle hasar görebiliyormuş. Yaralarım tamamen iyileşti ama kas ve sinirler alındığı için sağ kolumu kullanamıyorum. Elimi hareket ettiremiyorum çünkü his kaybı var. Fizik tedavi ile düzelir mi, onu zaman gösterecek. Sol bacağım sağlıklı ama oradaki deriyi kullanarak ampute olan bacağıma, koluma ve yüzüme nakil gerçekleşti. Bacak protezi için rapor aldık. Doktorum, benim için uygun olan protezi söyledi. Valiliğe başvurduk ve bir yardım kampanyası düzenlemeyi düşünüyoruz. Oradan gelecek cevaba göre sanıyorum protezim takılacak. Protez fiyatı için söylenen rakam 40 bin Euro. Yardımlar sayesinde inşallah protezim olacak. Depremden önce aktif bir hayatım vardı. Öyle de devam etsin istiyorum. Eve kapanmak istemiyorum.”

“Depremleri yakından takip edip üzülürdüm”

Depremde hayatlarını kaybeden kişiler için çok üzgün olduğunu belirten Soydan, “Ben şanslı olduğum için sevindim ama birçok can kaybı yaşandı. Çok üzücü bir durum. Allah bir daha yaşatmasın. Elazığ depremini, Van depremini, hepsini yakından takip ederdim. Sabahlara kadar oturup televizyon başında beklerdim. Onlarla birlikte ağlardım, üzülürdüm. Bir gün gelip de böyle bir şeyi yaşamak gerçekten çok acı, çok zor” dedi.

“Fadime Tolun ile kader arkadaşı olduk”

Markette birlikte göçük altında kaldığı Fadime Tolun ile hala görüştüklerini söyleyen Soydan, “Fadime Hanım hastaneye ziyaretime geldi. Onun da sağlık durumu iyi. Bana çok destek oldu. Hastane çıkışı telefonda konuşurken ikimiz de ağladık. Kader arkadaşı olduk. İkimiz de sağ çıktık. Göçük altında birbirimize çok destek olduk. Özellikle o, bana hep ‘umudunu kaybetme’ dedi. Birlikte dua ettik. Allah ondan da razı olsun. ’Onun sayesinde göçük altından çıktım’ da diyebilirim. Çünkü telefonla o irtibat kurdu. Bu benim için bir şanstı” sözlerine yer verdi.