CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu’nun yeniden milletvekili olması için, “Sonuçta galip olan adalet. Enis bey geldi. Mutluyum sevinçliyim. Ama Türkiye adına da üzülüyorum. Böyle bir tablo keşke hiç yaşanmasaydı. Bir gelenekte oluşturdu aslında bir kişinin milletvekilliğinin düşmesi sonra yargı kararıyla tekrar parlamentoya gelmesi” dedi. Bolu’da esnafla; kanaat önderleriyle görüşen Kılıçdaroğlu, gazetecilerin Berberoğlu’nun yeniden milletvekili olmasıyla ilgili sorusunu yanıtladı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Enis Beyin parlamentoya dönmesi elbette memnuniyet verici. Adalet açısından zaten bu gerekiyordu. Öbür türlü zaten bu facia olurdu. Ama süreci gözden geçirdiğimizde Sayın Berberoğlu, beraat ile müebbet arasında yargılandı. Düşünün bazı mahkemeler beraat bazı mahkemeler müebbet cezası verdi. Düşünün nasıl bir yargı. Nasıl bir anlayış, nasıl bir etkilenme! Politik gücü de görüyoruz burada, ama adaleti de görüyoruz. Sonuçta galip olan adalet. Enis bey geldi. Mutluyum sevinçliyim. Ama Türkiye adına da üzülüyorum. Böyle bir tablo keşke hiç yaşanmasaydı. Bir gelenekte oluşturdu aslında bir kişinin milletvekilliğinin düşmesi sonra yargı kararıyla tekrar parlamentoya gelmesi. Türkiye’de ilk kez gerçekleşen bir olay. Bir Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması Anayasa Mahkemesi’nin tekrar toplanması ve TBMM’ye Adalet Bakanlığı’na ve ilgili mahkemeye kendi kararını göndermesi. Ve Anayasa Mahkemesi’nin özel olarak ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının sadece yargıyı değil parlamentoyu idare makamlarını bağladığını hatırlatması hukuk açısından iyi. Ama keşke bunların hiçbirisi yaşanmasaydı, Türkiye böyle bir süreci, Enis bey de bu kadar büyük acıları yaşamasaydı.” Öte yandan Kılıçdaroğlu, Bolu temaslarıyla ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı: HERKES BÜYÜK ACILAR YAŞIYOR: Bolu’da az önce Sivil Toplum Örgütleri ile beraber olduk. Esnafı da gezdik. Sizler de tanığısınız. Görüyorsunuz biliyorsunuz. Herkes aslında hayatından memnun değil çok büyük sıkıntılar var, çok büyük acılar var. İçeride sorulduğunda veya görüş ifade edildiğinde de bütün bu acılar bir şekilde dile getirildi. Kırtasiyesinden düşünün muhtarından tutun Ticaret Odasından tutun esnafına kadar herkes büyük acılar yaşıyor. Ve sorunları görüyorlar sorunları yaşıyorlar, ama sorunların çözülemediğini de görüyorlar. MEMURLAR İŞSİZLİĞİ AZ GÖSTERİYOR: Ama ben onlara şu garantiyi verdim. Yani Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok ve biz bu sorunların tamamını çözeceğiz. Devletin kurumları vatandaşlara doğru bilgiyi vermiyor. Yargıyı etkileyen bir kurum ki yargının bağımsızlığı var. Yargının bir anayasal bir güvenesi var. O güvenceyi dahi hissedemeyen bir yargı var. Öbür tarafta da devletin atadığı memurlar var. Dolayısıyla bu memurlar işsizliği az gösteriyor, enflasyonu düşük gösteriyor. Bu talimatları alıyor, bu talimatların gereğini yerine getiriyorlar. Bu memlekette 10 milyonu aşkın işsiz var. 10 milyonu aşkın işsize çözüm üretmesi gerekenler devleti yönetenlerdir. Devleti yönetenler var olan sorunların çözümü ile ilgilenmiyorlar. Onların bütün derdi muhalefet. Muhalefeti nasıl gerçekleri dile getiremez hale getirebiliriz diye düşünüyorlar. VATANDAŞ HERŞEYİN FARKINDA: Ne düşünürlerse düşünsünler aslında vatandaş her şeyin farkında. Ben bunu görüyorum sokakta da görüyorum cadde de görüyorum. Yaptığım toplantılarda da görüyorum. Bütün bunların hepsi hayatımızın bir parçası. Ama aşılacak bunlar. Kısa süre içinde aşılacak. Demokratik yollarla aşılacak. Dostlarımız ile beraber aşacağız. Türkiye’ye, bu güzel ülkeye huzuru, barışı üretimi, beraber yaşamayı, herkesin aşı işi olduğu her evde huzurun olduğu bir Türkiye yeniden inşa edeceğiz.