Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve adeta açık hava müzesi olan Aydın’da bulunan Latmos’ta, tarih kaçak kazılar ile yok oluyor.

Benzersiz doğası, birbirinden ilginç vahşi kayalıkları, mağaraları ve kaya sığınakları içinde geçmiş tüm uygarlıkların izlerini taşıyan Latmos’un bilinçsiz vatandaşlar dolayısıyla tahrip edildiğine dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, Latmos’un önemine dikkat çekerek, duyarlılık çağrısında bulundu.

Kaçak kazılar ve madencilik faaliyetleri ile birlikte doğal peyzaj alanları ve tarihi eserlerin tahrip edildiğini ifade eden Sürücü; “Latmos (Beşparmak) Dağları, geçmişte birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, binlerce yıl barınmalarını ve beslenmelerini sağlamış. Latmos’un benzersiz doğası, birbirinden ilginç vahşi kayalıkları, mağaraları ve kaya sığınakları içinde, geçmiş tüm uygarlıkların izlerini görmek mümkündür. Zeytin ağaçları, bereketli fıstık çamlarıyla, meralarında dolaşan hayvanları, çiçeklerinden bal alan arılarıyla yereldeki insanlara büyük olanaklar sağlamaktadır. Binlerce yıldır süregelen bu doğal ve kültürel mirasları gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde ulaştırmak varken, ne yazık ki günümüzde hoyratça ve bilinçsizce kullanılarak tamamen tahrip ediliyor. Bir yandan kaçak kazılarla, diğer yandan maden faaliyetleriyle adeta bir yarış içerisinde büyük bir hız ve hırsla Latmos Dağları tüketiliyor” dedi.

“BİLİNÇSİZCE PARAMPARÇA EDİLİYOR”
Latmos’a her ziyaretlerinde daha büyük değişimlerin yaşandığını gördüklerini sözlerine ekleyen Sürücü; “Latmos’a her geldiğimizde gerek kültür varlıklarında gerekse eşsiz doğasında büyük değişimler görmekteyiz. Kaçak kazılarla kültür varlıkları üzerinde, maden faaliyetleriyle de muhteşem doğasında geri dönülmez tahribatlar meydana gelmektedir. Önceki yıllarda balyoz ve keskilerle çalışan kaçak kazıcılar, şimdi dinamitlerle binlerce yıllık eserleri parçaladığı görülüyor. Yarım kalmış bir kaya mezarının arkasında bile define çıkabilir umuduyla, binlerce yıllık bir kültür varlığı bilinçsizce paramparça ediliyor. Yaklaşık 10 metrelik devasa çukurlar açılarak belki de tarihe ışık tutacak birçok bulgu yok oluyor. Henüz Bodrum-Milas havaalanı yapılmadan önce, Bodrum’a gidenler mutlaka Bafa Gölü’nün kıyısından geçer ve arabalarını durdurarak, gölün Latmos’la bütünleşen muhteşem peyzajında bir anı fotoğrafı çektirirlerdi. Günümüzde bu harika doğal peyzaj değişmeye başladı. Eğer bir an önce buna dur denilmezse, bu dağlar köstebek çukurlarına dönecek ve o güzel peyzaj bütünlüğü geçmişin fotoğraflarında kalacaktır. Pandemi döneminde tarımın ne kadar önemli olduğunu hep birlikte gördük. Latmos Dağları’nın batısında zeytincilik, doğusunda fıstık çamından elde edilen künar, arıcılıkla üretilen ballar ve yaygın bir şekilde yapılan hayvancılık yöre insanlarının en önemli geçim kaynaklarıdır. Bunlara bir de planlı bir şekilde ekoturizm de eklenebilirse, bundan en kazançlı çıkacak olanlar yöre insanları olacaktır. Tüm bunlara en büyük zararı madencilik faaliyetleri verecektir. Maden faaliyetleri kısa bir süre yapıldıktan sonra, geriye tahrip olmuş bir doğa ve herkesi mutsuz eden görüntüler kalacaktır. Madencilik faaliyetlerinin teşvik edilmesi yerine, yöre insanlarının geleneksel faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri için gerekli destek sağlanmalı, ekoturizmin geliştirilmesi için doğru projeler hazırlanmalıdır. Latmos Dağları, insanıyla, doğası, tarihi ve kültürüyle dünyada pek benzerinin olmadığı gelecek vadeden çok önemli bir ekoturizm alanıdır. Bünyesindeki özellikleri nedeniyle de ülkemizin tanıtımına önemli katkısı olacaktır. Tüm bu değerlerin kaybedilmemesi için Latmos’u insanıyla, doğal ve kültürel varlıklarıyla bütüncül bir şekilde korunması için ilgili ve yetkili tüm kurumları göreve davet ediyoruz.” dedi.

KÜLTÜR SANAT HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ