İngiltere’nin en önemli rekabetlerinden olan Merseyside derbisi, haftanın en dikkat çeken eşleşmelerinden biriydi. Sezon içerisinde ağır yara alan ve Premier Lig’de havlu atma noktasına gelen son şampiyon Liverpool, sezon sonunda kapağı Şampiyonlar Ligi potasına atma hedefindeki Everton’ı konuk etti. Bu maçtan önce Liverpool’un Everton’a mağlup olduğu son karşılaşma 2010 yılında, Anfield’da rakibine yenildiği son karşılaşma ise 1999 yılında oynanmıştı. Liverpool adına sezonu kabusa çeviren olay ilk yarıdaki Everton maçında gerçekleşmişti. Kaleci Jordan Pickford’un çıkışında dizine darbe alan Virgil Van Dijk sezonu kapatmış ve Liverpool’un şanssızlıklar zinciri başlamıştı.
Üst üste alınan üç mağlubiyetin ardından hafta içi Şampiyonlar Ligi’nde gelen Leipzig galibiyeti kadro seçimi yaparken Jürgen Klopp’a nitelikli bir referans yaratmış olmalı. Her ne kadar yaşanan sakatlıkların ardından Alman hocanın zaten kadro kurmak için çok fazla alternatifi olmasa da kazanan bir takımaa tutunmak daha kolay olsa gerek. Everton cephesinde ise yaklaşık üç ay aradan sonra üç stoperli olmak üzere beşli bir savunma hattı tercih edilmesi, Carlo Ancelotti’nin rakibini derinde beklerken üretken bekleri ve tehlikeli hücum hattıyla bire bir eşleşmeyi hedeflediği sonucunu çıkarmaya yarayabilir.
Zaten reaktif oyunu oynamakta epey mahir olan Everton’ın maçın başında golü bulması, ciddi bir kırılma yarattı henüz üçüncü dakikada. Zira gol gelmese bile maç boyunca rakibini dar alanda çözmek zorunda kalacak Liverpool’un, bir de skor dezavantajına düştükten sonra bu çaba içine girmek durumunda olması, işleri bir kat daha zorlaştırdı kırmızılar adına. Leicester City maçında yaptığı hatalar sonrası eleştirilmesine rağmen Leipzig maçında başarılı bir performans ortaya koyan Ozan Kabak’ın, Everton’ın bulduğu golde savunma çizgisini bozarak Richarlison’u arkaya kaçırması bir kez daha eksi puan olarak döndü hanesine. Takımıyla henüz üçüncü maçına çıkan genç bir oyuncunun bu şekilde adaptasyon sorunu yaşaması gayet anlaşılabilir bir durum elbette. Buna rağmen üç Liverpool oyuncusu arasından muhteşem bir pas çıkartan James Rodriguez’in golün asıl yaratıcısı olduğunu söylemek gerekli.
Öne geçtikten sonra topu tamamen reddeden Everton, rakibini adeta kendi ceza sahasına kümelenerek karşıladı. Bu bağlamda oyunu rakip yarı sahada ve yüksek pas sayısıyla oynayan Liverpool’un baskılı olduğu bir sürece geçildi. Golün ardından yaklaşık yirmi dakika boyunca topla oyanan Liverpool buna rağmen nitelikli bir pozisyon üretmeyi başaramadı. Mane-Firmino-Salah hücum hattıyla bire bir eşleşen Everton stoperleri ve derinde konumlanan orta saha kurgusuyla dar alanda sıkışan mücadele kısır bir döngüye hapsoldu. Ve maçın golden sonraki ikinci kırılma anı otuzuncu dakikada yaşandı. Kaptan Jordan Henderson arka adalesinden sakatlandı ve Liverpool’daki sakatlar kervanına dahil oldu. Onun yerine oyuna dahil olan Nat Phillips, Ozan Kabak’ın yanına geçti ve bu ikili Liverpool’un bu sezonki 18. stoper ikilisi oldu.
Bütün bu denklemde, Thiago-Wijnaldum-Curtis Jones orta sahasıyla oyun gücünü de sağlayamayan Liverpool’un galibiyeti imkansıza yakın hale geldi. İkinci yarı boyunca yakalanan bir iki yarım tehditte ise kaleci Jordan Pickford’u geçemeyen kırmızılar, 82. dakikada yediği kontra atak sonucunda gelen penaltıyla iki farklı geriye düştü. Sigurdsson’un bu golü Liverpool’ün üzerine atılan son toprak gibiydi.
Lig sıralamasında altıncılığa gerileyen Liverpool, Şampiyonlar Ligi potasına girme şansını bile riske atmış durumda. Devler Ligi’nde şimdilik yoluna devam eden Jürgen Klopp ve öğrencileri, en azından o kulvarda mümkün olduğunca ilerleyerek prestijini koruma niyetinde. Bir maç eksikle Liverpool ile aynı puanda bulunan Everton ise ilk dört yarışından kopmama gayretinde.