Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından 2019 yılında ilki düzenlenen ‘Orman Yangınları Çalıştayı’nın ikincisi düzenlendi. Çalıştaya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

İkincisi düzenlenen çalıştay, ‘Küllerimizden doğuyoruz” teması ile düzenlenirken, çalıştayın açılışında konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, 29 Ağustos’ta başlayan orman yangınlarının birisinin söndüğünü, diğerinin başladığını ve bir kabus filmi yaşadıklarını belirtti. Başkan Gürün, “2019 yılında gerçekleştirdiğimiz birinci çalıştayda yangın ve yangından sonraki süreç, kurumların görev ve yetkilerinin ne olduğunu kitapçık halinde ilgili kurumlara dağıtmıştık. Fakat o dönem yaptığım konuşmalardaki tedbirler hala alınmadı ve 2021 yılındaki yangın sonrası bunları yine konuşuyoruz. Yaşadığımız acı tecrübelerden faydalanamıyoruz ve ders almıyoruz. İlk çalıştayımızda küresel ısınmanın önümüzdeki dönemde bütün dünyada olduğu gibi Muğla ve Türkiye’de büyük yangınların olabileceği konusunda ikazlarda bulunduk. Orman köylüsünün orman yangın esnasında ilk müdahale etmesi gereken ekip olduğunu söyledik ve onların yangınlar konusunda eğitilmesi ve donatılması gerektiğini ifade etmiştik. Bizim tesellimiz bir tek evladımız dışında yerleşim birimlerinde bir can kaybını uğramadık. Az da olsa konut ve yapı kaybımız var. Ama onlar da çok büyük bir yara olarak değerlendirilmez Manavgat yangını ile karşılaştırdığımızda. Birinci gün Marmaris’te yangının çıktığı yerde göz göre göre hiçbir şey yapılmadan yangının ilerlemesini bir korku filmi gibi izledik. Bu çok acı vericiydi. Daha sonra 11 ilçemizde bu yangınlar oldu. Birisi sönmeden diğeri başladı. Ne yapmadık, neden böyle oldu, bundan sonra ne yapmalıyız bunu burada konuşup, takip etmemiz gerekiyor. Her şerde bir hayır vardır. Toplumsal olarak bütün Türkiye bu yangınlarla ilgilendi. İnsanlarımız, kurumlarımız, ben ne yapabilirim telaşı içinde elinden geleni yapmaya, katkı sunmaya çalıştı. En önemli katkıları da Belediyelerimiz yaptı. 18 Büyükşehir Belediyesi 80 ilçe belediyesi ellerindeki araç gereç ve tankerler ile adeta buraya sefere çıktılar. TOMA’lar ve askeri birlikler ile bu yangın mümkün olduğu kadar az zararla atlatmaya çalıştık. Koordinasyon konusunda da büyük bir sıkıntı var. Koordinasyon ile ilgili kendi metinlerimize uymadan başka işler yapıldı. Gönüllüler konusunda bir disiplin yoktu. Çok iyi niyetle gelmişler ve gönüllülerin eğitilmesi ile ilgili ne yapmaları gerektiği kitapçıkta yazıyor. Yangın ekibi mutlaka eğitilmesi gerekiyor. Bizim Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak bir sloganımız var. ‘Birlikte aileyiz, Birlikte Muğlayız” Ben bunu yangından sonra “Birlikte aileyiz, birlikte Türkiyeyiz” diyorum. Bu yangında Türkiye bir araya geldi. Bu yangında ekiplerimize su, yiyecek, eşya taşıyan köylü kadınlarımıza, gönüllülerimize, askerimize, polisimize, orman çalışanlarımıza, kardeş ülke Azerbaycan’a, sağlıkçılarımıza, STK’larımıza ve tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

Çalıştayda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise orman yangınlarında alın teri akıtan herkese teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, “Bir felaket karşısında nasıl önlem alınacak insanoğlu önceden düşünür. Eğer bir yıl önce oluyorsa bu yıl da olabilir diye kafa yorarız. İklim değişikliği konusu yıllardır bütün dünyada tartışılıyor. Bunlar yazıldı çizildi. İklim değişiyor. Orman yangını sadece Türkiye’de mi? Hayır. Bütün Akdeniz havzasında orman yangını var. 3 Ağustos’ta yaptığım basın toplantısında “Bilim insanlarını dinlemenin tam zamanı” demiştim. İklim değişiyor, bütün dünya bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yangın bitti sorunlar da bitecek mi? Bu çalıştayın önemi bu. Sağlıklı bir yangın söndürme filosu oluşturmamız lazım. Yangınlar öncesi uçak ve helikopter filosu hazır olması lazım. Belli noktalarda bu hava unsurları konuşlandırılması lazım. Ayrıca keşif uçaklarımız olması lazım. Bu olmadığı takdire yangın çıktığında topluma, ülkemize maliyeti çok büyük olur. THK ile Orman Genel Müdürlüğü kesinlikle aralarında bir protokol yaparak ortak işbirliği yapmak zorunda. THK’nın kamu ihale yasasının dışına çıkarılması lazım. Bunun çözülmesi lazım. Orman köylüleri ile işbirliği yapılması lazım. Çünkü o bölgeyi en iyi bilen onlardır. Anayasamızın 169’uncu maddesi çok açık ve net bir hüküm koymuş. Yanan yerlerin yapılaşmaya açılmayacağını net bir şekilde ortaya koymuş” dedi.