Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı canlı yayında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Sezen Aksu’nun Hz. Adem ve Hz. Havva ile ilgili şarkı sözlerinin ardından camide söylediği “Dilleri kopartılır” ifadelerinde geri adım atan Cumhurbaşkanı, “Benim orada söylediklerimin muhattabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir. Camideki hitabım bir kişiye yönelik değildir. Şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçıdır” ifadelerini kullandı.

Açıklamalarında hedefine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu alan Cumhurbaşkanı, “Biz İstanbul'umuzu kaderine terk edemeyiz. Çalışmaları koordine etmeleri için ben bakanlarımı o gece İstanbul'a gönderdim” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuyla ilgili “Ben gece saat 3'e kadar takip ettim, arkadaşlarımla irtibat halinde oldum. Ortada doğru olmayan ifadeler var. Bir yalan söz konusu burada. İBB kalkıp Cumhurbaşkanlığından veya Plan Bütçe Başkanlığından talepte bulunur ve bu talebi bütün incelemeleri yapılır, tüm bunlardan sonra da gereken karar alınır. Bunların da ödenme süreçleri bellidir. Şehirlerine hizmet etmek gibi bir dertleri, kabiliyetleri olmayanlar ‘Engelleniyoruz’ diyor” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha önce Selahattin Demirtaş'ı kastederek söylediği “Edirne'deki İmralı'dakine hesap verecek” sözlerine de açıklık getirdi. Cumhurbaşkanı, "Öcalan'ın Demirtaş'ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek" demesi dikkat çekti. 

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Eğer İmralı’dakini çıkarmanın peşindeysen orada duracaksın. Sakın ha…" sözlerine de yanıt veren Cumhurbaşkanı, "Bu hanımefendinin böyle bir iftirada bulunması siyaset değil, yalandan medet ummaktır. Hanımefendi sözlerimizi işine geldiği gibi anlıyor, çünkü işine HDP'ye verdiği sözler geliyor" dedi. 

Meral Akşener ise bu sözlere Twitter'dan yanıt vererek, "Allah muhabbetinizi artırsın" ifadelerini paylaştı. 

Öte yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu gece açıkladığı 6 milyar TL’lik yolsuzluğun NTV’de canlı yayın konuğu olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sorulmaması üzerine Twitter’da “ #NTVErdoğanaSor ” etiketiyle mesaj paylaştı. Kılıçdaroğlu, “NTV'deki gazeteciler, siz sormaya çekindiniz, bağlayın isterseniz, ben sorayım ıslak imzalı milyarları. Cesareti var mı benimle yüzleşmeye?” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun #NTVErdoğanaSor etiketiyle birlikte paylaştığı mesajda, “NTV'deki gazeteciler, siz sormaya çekindiniz, bağlayın isterseniz, ben sorayım ıslak imzalı milyarları. Cesareti var mı benimle yüzleşmeye? NTV Erdoğan’a sor” ifadelerini kullandı.

İRAN’IN DOĞALGAZ AKIŞINI KESMESİ

Cumhurbaşkanı, programda İran’ın doğalgaz akışını kesmesinin Türkiye’nin ödeme yapmaması olduğu iddialarını da reddetti. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuyla ilgili, “Biz İBB değiliz. Bizim İran'a borcumuz kesinlikle söz konusu değil. Bu iddialar yalandır ve Cumhurbaşkanı İbrahim beyle yaptığım görüşmede de kendilerine söyledim, onlar bir arızdan ötürü bu işi 10-15 gün erteleme durumları olacağını söylediler. Şu anda İran'da da kış şartları çok sert. Bütün bunlarla beraber en kötü şartlarda bir 10 gün esneme yaparsak bu süreci atlatırız dedi sayın cumhurbaşkanı. Ekiplerimiz orada görüşmelerini yapıyorlar. İnşallah 10-15 gün içerisinde bu doğalgaz akışı tekrar devam edecek. Tabii tedbirlerimiz var” dedi. 

Cumhurbaşkanının açıklamalarından satır başları şöyle:

FAİZLE MÜCADELEDE YOL HARİTASI

Uyguladığımız bu akılcı politikalarla kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe ciddi kazanımlar ve güçlü bir duruş elde ettik. Faiz oranlarında tarihi düşük seviyeleri yakalama başarısını göstermiştik. 2013'te Türkiye tarihinin en düşük faiz ortamını yakaladı. Ancak bunun ardından bir dizi iç ve dış olumsuz gelişme ile bu süreç kesintiye uğradı. Son 20 yılda altyapı yatırımları konusunda önemli mesafeler kat ettik.

Üretim odaklı ihracat ve istihdamı arttırmak hep önceliğimiz oldu. Bütün bunlar yeni modelimizin uygulanmasına yönelik uygun zemini hazırladı. Böylece nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız.

ÜRETİM, İSTİHDAM, İHRACAT VE BÜYÜME HEDEFİ

Yüksek faiz ortamının orta-uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikar. Biz işte bu sebeple düşük faiz ortamında kaynaklarımızı üretim, istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Son dönemde döviz kurundaki istikrarlı seyir bu bakışımızı destekliyor. Kamusal kaynakları ve banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üretimin arttırılması için kullanarak bu mücadelemizde başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu modelle birlikte ekonomimiz spekülatif ve manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir.

Bu makas özel bankaların bu konuda hâlâ sömürü çarkını devam ettirme gayretinin olduğunu görüyoruz. Vatandaşlarıma diyorum ki kamu bankalarına gidin ve böyle bir sömürü çarkı içerisine girmeyin. Kamu bankaları vatandaşını kesinlikle yüksek faizle sömürme gibi bir gayrete giremez. Biz bu ülkede tüketim ekonomisine destek vereceksek sömürü yoluyla değil, vatandaş temin ettiği kredisini gelsin sizinle de kullansın. Ama siz böyle yaparsanız gideceği yer uygun krediyi veren kamu bankasıdır. Faizden medet umulmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz.

ENFLASYONLA MÜCADELE

Salgın önlemlerinin gevşemesiyle küresel enerji ve emtia fiyatlarında artış yaşandı. Küresel tedarik zincirlerindeki bozulmalar açık ve net ortada. Bütün bunlarla beraber girdi maliyetlerinde önemli artışlar oldu. Bu durum tüm dünyada enflasyonist baskıları arttırdı. Maliyet enflasyonuna yol açan bu gelişmeler diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de etkili oldu. Çoğunlukla dışsal ve geçici olan faktörlerin normalleşmesiyle yurtiçi finansal piyasalarda bir dengelenme söz konusu.

Enflasyonla mücadele önceliğimizdir. Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak ve vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıtmak amacıyla gerekli adımlar atılıyor. Rekabeti ve verimliliği arttırıcı yapısal politikaları da hayata geçiriyoruz. Bu yolla enflasyonun düşürülmesini hedefliyoruz.

Para politikasının etkinliğinin sınırlı kaldığı arz şokları durumunda alınacak tedbirler bütüncül bakış açısıyla gözden geçiriliyor. Muhalefetin bugüne kadar iktidar olarak 20 yılda bizim hangi yaptığımıza doğru dediği var ki?

Şehir hastaneleri konusunda 'bütçede yeri neresidir' diyen mantığı anlamıyorum çünkü o mantık SSK'nın başındayken hastanelerimizi rezil eden mantıktı.

Hiçbir zaman bunlar kalkıp da bütün bu güzelliklere 'hayırlı olsun' demeyecekler. TL cinsinden enstrümanlara güveni arttırmak ve tasarruflarını TL'de değerlendiren vatandaşlarımızın kurdaki oynaklık karşısında mağdur olmaması amacıyla kur korumalı mevduat ve katılım ürünün uygulamaya aldık.

KUR KORUMALI TL VADELİ

20 yıldır bu işi yapan biziz, biz denedik, neticelerini aldık, şimdi bunu tekrar uygulamaya koyduk. Uygulamanın henüz başlarında olmamıza rağmen vatandaşlarımızın mevduat ve katılım fonuna ilgisi şu an muhteşem. Gayet iyi gidiyoruz. 25 Ocak itibarıyla bu hesaplarda toplam 203 milyar lirayı aşmış durumda. Vatandaşın ilgisi bu denli büyük olduğuna göre 58.6 milyar lirası da döviz hesaplarından dönüşen tutar.

Tüzel kişiler ise 15.3 milyar lira ile yüzde 7 buçuk paya sahip. Döviz kurundaki oynaklık nedeniyle fiyatlamada zorluk yaşan ithalatçı ve ihracatçı firmalarımıza yönelik döviz satım ihaleleri uygulanmaya başlandı. Önümüzdeki dönemde bireysel ve kurumsal yatırımcılara yönelik alternatif borçlanma adımlarının ihraç edilmesi de planlanıyor.

Ekonomi programımızda özellikle KDV'de etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlamak amacıyla çalışmalar yapılacağı yönünde karar almıştık. KDV konusunda da bakanlığımız çalışmalarını yürütüyor. KDV oranlarının sadeleştirilmesi, oran farklılıklarının giderilmesi, Gelir İdaresi Başkanlığımız çözüm önerilerini de alıyor. Her tür ürün bu konuda masaya yatırılarak, bunların tabii arz-talep dengesindeki yeri neyse ona göre adım atacağız.

UKRAYNA-RUSYA KRİZİ

Bu gelişmeleri uygun bulmamız, hayırlı bulmamız mümkün değil. Rusya ile Ukrayna arasındaki mevcut gerilimin yeni bir krize dönüşmeden çözülmesini istiyoruz. Her iki ülkenin de Türkiye'nin samimiyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. İki lideri arzu ederlerse ülkemizde bir araya getirerek barış ortamının yeniden tesisine giden yolu açabiliriz.

Meselenin diyalogla halledilmesini, güç kullanılmasından kaçınılmasını Türkiye olarak gerekli görüyoruz. NATO'nun bu konuyla ilgili kurmuş olduğu devrelerin başarılı olması en büyük temennimiz. Ülkemiz Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başından beri destek verdi. Bu tutumumuzun değişmesi söz konusu değildir. Rusya'nın Ukrayna'ya silahlı bir saldırı ve işgal yoluna gitmeyeceğini temenni ediyorum.

Umarım gerginlik böyle bir noktaya ulaşmaz, biz de böyle bir anlayışla gerginliğin bir silahlı çatışmaya dönüşmesini engellemek için elimizden gelen her çabayı göstermeye hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Rusya'ya bazı taleplerinin niye kabul edilemez olduğunu anlatmamız lazım. Biz şu anda sayın Putin'i de ülkemize davet ettik. Ülkemizde kendisiyle ikili görüşme yapmak suretiyle bazı adımları atalım istiyoruz.

SİYASETTE İMRALI TARTIŞMASI

Öcalan'ın Demirtaş'ın oradan vermiş olduğu mesajlardan rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elebaşını bırakacak tek bir iktidar olur, o da HDP'nin içinde olduğu zillet ittifakı iktidara gelirse böyle bir şey olabilir.

Biz bunlara asla izin vermeyeceğiz. Zillet ittifakındaki ortağı HDP'ye vermiş olduğu sözler aklına gelecek ki terörist başının salınacağını sanıyor. Bu hanımefendinin böyle bir iftirada bulunması siyaset değil, yalandan medet ummaktır. Hanımefendi sözlerimizi işine geldiği gibi anlıyor, çünkü işine HDP'ye verdiği sözler geliyor.

KAMU İŞÇİ MAAŞLARINA EK ZAM

Burada bir müjde de, işçilerimizin toplu sözleşmede aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir. Buna yüzde 2.5'luk bir artış daha ilave ediyoruz. Böylece işçilerimizin ücretlerine özellikle de ücretlerinde yüzde 28'i bulan bir artış sağlamış oluyoruz.

Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren bu artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. İşçi ücretlerine yaptığımız bu ilave artışın şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

KÖRFEZ ÜLKELERİYLE İLİŞKİLER

Son dönemde Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizde güzel bir ivme yakaladık. Özellikle de Katar ile diğer bazı bölge ülkeleri arasındaki anlamsız ihtilafın çözüme kavuşturulması bölgede yeni bir işbirliği ruhunun hakim olmasına neden oldu. Bu yeni ortamda ülkemizin Körfez bölgesine yönelik ilkeli ve iyi niyetli tutumunun daha iyi anlaşılmaya başladığını görüyorum. Bu ciddi işbirliği potansiyelini en iyi şekilde değerlendireceğiz.

Bu yeni bölgesel işbirliği döneminin eşiğinde olduğumuza inanıyorum. Onun için 14 Şubat bizim için önemli bir tarih, bu tarihte inşallah BAE'de yapacağımız ziyaret adeta yeni bir dönemin başlangıcı olacak.

"DOĞU AKDENİZ'DE TÜRKİYE'Yİ YOK SAYAN PROJENİN BAŞARILI OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"

Amerika burada kendisi için yapmış olduğu maliyet hesabı, menfaat hesaplarında beklediğini görmeyince çekildi. Bizse şu anda Libya'yla yapmış olduğumuz anlaşmayla Libya'da iş adamlarımızın attığı önemli adımlar var. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yok sayan hiçbir projenin başarılı olması mümkün değil.

İSMED boru hattı projesi ise teknik ve ticari fizibilitesi olmayan, bizi ve KKTC'yi dışlamaya yönelik afaki bir projeydi. Amerika'nın bu gerçeği nihayet görmesi memnuniyet vericidir.

İsrail ile de bu alanda her türlü adımı atmaya varız. Nitekim sayın Cumhurbaşkanı Herzog şubatın ilk yarısında bir ziyareti söz konusu. Bu ziyaretle birlikte İsrail-Türkiye ilişkilerinde yeni bir dönem başlayabilir. Bunu olumlu bir gelişme olarak ifade etmek istiyorum.

ABD İLE İLİŞKİLER

Dünya siyasetinde hiçbir zaman liderler düşman üretmek için yoktur, liderler dost kazanmak için vardır. Dost kazanmakta ne kadar başarılı olursanız ülkeniz de o kadar güçlü olur. Benim Bush döneminde, sonrasında Obama döneminde aynı şekilde gayet olumlu bir dönemi hayata geçirdiğimiz, ki Amerika'dan da bir başkan olarak Türkiye'ye ilk gelen Obama olmuştur. Onunla yürüttüğümüz diyalog, sonraki süreçte Trump ile aynı şekilde devam etti, o da iyi bir süreçti. Benim Biden'la olan münasebetlerim Obama dönemine dayanıyor.

O zamanlar da diyaloğumuzun, görüşmelerimizin olduğu bir dönemdi. Benim beklentilerim de çok daha farklı idi. Fakat son Roma görüşmemizden sonra bu konuda yeni gelişmelerin olacağına inanıyorum. Özellikle F-35 konusunda Amerikan yetkililerle Milli Savunma Bakanımızın görüşmeleri olumlu istikamette gelişiyor. Amerika Savunma Bakanı Austin ile sayın Hulusi Paşa arasındaki görüşmeler devam ediyor.

(Rusya'dan yeni batarya alımı) Sürecimiz devam ediyor, herhangi bir geri adım söz konusu değil. Bizim kimden ne alacağımızın kararını biz vereceğiz. S-400 tedarikimizin arka planı bizde saklı olan bir anlayıştır.

Göreve geldiğimde savunma sistemlerimizde yüzde 20 yerli ve milli gücümüz vardı, bu şu anda yüzde 80'e çıktı.

POLİTİKA HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ