Sağlıklı beslenmenin istisnasız herkesin dikkat etmesi gereken bir konu olduğunu ifade eden uzmanlar, ancak bu durumun bazı insanlarda saplantı ve kaygıyla birleşerek yeme bozukluğuna neden olduğunu dile getirdi. Psikiyatri Uzmanı Özlem Bora, “Günümüzde, besinlerin yararları-zararları, ‘neyi ne kadar ne zaman yemeliyiz’ gibi haberler arttıkça takıntılı olmaya eğilimli insanların bu durumu saplantı haline getirdiğini görüyoruz. Beden, ruh sağlığı ve yaşamı tehdit eden ortoreksiya nevroza isimli bu hastalığın psikiyatr ve diyetisyen eşliğinde tedavi edilmesi gerekir” dedi.

Sağlıklı beslenme ile ilgili uğraşların takıntı haline gelmesinin ruh sağlığını bozarak, bedensel sağlığı da tehdit ettiğini ifade eden Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Bora, “Günümüzde yazılı ve görsel medyada besinlerin yararları-zararları, neyi ne kadar ne zaman yemeliyiz gibi haberler arttıkça takıntılı olmaya eğilimli insanların bu konuyu saplantı haline getirme ihtimali de artmıştır. Sağlıklı beslenme takıntısı olan kişiler genellikle katı, aşırı kontrolcü, mükemmeliyetçi, esneme yeteneği olmayan kişilik yapısındadır. Gelişmiş ülkelerde ve yüksek sosyoekonomik düzeydeki insanlarda daha çok görülür. Sağlık profesyonellerinde, doktor, hemşire ve diyetisyenlerde de sık görülür” diye konuştu.

Uzun süre paketin arkasını inceliyor musunuz?

Sağlıklı beslenme takıntısı olarak adlandırılan ortoreksiya nervozada, kişinin zamanının çoğunu sağlıklı beslenme üzerine uğraşlarla geçirdiğini söyleyen Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Bora, “Bu kişiler, her yediğinin içinde ne olduğu, nasıl yapıldığı, nerde yapıldığı gibi pek çok ayrıntıya takıntılı şekilde kafa yorar. Günlük aktivitelerini bile sürekli ne yiyeceğiyle ilgili planlar. Bazen sağlıklı olduğunu düşündüğü aynı birkaç tip besini ısrarcı şekilde sürekli tüketir. Bu kişiler, besinleri pişirme teknikleri ve pişirme malzemeleriyle ilgili de takıntılıdır. Çoğunlukla besinleri çiğ tüketmeye çalışırlar. Günlük sosyal aktivitelerden, örneğin bir doğum günü partisinden sağlıksız yiyecekler olacağı için kaçınırlar ve gitmezler. Belli bir süre sonra sosyallikleri ve ilişkileri bozulur. Katkısız ve organik gıdalara ulaşmak için oldukça fazla para harcarlar. Bu kişilerin önem verdikleri şey ne miktarda yedikleri veya zayıf olmak değildir; daha çok içerikle ilgilenirler. Bir markette uzun süre paketli gıdanın ambalajını incelerler” dedi.

Bora, ortoreksiya nevroza tanısı konulan bir kişinin psikiyatrist ve diyetisyen eşliğinde tedavi edilmesi gerektiğini, tedavi edilmediği takdirde ciddi kilo kaybı ve malnütrisyona yol açarak kişinin hayatını tehdit edebildiğini dile getirdi.