Türkiye Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz, 40 yaş altında meme kanserinin görülme sıklığında Türkiye’nin Avrupa ülkeleri arasında 1. sırada yer aldığına dikkat çekerek, “ABD’de 100 kadından 6 veya 7’sinde, 40 yaş altında, meme kanseri görülürken bizde her 100 kadından 20’sinde, 40 yaş altı, meme kanseri görülüyor. Eğer kadınlarımız fazla kilolarından kurtulurlarsa, doğru beslenirlerse, düzenli egzersiz yaparlarsa ve stresten uzak durmayı başarabilirlerse ölüm oranları ciddi şekilde azalabilir. Başta sigara olmak üzere zararlı alışkanlıkları da bırakmaları gerekiyor. Artık bu yeni yüzyılda yeni bir sloganımız var; beslenmenizi ve yaşam tarzınızı değiştirerek meme kanserini önleyebilirsiniz” dedi.

Tüm dünyada ekim ayı meme sağlığı açısından farkındalık oluşturmak için önemli bir ay. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla 01-31 Ekim Ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak belirlendi. Erken tanının önemini vurgulamak amacıyla da 15 Ekim Dünya Meme Sağlığı Günü olarak kabul edildi.

Türkiye Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz, Dünya Meme Sağlığı Günü ve Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Dr. Gürbüz, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Meme kanseri kadınlar arasında en sık görülen kanserlerin başında geliyor. Özellikle Batı’daki toplumlarda bu oran çok yüksek. Fakat meme kanseri en ölümcül kanser değil. Burada akciğer kanseri sigara nedeniyle başı çekiyor. Meme kanserinin en önemli özelliklerinde birisi de daha kolay erken teşhis edilebilir olması. Erken teşhis edilerek hastalık yüzde 100’e yakın oranda tedavi edilebiliyor. Bu nedenle toplumun meme sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi çok önem taşıyor.

“TÜRKİYE’DE MEME KANSERİ TEŞHİSİ KONULAN HER 5 KADINDAN BİR TANESİ 40 YAŞININ ALTINDA”

Ekim ayında tüm dünyada meme sağlığı konusunda toplumu bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor. Bu sayede erken teşhisle hastalığın tedavi olanakları artırılmaya çalışılıyor. Bizim kadınlarımız maalesef meme sağlığı açısından çok şanslı değiller. Geçtiğimiz 20 yılda meme kanseri görülme sıklığı çok büyük oranda artış gösterdi. Bu sorunun sebepleri arasında en başta kadınlarımızın kilolu olmaları oranında görülen büyük artış. Diğer bir özellik de ülkemizde 40 yaş altı kadınlarda meme kanseri görülme sıklığının çok yüksek olması. Bu konuda Avrupa ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyoruz. Örneğin ABD’de 100 kadından 6 veya 7’sinde, 40 yaş altında, meme kanseri görülürken bizde her 100 kadından 20’sinde, 40 yaş altı, meme kanseri görülüyor. Yani neredeyse meme kanseri teşhisi konulan her 5 kadından bir tanesi 40 yaşının altında. Hastalık erken yaşlara doğru kaydıkça sosyal ve ekonomik etkileri de çok daha ağır hale geliyor.

“YENİ AMELİYAT TEKNİKLERİ VE YENİ AKILLI İLAÇLAR SAYESİNDE MEME KANSERİ BÜYÜK ORANDAN TEDAVİ EDİLEBİLİR BİR HASTALIK HALİNE GELDİ”

Türkiye Meme Vakfı olarak meme kanseri ölüm oranları ile ilgilenmiyoruz çünkü doğru atılan adımlarla meme kanserine bağlı ölüm oranlarını azaltmak yaklaşık yarı yarıya indirmek mümkün. Eğer kadınlarımız fazla kilolarından kurtulurlarsa, doğru beslenirlerse, düzenli egzersiz yaparlarsa ve stresten uzak durmayı başarabilirlerse ölüm oranları ciddi şekilde azalabilir. Başta sigara olmak üzere zararlı alışkanlıkları da bırakmaları gerekiyor. Geçtiğimiz pandemi süreci de toplumu meme sağlığı açısından çok büyük oranda olumsuz etkiledi. Kadınlar bu süreçte düzenli kontrollerini yaptıramadılar. Meme kanseri oldukları birikti, şimdi yeni yapılan kontrollerde normalden çok daha fazla kadına meme kanseri teşhisi koyuyoruz. Bu nedenle tüm kadınlarımızı acilen gecikmiş olan kontrollerini yaptırmaya çağırıyoruz. Günümüzde meme kanseri tedavi oranları çok büyük oranda gelişti. Gerek yeni ameliyat teknikleri gerekse kullanılan yeni akıllı ilaçlar sayesinde meme kanseri büyük orandan tedavi edilebilir bir hastalık haline geldi. Çok geç kalmamak önemli.

“ARTIK BU YENİ YÜZYILDA YENİ BİR SLOGANIMIZ VAR; BESLENMENİZİ VE YAŞAM TARZINIZI DEĞİŞTİREREK MEME KANSERİNİ ÖNLEYEBİLİRSİNİZ”

Kadınlar meme kanseri teşhisi konulduğu zaman birçok farklı derin korkulara kapılıyor. Bu korkulardan birisi de memelerini kaybederek beden bütünlüklerinin bozulması oluyor. Günümüzde meme ameliyatları büyük oranda memenin tümü alınmadan yapılabiliyor. Gereken durumlarda da önce ilaç tedavisi verilerek kanser dokusu küçültülüyor. Ve daha sonra memenin tümü alınmadan ameliyat yapılabiliyor. Son yıllarda gelişen başka bir ameliyat tekniğiyle küçük bir kesiden girilerek memenin içi boşaltılarak tüm meme alınıyor ve içine protez yerleştirilerek memenin dış görüntüsü olduğu gibi korunabiliyor. Bizim Türkiye Meme Vakfı olarak önem verdiğimiz çalışmaların başında kadınlarımızı doğru yaşam biçimlerine yönlendirmek geliyor. Çünkü bu sayede meme kanserini daha en baştan gelişmeden önleyebiliyorsunuz veya en aza indirebiliyorsunuz. ‘Erken teşhis hayat kurtarır’ geçtiğimiz yüzyılın sloganı. Artık bu yeni yüzyılda yeni bir sloganımız var; beslenmenizi ve yaşam tarzınızı değiştirerek meme kanserini önleyebilirsiniz. Lütfen düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin.”