M. FATİH TAŞÇI

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Burdur’dan hükümete yüklendi. Cumhurbaşkanı'nın, vatandaşı Üsküdar Belediyesi önünde oturma eylemine davet ettiğini hatırlatarak "Ama sen Türkiye’yi hapishaneye döndürdün. Kimseye izin vermiyorsun. Lafın gelişi bunu söylüyorsun" dedi. Burdur Şeker Fabrikasının bu yıl tarihi bir üretim rekoru kırdığına dikkat çeken Özel, “Şimdi bu vakitten sonra Burdur’daki bütün AK Partililere sorayım. Aynı hatayı bir daha tekrarlamaya gerek var mı? Yeniden özelleştirme söylentilerine gerek var mı? Gelin Burdurun malı Burdurlular da kalsın” diye çağrıda bulundu. 

Özel, Burdur’da CHP İl Başkanı İzzet Akbulut, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ve partililer tarafından karşılandı. CHP İl Binasında, Merkez İlçe Başkanı Serkan Şimşek ve partililerle bir süre görüşen Özel, gündeme dair açıklamalar yaptı.

"BURDUR ŞEKER FABRİKASI SATILMASIN"

Cumhuriyet tarihi açısından şeker fabrikalarının önemine dikkat çeken CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’nin özelleştirmek istediği Burdur Şeker Fabrikası ile ilgili olarak şunları söyledi:

“Burdur Şeker fabrikası polarizasyonu en yüksek, en kaliteli şekeri üretiyor. Burdur şeker fabrikası son derece karlı bir fabrika. Özelleştirme söylentileri başladığından itibaren üretimi düşüşe geçiyor. Normalde 600 bin ton şeker pancarı işlerken, 400 bin tona düşüyor. Millet ürküyor. Devletin garantisi yok. Fabrika paramı ödeyemezse, dışarıdan şeker ithal ederse diye. Nereden ucuz buldu oradan alır şekeri. Bir bakıyorsunuz Suriye’den zeytinyağı geliyor. İnsanlar korktular, devletin güvencesi kalktığı için 400 bin tona düştü tedirginlikle. Sonra satış iptal oluyor. Pancar üreticisi fabrikanın yönetiminin devlette olacağını görüyor. Bu sene 817 bin ton alım yapıldı. 705 bin ton işlenmiş, 92 bin ton şeker üretmiş, kendi tarihi rekorunu kırmış devletin elinde. Tedirginlik yok. Satılmayacağı anlaşılınca tıkır tıkır çalışıyor. Türkiye’nin en güzel şekerini rekor kırarak üretmişler. Şimdi bu vakitten sonra Burdur’daki bütün AK Partililere sorayım. Aynı hatayı bir daha tekrarlamaya gerek var mı? Yeniden özelleştirme söylentilerine gerek var mı? Gelin Burdur’un malı Burdurlularda kalsın. Doğru şekilde işletilmeye devam etsin.”

Burdur’a gelirken Burdur gölünün halini görüp üzüldüğünü ifade eden Özgür Özel, “Göl son gördüğüme göre de bir miktar daha çekilmiş. Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı sıfatı ile partisinin Belediye Başkan adayına oy istemeye geldiğinde Mart 2019’da oy istemeye geldiğinde, demişti ki; Menderes’in bir kolundan bu göle su vereceksin. Bütün Burdurlular da alkışlamıştı. Yapsın ben de alkışlayacağım. Sene oldu 2021 o söz uçtu giti. Onun yerine de ne yaptılar? Gölet yaptılar, baraj yaptılar, gölü besleyen 20 kaynak kesildi. TBMM’de bunu dile getiriyoruz. Tutuyor AKP milletvekili ‘Göl buharlaşıyor’ diyor. Bu göle buharlaşan su kadar göle su taşınırsa seviye sabit kalır” dedi.

"ÜSKÜDAR BELEDİYESİNİN ÖNÜ ÖZGÜRLÜK MEYDANI MI?"

Konuşmasının son bölümünde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerini eleştiren Özel, “Saraydan yazılıp iki kablo çıkıyor, Promter’e iki kablo çıkıyor, Biri RTE’ye biri Bahçeli’ye. İkisi de aynı cümleleri kullanıyorlar. Herkes vatan haini, bunlar yerli, milli ve vatansever. Ama günü gelince de ‘U’ dönüşünü yapıyorlar” dedikten sonra şöyle konuştu:

“Bir de Recep Tayyip Erdoğan’n promptersız konuşmaları var. Ben onlara bayılıyorum. Cuma günleri cami çıkışı promtersız konuşuyor. Evlere şenlik. Duyun ki neler neler. Bu sefer de, Üsküdar Belediye Başkanı yanında ‘kentsel dönüşüm yapmak lazım’ diyor. Vatandaş oradan Üsküdar belediye başkanını şikayet etti buna. Bize başka yerde verdiği sözleri yapmıyor. Kentsel dönüşümü kolaylaştırmıyor diyor. Hemen gel bakalım efendi buraya dedi. Yapacaksın bu işleri dedi. Belediye başkanı ne yapsın? Sonra yapmazsa, bana yazın demiyor. Valiye söyleyin demiyor. İlçe başkanına söyleyin demiyor. CİMER’e yazın demiyor. Üsküdar belediyesinin önünde gidin oturma eylemi yapın, diyor. Ben de geleceğim sizinle diyor. Şimdi biz bu sert dönüşü not etmek için altını çiziyoruz. Biz desek bir yerde oturma eylemi yapın, ‘Bunlar milli iradeye düşman, milleti sokağa davet ediyorlar. Demokrasilerde mücadele yeri sandıktır. Sokak değildir’ dersin. Sen kendi Belediye başkanına söz geçiremeyip sokağı işaret ediyorsun. Oturma eylemi. Cumartesi anneleri oturur coplarsın. İşçiler oturur coplarsın. Somalı maden işçileri yürümeye kalkar yürütmezsin. Jandarmayı, alay komutanını koyarsın önlerine. Madende hayatını kaybedenlerin analarına gaz sıktırırsın, yürüyüş yasak. Akhisar’da 200 metre yürüyüş yapacaklar,  adliyeye kadar önlerine çevik kuvvet dayarsın. Çiftçi sütünü dökecek çevik kuvvet. İsyan edecek çevik kuvvet, Grev kararı var milli güvenliğe aykırı diye grev yaptırmazsın. Üsküdar belediyesi sözünü tutmazsa, ‘Oturma eylemi yapın, yanınızda oturacağım’ diyor. Biz bunu not ederiz. Boğaziçindeki öğrenciler, atadığın kayyum rektöre itiraz etmek için oturma eylemi yapacak, yasak. Üsküdar belediyesinin önü serbest. Boğaziçi üniversiteli öğrenciler de Üsküdar Belediyesi'nin önüne gelsin. Orası serbestse, cumartesi anneleri de gelsin. Türkiye’nin tek özgürlük alanı Üsküdar Belediyesi'nin önü mü? Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Somalı maden işçilerini gönderelim. Özgürlük meydanı orası ise, oraya gelsinler. Rize de memleketinde deresini koruyan teyzeleri yerlerde süründürüyorsun. Gelsinler Üsküdar Belediyesinin önüne. Sende orada olacaksan madem. Hepimiz gidelim oraya. Milyonlar gelir. Ama sen Türkiye’yi hapishaneye döndürdün. Kimseye izin vermiyorsun. Lafın gelişi bunu söylüyorsun.”