KÜBRA KAŞ

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Güneyköy Mahallesi’ndeki Antiochia Ad Cragum Antik Kenti’nde kazı çalışmalarına başlıyor.

Roma ve Bizans dönemlerinde yerleşim yeri olarak kullanılan antik kentte yapılacak kazı çalışmaları tarihe ışık tutacak. Kazı, Nebraska Üniversitesi’nden Prof. Dr. Michael Hoff başkanlığında 21 Haziran-21 Ağustos 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

ALKÜ Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Üyesi Nisa Yılmaz Erkovan ve Kastamonu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Asena Kızılarslanoğlu da kazı başkanları olarak görev yapacağı kazı, 60 kişilik ekiple yürütülecek.

ANTIOCHIA AD CRAGUM ANTİK KENTİ'NİN ÖNEMİ

Antiochia ad Cragum Antik Kenti, Antalya İli Gazipaşa İlçesi Güney Köyü sınırları içinde yer alır. Kentin ve limanının bulunduğu bölge, MÖ 1’inci Yüzyılın ilk yarısında bu sahillerde faaliyet gösteren ve doğu Akdeniz’in kıyı yerleşimlerini ve ticaret gemilerini yağmalayan Kilikia korsanlarının sığınma alanlarından biridir. MÖ 67 yılında General Pompeius Magnus komutasındaki Roma donanmasının Korakesion (Alanya) yakınlarında kazandığı zaferle korsan sıkıntısına son verilmiş, ardından tüm bölgedeki korsan sığınakları sırasıyla ele geçirilmiştir. MS. 38 yılında Roma İmparatoru Gaius (Caligula) bölgenin yönetimini kısa bir süreliğine Roma’ya bağlı Kommagene Kralı IV. Antiochos’a bırakır ve hemen kısa bir süre sonra geri alır. İmparator Claudius döneminde, MS. 41 yılında bölgenin idaresi tekrar IV. Antiochos’a verilir. Roma imparatoru Vespasian’ın MS. 72 yılında bölgeyi genişletilmiş Kilikia eyaletinin bir parçası olarak Roma idaresine almasına kadar Antiochos bölgeyi yönetir. Bu dönem içinde kurduğu kentlerden biri de, kendi adını verdiği Antiochia ad Cragum’dur. Antiochia ad Cragum antik kenti, Toros dağ silsilesinden denize doğru uzanan eğimli bir yamaç üzerinde konumludur. Bir kıyı kenti olmasına rağmen, kent merkezi deniz seviyesinden yaklaşık 300 ila 350 metre yükseklikte, çeşitli yönlerden kayalık ve sarp yamaçlarla çevrilen bir konumdadır ki bu özelliği kenti denizden gelebilecek saldırılara karşı koruyan doğal bir savunma sistemi oluşturur. Antik kentin mimari kalıntılarının yoğunlaştığı ve nispeten sağlam olarak günümüze ulaştığı yaklaşık 24 hektarlık bölümü modern Güney Köyü ile iç içedir.