DAVUT GÜLEÇ

Kayseri Hacıbektaş Veli Kültür Derneği ve Kayseri Hacıbektaş Veli Kültür Vakfı Başkanı Abbas Tan, Alevilikle ilgili birçok talepleri olduğuna dikkat çekerek, “Şunu gördük; bunlardan daha acil ve olması gereken eşit yurttaş olmak. Biz diğerleri ile birlikte eşit olabilirsek bütün sorunların üstesinden gelinebilir” dedi.

Abbas Tan, bir yandan kız öğrencilerin barınma sorunlarını çözmek, öğrencilere burs olanağı sağlamak hedeflerinin yanı sıra toplumdaki ayrışmanın önüne geçilmesi için yaptıkları çalışmalar hakkında şunları söyledi:

“KIZ ÖĞRENCİ YURDU VE YOKSUL ÖĞRENCİLERE BURS”

“Kayseri’de okuyacak kız öğrencilerin barınma sorunları var, çok ciddi sorunları var. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için mutlaka Kayseri Cemevi olarak bir barınma yeri, yani bir kız öğrenci yurdu yapmayı planladık. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Umarım kısa süre içerisinde bu sorunu da çözeriz. Çözmeyi de hedefledik.

Diğer taraftan yoksul aile öğrencilerinin bütçelerine katkı olsun diye Kayseri’de okuyan öğrencilere burs vereceğiz. Sınır ve rakamlar henüz netleşmemesine rağmen bütçemiz ve imkanlarımız ölçüsünde öğrencilere burs vereceğiz. Ama Kayseri’de okuyan öğrencilere olacak. Bunun çeşitli gerekçeleri var. Ama Kayseri’deki öğrencilerin en azından okulları ile ilişkileri, bağları göz önünde bulundurularak bir çalışma başlattık.

ALEVİ KÖYLERİNİN SORUNLARI TESPİT EDİLİYOR

Bir başka konu ise Kayseri’de 48 Alevi köyü ve Alevi ve Sünnilerin birlikte yaşadıkları 8 köy ile birlikte 56 Alevi köyüyle ilgili sorunları tespit etmeye çalışıyoruz. Bu, yerel yönetimlerle ilişkiler, iller arası- köyler arası bağlarla ilgili sorunları tespit ediyoruz. Sorunları saptadıktan sonra muhatapları ile görüşerek bunların çözülmesi konusunda bir mücadele vereceğiz. Sadece Kayseri ve Kayseri’deki Alevi köyleriyle değil Kayseri’ye yakın Kahramanmaraş’ın Göksun, Afşin, Adana’nın Tufanbeyli, Sivas’ın Gürün, Yozgat’ın Çayıralan, Nevşehir’in Hacıbektaş bölgesi ile ilgili de çalışmalarımız devam ediyor, devam edecek.

“EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİMİZİ HAYKIRIYORUZ”

Biz bir kaynaşmayı sağlamak, özellikle köylerdeki ayrımcılığın ortadan kalkabilmesi için bir mücadelenin yerelde mutlaka başlaması gerektiğine inandığımız için böyle bir çalışmayı başlattık. Bu çalışmada sadece Alevilere yönelik, Alevilerle değil, özellikle Alevilerin son dönemlerde ortaya koydukları bir sloganları vardı. Eşit yurttaşlık talebimizi haykırıyoruz. ‘Eşit yurttaşlık talebi adı altında sadece Aleviler değil, Alevilerle birlikte yaşayan tüm ülke halkının da çözülmesi gereken sorunların, kültürel, sosyolojik açıdan da olsa bir katkı sunabileceksek, bu bizim görevimizi yerine getirebilme anlamında olacağı kanaatindeyiz.

“ALEVİ KÖYLERİ CEZALANDIRILIYOR”

Cezalandırılan birçok Alevi köyü var. Bunları yerinde tespit ettik. Önümüzdeki süreçte bu konuda ciddi açıklamalar yapacağız. Kayseri’ye bağlı Sarız’ın bazı köylerinde bunu çok net gördük. Özellikle Kahramanmaraş’ın Göksun köylerinde, ‘Alevi köylerinin cezalandırıldığı’ ifadesini kullanırsak, yanlış bir ifade olmaz. Bunu muhataplarına mutlaka götüreceğiz. Belediye başkanlarına, büyükşehir belediye başkanlarına, illerin valilerine ve gidip ziyaret ederek bu sorunların mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade edeceğiz.

“BAKANLIĞIN UYGULADIĞI MÜFREDATTA ALEVİLERİN CİDDİ SORUN VE SIKINTILARI VAR”

Eğitimde ciddi bir sıkıntımız var. Her inancın kendi değerleri vardır. O değerleri kendi ölçüleri içerisinde yaşamaları gerekir. Ancak Türkiye’de şu anda Milli Eğitim bakanlığının şu an uygulamakta müfredatla ilgili Alevilerin ciddi sorun ve sıkıntıları var.

“ALEVİLİKLE İLGİSİ OLMAYAN DERSLER ASİMİLASYONUN AÇIK GÖSTERGESİ”

Bunların başında, bir defa okullarda okutulan, zorunlu din ya da seçmeli din dersi adı altında verilen, Alevilikle ilgili verilen eğitimlerde hiç de Alevilikle ilgisi ve alakası olmayan kimi dersler verilmektedir. Bu asimilasyonun açık bir göstergesidir. Bunun karşısında da kurum olarak mutlaka mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu sadece Kayseri’yi ilgilendirmiyor, Türkiye’deki tüm Alevileri, ezilenleri, herkesi ilgilendiriyor ve ilgilendiren bir konu. Hele hele farklı inanıyorlarsa, o farklı inançları karşısında çoğunluğu elde eden bir anlayışın, bir inancın diğerlerine dayatılmasına gönlümüz kesinlikle razı değil.

Bunu da mutlaka ama mutlaka engellemeye çalışacağız. Bir başkasının inancını bir başkasına devlet aracılığı ile veya devletin kurumları aracılığı ile yansıtılıyor olması bizi değil, bütün insanları rahatsız eder.

Bir örnek verelim. Seçmeli derste ya da zorunlu din dersi adı altında verilen derste; Alevilik konusundaki dersin bir bölümünde, Aleviliğin olmazsa olmazlarından ‘Dört kapı’ anlayışı öğretilirken birinci aşaması ‘Şeri At’ bölümünü ‘Şeriat’ olarak gösterip ve kuralların içerisinde Ramazan’da oruç tutmak, zekat vermek, Hacca gitmek ve şehadet kelimesi getirmek bir zorunluluk ders olarak veriliyor. Alevilikte böyle bir uygulama olmamasına rağmen Alevi çocuklarına bu zoraki öğretilmiş oluyor. Böyle bir eğitim müfredatını, eşitlik ilkelerine uymadığını ısrarla söylemek isterim.

“DEVLETİN BÜTÜN VATANDAŞLARI EŞİT GÖRMESİNİ ÖZELLİKLE TALEP EDİYORUZ”

Devlet her şeyden evvel bütün vatandaşların eşit olmasını sağlamalı. Bu inançta, kültürde, sosyal yaşamda eşit olması lazım. Biz Aleviler, 30 yıldır bir talebimiz vardı. ‘Alevilik bir inanç olarak kabul edilsin, cemevleri ibadethane statüsü altına alınsın, zorunlu din dersleri kaldırılsın, Madımak (Oteli) müze olsun ve Alevi dergahları sahiplerine teslim edilsin’ taleplerimiz varken şunu gördük: Bunlardan daha acil ve olması gereken eşit yurttaş olmak. Biz eşit yurttaşlık talebimizi artık dillendirmeye çalışıyoruz. Biz diğerleri ile birlikte eşit olabilirsek bütün sorunların üstesinden gelinebilir. Devletin bütün vatandaşları eşit görmesini özellikle talep ediyoruz.”