CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, "Adalet kadar değerli bir kavram yoktur dünyada. İnsanlık tarihi, adalet tarihidir. Habil ile Kabil'den süren mücadeledir. Adaleti dağıtmak için kurumlar oluşturmuşuz, mahkemelerimiz var, uluslararası hukuku Anayasamıza koymuşuz. Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmadığını, adaletin olmadığını biliyoruz. Osman Kavala 1541 gündür hapiste. Onun hapiste olması onun sorunu değil, bu Türkiye'nin en temel adalet sorunudur" diye konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Genç bir avukata yetki veriliyor. Bütün rantiyeciler, vurguncular, rüşvetçiler kendileriyle ilgili çıkan tüm haberleri çıkarmak istiyorlar. Genç bir avukata yer verildi. 'Bunun açtığı davaları kabul edeceksiniz' diye talimat verildi biliyorum. Gerekirse bu avukatın adını da açıklayacağım. Biz kul hakkı yiyenin hesabını sormazsan niye iktidar oluyoruz? Bizim iktidarımızda cepleri doldurmak yok, vatandaşın cebini dolduracaksın" diye konuştu. BELEDİYE YARDIMLARI "Karakış geldi" diyen Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanlarına talimat verdim, ellerinden gelen tüm fedakarlıkları gösteriyorlar. 187 bin aileye nakdi yardım, 780 bin aileye gıda, 767 bin aileye ısınma, 475 bin öğrenciye eğitim, 544 bin kişiye ulaşım, 29 bin ailenin faturası ödenmiş. Toplam 2 milyon 794 bin aileye yardım yapılmış, 1 milyar 57 milyon lira" dedi. METRO HATTI Beylikdüzü'ne yapılacak metro hattı hakkında konuşan CHP lideri, "İstanbul metro yapacak. İstanbulluya hizmet etmek istiyor ama bir kişi ben imza atmam diyor. Kıskanıyor belediye başkanını. Senin yıllardır çözemediğini belediye başkanımız çözecek. Finansmanı da buldu. Devlette zorluk çıkarmak yoktur" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, "Bir AK Partilinin yaptığı konuşmada, bir AK Partili çiftçinin 'ben açım' demesi... Bu vatandaşın dinlenmesi lazım, sorunun ne diye sorulması lazım. Sen açım mı dedin, atın salondan. Bu çaresiz kaldım demektir. İktidar olduğumuzda bütün eleştirilere açık olacağız. Gerçek anlamda demokrasiyi, insan haklarını getireceğiz" dedi. "HANİ FAİZLER DÜŞMÜŞTÜ?" Ekonomideki gelişmeleri gündeme taşıyan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: "Deneme sınama yoluyla devleti yönetmeye kalktılar, faizi düşürdüler. Vatandaş sanıyor ki, Merkez Bankası'nda faiz düştü, bankalarda da faiz düştü. Devlet borçlanırken faiz düştü mü? 2 yıl vadeli devlet iç borçlanma tahvili yüzde 17'den yüzde 24'e çıktı. 5 yıllık tahvil yüzde 17'den yüzde 26'ya çıktı. Dolar cinsinden faiz yüzde 3'ten yüzde 6'ya çıkmış durumda. Bunun anlamı, gidiyorsun Merkez Bankası'ndan düşük faizli yüzde 14'ten alıyorsun, Hazine'ye yüzde 24'ten satıyorsun. Bu milletin sırtına yıkılıyor. İhtiyaç kredisi yüzde 23'ten yüzde 29'a çıkmış durumda, taşıt kredisi yüzde 21'den yüzde 26'ya, ticari kredi yüzde 21'den yüzde 24'e çıkmış vaziyette. Devleti deneme tahtasına çevirdikten sonra en büyük servet transferini yaparsanız yoksulluk artar. Toplam kamu borcunun yüzde 16'sı sabit faiz ile. Yüzde 66'sı dövize endeksli, yüzde 19'u da enflasyona endeksli. Böyle bir tablo hiç yaşamamıştık." ÇİFTÇİLERE BEDAVA ELEKTRİK Şanlıurfa'da çiftçilere verdiği sözü hatırlatan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Büyükşehir belediye başkanlığına bize verdiğinizde, yatırım tutarı 1 milyar 524 milyon dolar. Güneş tarlaları olacak. Güneşten elektrik elde edeceğiz ve çiftçiye bedava vereceğiz. 3 yılda yapacağız. Gerekli alan 35 milyon metrekare. Yıllık getirisi, 519 milyon dolar. Amorti süresi 5 yıl. Projenin yatırım ömrü 20 yıl. Aynı zamanda oradan elde edilen ürün var. Fabrikalar kuracağız, işsizliği önleyeceğiz. Şanlıurfa'yı gerçek anlamda şanlı Urfa yapacağız" dedi. KILIÇDAROĞLU'NDAN MEKTUP CHP lideri Kılıçdaroğlu konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Artık Erdoğan'ı konuşmanın pek anlamı yok. Çirkin, küfürbaz dil onun dili, biz o seviyeye inmemeliyiz. Ülkeyi öyle bir hale getirdi ki sadece kendisini konuşmanın hiçbir anlamı kalmadı. Tüm problemlerin kaynağı kendisi. Mesele Erdoğan değil, mesele Türkiye. Türkiye'nin hayalleri öldü. Türkiye'nin geleceği için hepimiz korkuyoruz, ciddi bir endişe içindeyiz. Ailemiz, evlatlarımız için korkuyoruz. Gönlü yaralı genç nesiller oluştu. Biz, ülkenin ölen hayallerini seyretmeyeceğiz. Bu ülkenin geleceğini düşünerek, Erdoğan'a hakkımızın helal olmadığını söylemekten fazlasını yapmak zorundayız. Onun en büyük suçu bu ülkenin hoşgörüsünü yok etmek oldu. Farklı yaşam tarzlarımız olsa bile komşu komşunun külüne muhtaçtı. Hoşgörüyü yok etti. Artık kendisini bir kenara itip, hoşgörüsüzlüğü azaltmak için adımlar atmak lazım. Bunun için helalleşme dedim, bunun için birlik olmaya ihtiyacımız var. Helalleşme yolculuğuna başladım ve bunu sürdürüyorum. Gittiğim hiçbir yerde zorunlu olmadıkça ne Erdoğan'ı ne partisini konuşacağım. 'Buraya barışmaya, helalleşmeye geldim' diyeceğiz. Bu ülke hiçbir zaman harika olmadı. Ancak bu ülke hiçbir zaman bu kadar adaletsiz de olmadı. Bu ülkede fakir bir ailenin zengin çocuğu ülkenin en iyi okullarında okuyabiliyordu. Erdoğan'ı konuşmanın artık bir anlamı yok, nasıl bir adalet sistemi getireceğiz onu konuşmak istiyoruz. Sadece ekonomiyi değil, verimliliği de bitirdi. Bu ülkenin sporu hiç bu kadar niteliksiz hale gelmemişti. Erdoğan'ı konuşacağımıza, zeki, çevik ve ahlaklı sporcuyu ve sporu konuşmalıyız."