Türkiye’de her gün 1 milyon 300 bin öğrenci bulunduğu köylerinden uzak yerlerdeki okullarına gitmek için servis kullanıyor. Ancak taşımalı eğitim sistemi sebebiyle öğrencilerin birçoğu okullarını bırakmak zorunda kaldığı belirtilirken köylerinden başka yerleşimlere giden öğrenciler de birçok sorunla da karşı karşıya kalıyor.

Eğitim-Sen Aydın Şube Başkanı Kadir Özdemir tarafından hazırlanan verilerde ise çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Özdemir’e Aydın’da onlarca köy okulu taşımalı eğitim sebebiyle devre dışı bırakıldığını belirterek taşımalı eğitim sistemi sebebiyle öğrencilerin eşit eğitim olanağından mahrum kaldığını, çoğu okulda yemekhane olmaması sebebiyle de çocukların beslenme konusunda sıkıntılar yaşadığını dile getirdi.

Özdemir tarafından hazırlanan raporda şunlara yer verildi:

*Aydın’da 17 ilçeye bağlı 491 köy bulunuyor. Efeler’de 56 köy bulunuyor ancak 11 köy okulu kapalı durumda. Dolayısıyla bu 11 köyün çocukları Aydın merkezine ya da civar köylerdeki okullara taşımalı sistemle gelmek zorunda kalıyor. İncirliova’da 5 köyde okul yok. Köşk’te 24 köyün 6’sında köy okulu yok. Nazilli’de ise toplamda 60 köyün 26’sında köy okulu yok.

*Öğrencilerin göçebe hayatı yaşamaları çeşitli olumsuzluklara yol açıyor. Sabahları erken kalkıp yollara düşüyorlar. Gidiş-dönüşlerde birçok zamanı kaybı yaşanıyor.

*Özellikle gelişim çağındaki çocukların köyünden başka bir çevreye girmesi adaptasyon, iletişim ve özgüven sorunlarına da yol açıyor. Her ne kadar öğrencilerin farklı çevrelerle iletişim kurabileceği ve sosyalleşebileceği amaçlansa da durum gerçekte öyle değil. Bir öğrenci güven duyduğu bir ortamda eğitim alması öncelikli olmalıdır.

*Gelişim çağında olan çocuklarımızın düzenli beslenmesi gerekiyor. Öğrenciler için düzenli ve insani koşullarda yemek çıkıp çıkmadığından emin değilim. Bu konuda şikayetler de alıyoruz. Yemeklerin hangi koşullarda, hangi şartlarda yapıldığına dair gözlemlerimiz oldu. Gözlemlerimize çok sağlıklı, hijyenik ortamlar olmadığını gözlerimizle gördük. Bazı okullarda ise hiç yemekhane bulunmuyor. Bu durum ister istemez çocuğun gelişimini de etkileyecektir. Köy okulları açık olsaydı eğer çocuğumuzun kendi evinde annesinin hazırladığı yemekleri yemesi, ailesinin mutlu yuvasında bulunması sağlanabilirdi.

*Bazı köylerde tek öğretmen bulunuyor ve birleşik eğitim sistemi yürütülüyor. 1’den 4’e kadar sınıflar bir arada bulunabiliyor. Kadrolu öğretmen sayısı çok düşük, ücretli öğretmenlerle takviye edilmeye çalışılıyor. Bir öğretmenin bu şekilde bir sınıfla baş etmesi mümkün değildir. Burada da öğretmenlere ayrı bir iş yükü de binmiş oluyor. Hocamız servis aracının karşılanmasından tekrar servisin gönderilmesinden sorumlu. Yine bu süreç içerisinde öğrencilerimizin güvenliğinden de öğretmenlerimiz sorumlu. 1 hafta içerisinde iki defa nöbet tutan arkadaşlarımız var. Öğretmenlerimiz bu iş yükünün altından kalkamıyorlar. Temizlik, güvenlik yeterli olmadığı zaman da öğretmenlerimiz canla başla bu sorunları çözmek için kendileri çalışıyorlar.

*Vakaların artmasıyla birlikte öğrencilerin sağlıklı bir şekilde taşınması gerekiyor. Yüzde 50 kuralının da kalkması ile çocuklarımız iç içeler ve bu durum bulaşı da artırıyor.

*Köylerde mutlaka kullanılmayan okullar açılmalıdır. Bu dönem olmasa dahi önümüzdeki yeni dönemde yapılarak ve bütçe ayrılarak bu okullar aktif hale getirilmesi önemlidir. Köy okullarına çoğuna ücretli öğretmen atamaları yapılıyor. İhtiyacı olan atamaların kadrolu biçimde yapılması gerekmektedir.

EĞİTİM HABERLERİ İÇİN TIKLAYINIZ