Adıyaman’da yaşanan sel felaketi sonrası depremzede yurttaşların kaygılı bekleyişi sürüyor. Depremin ilk günlerinden beri kendilerini yalnız hissettiklerini belirten Kamber Yavuz, “Damadın yanında yaşıyorum çadır dolu su olmuş. Ekmek bulamıyoruz. Cumhurbaşkanı hiç bakmıyor. Şimdiye kadar da oyumu veriyorum fakat bundan sonra da artık bir şey diyemiyorum. Yanlış yapıyor. Sırtımdaki ceketi Urfalılar verdi. Odun yok, yiyecek yok, yatacak yer yok” dedi. Sel nedeniyle çadırlarını terk edip hasarlı evlerine geçtiklerini anlatan bir yurttaş, “Hem soğuk hem su girmiş. İkinci katta evde kalıyoruz şimdi deprem olsa belki gideriz. Başka gireceğimiz bir yer yok. Çadır istedik çadır geldi, çadıra da su girdi” diye konuştu.

6 Şubat depremlerinin büyük yıkıma yol açtığı şehirler, şimdi de sel felaketiyle karşı karşıya kaldı. Sağanak yağışın etkisinin artmasıyla birçok kentte su baskınları, taşkınlar meydana geldi. Yaşanan sel nedeniyle Şanlıurfa’da 13, Adıyaman’da 2 kişi yaşamını yitirdi. Sağanak Diyarbakır, Mardin ve Kahramanmaraş gibi kentlerde de etkili oldu.

Sel felaketinin yaşandığı Adıyaman’da çadırkentler su altında kaldı, yurttaşlar çamurla, balçıkla mücadele etmek zorunda kaldı. ANKA Haber Ajansı’nın konuştuğu birçok yurttaş, sel nedeniyle çadırlarını terk edip hasarlı da olsa evlerine sığınmak zorunda kaldıklarını anlatıyor.

“BEN NE ÇADIR ALABİLİYORUM NE DE KONTEYNIR ALABİLİYORUM”

Depremin ilk günlerini anlatan bir yurttaş, “İliklerimize kadar hissettik, 9’uncu kattaydım resmen bir felaketi yaşadık. Deprem bittikten sonra 9’uncu kattan aşağı indik telefon çekmiyor, internet yok, her taraf karanlık, 7 kişi yaklaşık dört gün arabada kaldık. Sıkıntılı günler geçirdik” dedi. Yardımların geldiğini ancak barınmada problem yaşadıklarını belirten yurttaş, “Yiyecek olarak bir sıkıntı yaşamadık. Barınma konusunda sıkıntı yaşadık. Ben ne çadır alabiliyorum ne de konteyner alabiliyorum. 2 yaşında bir torunum var, 55 yaşında kız kardeşim engelli” diye konuştu.

“DEPREM ZOR GEÇTİ ÜSTÜNE BİR SEL GELDİ. SELİ NASIL ANLATAYIM Kİ SANA”

Adıyaman’da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedeler için yemek yardımı yaptığı bir noktada sırada olan bir yurttaş, “Deprem zor geçti üstüne bir sel geldi. Seli nasıl anlatayım ki sana? Çadırları gezin, bakın. Çadırlar su altında” dedi.  

“KONTEYNER OLSA ÇOK İYİ OLUR. ÇOCUKLARIMIZIN HEPSİ SEFİL OLDU. DIŞARI SOĞUK DONUYORUZ”

Adıyaman’daki sel sırasında çadırlarının etkilendiğini söyleyen bir yurttaş, “Çadırlarımızın altından geçti. Islandı, kuruduk şimdi normaliz. İki çekyat bulduk içine koyduk öyle yatıyoruz” dedi. Bir yurttaş, “Konteyner olsa çok iyi olur. Çocuklarımızın hepsi sefil oldu. Dışarı soğuk donuyoruz” diye konuştu.

“İKİNCİ KATTA EVDE KALIYORUZ ŞİMDİ DEPREM OLSA BELKİ GİDERİZ”

Yemek sırasında bekleyen ve çadırları selden etkilenen bir yurttaş, durumlarını şöyle anlattı:

“Bizim çadırımıza girdi (sağanak sonrası oluşan sel). İlk gündü zaten çadırı kurduk ki çadırda yatalım bir yanımızdaydı. Çadırda eşyamızı bıraktık, ikinci katta oturuyoruz şimdi. Konteynerde kalsak daha iyi olabilirdi ama çadıra şükrettik kurduk yine su girdi bu sefer çadırdan soğuduk. Bıraktık şu an eşyalarımızda içinde yani diyebilirim ki belki almayabiliriz, gidip kapısını bile açmadık. Hem soğuk hem su girmiş. İkinci katta evde kalıyoruz şimdi deprem olsa belki gideriz. Başka gireceğimiz bir yer yok. Çadır istedik çadır geldi, çadıra da su girdi. Deprem oldu, sel vurdu, selde aynı deprem gibi oldu. Konteyner yok zaten. Kime söyleyeceğiz?”

“CUMHURBAŞKANI HİÇ BAKMIYOR. ŞİMDİYE KADAR DA OYUMU VERİYORUM FAKAT BUNDAN SONRA DA ARTIK BİR ŞEY DİYEMİYORUM. YANLIŞ YAPIYOR”

Depremin ilk günlerinden beri sıkıntılar yaşadıklarını belirten bir Kamber Yavuz, şöyle konuştu:

“3-4 gün ekmek bulamadık, su bulamadık. Şimdiye kadar çadır almadım. Damadın yanında yaşıyorum çadır dolu su olmuş. Ekmek bulamıyoruz. Cumhurbaşkanı hiç bakmıyor. Şimdiye kadar da oyumu veriyorum fakat bundan sonra da artık bir şey diyemiyorum. Yanlış yapıyor. Sırtımdaki ceketi Urfalılar verdi. Odun yok, yiyecek yok, yatacak yer yok. Köydeki evim gitmiş, şehirdeki evim gitmiş ben dışarıdayım. Hazır ev getiriyorlar onu da adamına veriyorlar. Belli insana veriyorlar, bize vermiyorlar.”