14 Mart Tıp Bayramı'nda açıklama yapan Aydın Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Nuri Aydın, şu ifadeleri kullandı;

"Sağlık hizmeti sunan hekimlerin ve sağlık hizmeti alan vatandaşlarımızın sorunları maalesef çok fazladır.  Tıp eğitimi ve uzmanlık eğitiminde yaşanan sorunlar da çoktur. Sağlıkta şiddet en önemli sorunlarımızdandır.  Özlük haklarımız, Aile hekimlerimizin yaşadığı sorunlar, 2 basamak dediğimiz kamu ve özel hastanelerde yaşanan sorunlar, İşyeri hekimlerimizin, emekli hekimlerimizin yaşadığı sorunlar, üniversitelerimizde eğitim ve tükenmişlik sorunları vardır.

2003 yılında başlayan sağlıkta dönüşüm programının sağlıkta bir yıkım projesi olduğu günümüzde artık tam olarak anlaşılmıştır. O zaman gelecekte bu sistemin tıkanacağını, iflas edeceğini ve halk sağlığı sorunu haline geleceği Türk Tabipler Birliği tarafından ısrarla söylenmişti.  Bugün maalesef biz haklı çıktık. Sağlık sistemi artık yaralı, tıkanmış ve tüm sağlık bileşenleri ve halk sağlık konusunda mutsuz ve sorunludur.

A Y D I N T A B İ P O D A S I2

SİGORTASIZ KİŞİLERE DİKKAT ÇEKTİ

Sağlıkta dönüşüm programı başladığında bakanlığın hedefleri çok iddialıydı. Bu güne geldiğimizde, bu hedeflerin hiçbirisinin sağlık sistemindeki sorunları çözmediği gibi sağlıkta yaşanan şiddet başta olmak üzere, koruyucu sağlık hizmetinde yaşanan sıkıntılar özel sektörlere peşkeş çekilen ve finansal krize yol açacak sağlık yatırımları, sağlık personeli sıkıntısında artış, Genel sağlık sistemi (GSS) primlerini ödeyemeyen vatandaşlarımız gibi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. GSS sistemi ile pirimlerini ödeyemediği için sigorta kapsamı dışında olan 7 milyonu aşkın kişi var artık.

Türkiye genelinde 2010 yılından bu yana uygulanan aile hekimliği sistemi ile bütüncül yaklaşım terkedilmiş, 1. Basamak sağlık hizmetleri parçalı hale getirilmiş, ikinci basamakta hasta yığılmalarına gereksiz ilaç tüketimine, tetkik sayılarının artışına yol açmıştır.

"EĞİTİMDE NİTELİK GİDEREK DÜŞÜYOR"

Aile hekimliği ceza yönetmeliği ile hekimlerin sözleşmelerinin feshinin önü açılmıştır. Sevk zincirinin olmaması Kamu ve üniversite hastanelerinde yığılmalara yol açmakta, üniversite hastanelerinde hizmet, eğitim ve araştırmanın önüne geçmekte, eğitimde nitelik giderek düşmektedir. 

Uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile sağlık hizmeti veren kurumlar işletmeye dönüştürülmüş̧, performansa dayalı ek ödeme sistemi hastaya ayrılan süreleri azaltmış, nitelikli sağlık hizmeti verilmesini engellemiştir. Mesai saatleri içinde polikliniklere ulaşamayan ya da muayene katılım bedeli ödemek istemeyen hastalar, acil servislere yönelmekte, acil servislerde hizmet sunumunu aksatmaktadır.

Hekimler Kamu hastanelerinde aşırı hasta yükü̈ altında tükenmişlik yaşamakta, hekimler emeğinin karşılığını alamamaktadır.

Kamu hastanelerinin en büyük sorunlarından bir diğeri, sağlık hizmetinde kullanılan ilaç ve sarf malzemeleri temininde yaşanan sıkıntılardır. Bu durum hem hastaları hem hekimleri zor durumda bırakmakta etkin bir sağlık hizmeti sunumunu engellemektedir.

Şehir Hastaneleri, şehre olan uzaklıkları, gereksiz büyüklükteki kullanım alanları, personel sayısının yetersizliği, hastaların sağlık hizmetine erişimini güçleştirmekte, sağlık çalışanları açısından da önemli sorunlar oluşturmaktadır.

Kamu özel işbirliği adı altında şirketlere bedelsiz tahsil edilen, hazine arazilerine inşa edilen sağlık bakanlığının kiracı olduğu, 25 yıl boyunca.% 70 doluluk garantisiyle üstelik dolar kuruyla ödenecek ve finansal krize yol açacağı aşikar dev atıl binalardır. Yapılması planlanan 33 şehir hastanesinin kamuya getireceği yük 170 milyar dolardır. Bu parayla 862 adet 1200 yataklı hastane yapılabilir.

Üniversite hastanelerinin en önemli sorunu eğitim ve araştırmadan çok hizmet odaklı çalışmalarıdır.

EKONOMİK KRİZ VURGUSU

Ekonomik kriz nedeniyle başta üniversite hastaneleri olmak üzere kamu ve ö̈zel birçok hastane büyük borç yükü altındadır ve faaliyetlerini sürdürmekte güçlük yasamaktadırlar.

Tıp fakültelerinin en önemli sorunlarından bir tanesi de öğretim üyelerinin istifaları, özele kaçışlardır. Gelecekte sağlığımızı emanet edeceğimiz tıbbiyeli genç arkadaşlarımızın eğitiminde büyük sıkıntılar vardır.

Emekli hekimler yoksulluk sınırının altında yaşamakta birçoğu özel hastanelerde çalışmak veya işyeri hekimliği yapmak zorundadırlar.

 Sağlıkta şiddet,  sağlık alanındaki en ö̈nemli sorunlardan biri olmaya devam etmektedir. 20 yılda en az 10 hekim görevi başında katledilmiştir. Uygulanmakta olan yanlış sağlık politikalarını terk etmeden, sağlıkta şiddetin çözüme kavuşacağını sanmıyoruz. Sistem hekimle hastayı karşı karşıya getirmektedir. Sağlıkta yaşanan aksaklık ve sorunların sorumlusu bizler değiliz.

Öncelikle dönüştürülmüş sağlık sisteminin kamucu, toplum yararına kar amacı gütmeyen sağlık hizmet sunucularını ve sağlık hizmeti alanları mutlu eden yaklaşımla tekrar ele alınmalı, ticari işletme mantığı terk edilmeli, etkin bir sağlık sisteminin tekrar inşası gerekmektedir.

Aydınımızın en büyük sorunu özellikle çevre kirliliğidir. Büyük Menderes nehri ülkemizin en kirli üçüncü nehridir. Suladığı tarım arazilerine karışan zararlı maddeler ve ağır metaller sağlığımızı riske etmekte, gelecekte ilimizde kanser vakalarında artışa neden olacağı kesindir. Jeotermal elektrik santrallerinin (JES) tarım arazilerini tehdit etmesi ve çevreyi kirletmesi de çok önemli bir sorunudur.

Hastanelerde büyük yığılmalar var ve hastalar sağlık hizmetine erişimde randevu bulmada büyük sıkıntı yaşamaktadırlar. Aylarca hatta bazen yıllarca sonrasına verilen randevular sistemin tıkanmışlığının en açık göstergesidir.  Hastalara yeterli süre ayrılarak etkin teşhis ve tedaviyle hastaların hekim hekim gezmesinin önüne geçilmelidir.

14 TALEPTE BULUNDU

Türk Tabipleri Birliği bu yıl 14 Mart’ta, 14 talepte bulunmaktadır. Bunlar:

Önümüzdeki ay 35 bin sağlık personeli alınacak Önümüzdeki ay 35 bin sağlık personeli alınacak

1.     TTB’nin sağlıkta şiddet yasa teklifi, şiddetsiz, güvenli çalışma organları için mekânsal önlem önerileri kabul edilmelidir. Güvenli çalışma ortamlarının sağlanması idarecilerin sorumluluğundadır. Şiddet olaylarında idarecilerin sorumluluğu önceliklidir.

2.     Hekimlerin/sağlık emekçilerinin dinlenme koşulları sağlık hizmetinde hataya sevk etmeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Doktor dinlenme odaları, emzirme odaları, kreş her sağlık kurumunda yeterli sayıda sağlanmalıdır. Nöbet ertesi izin, idarecilerin insafına bırakılmamalıdır.

3.     Pandemilerde, pandemiye yolaçan hastalık, sağlık emekçileri için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı sayılmalıdır

4.     Sağlık emekçileri için fiili hizmet süresi 120 gün olmalıdır

5.     Hekimlerde ek gösterge üst sınırı 7600’e yükseltilmelidir

6.     Tüm sağlık emekçilerine hakları olan hiçbir koşuldan negatif etkilenmeyen, emekliliğe yansıyan gerçek enflasyona uygun, insanca yaşayabilecekleri tek kalem maaş verilmelidir.

7.     Emekli sandığı, SSK, Bağ-kur emekli aylıkları arasındaki uçurum giderilmeli, tüm emekli hekim aylıkları yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı, tüm hekimler emeklerinin hakkı ölçüsünde emekli ikramiyesi alabilmelidir.

8.     Vergide adalet istiyoruz. Vergi dilimi üst sınırı%15 olmalı

9.     Muayene süreleri bilimsel ve nitelikli sağlık hizmeti gözetilerek düzenlenmelidir.

10.  Acil servislerde yeşilalan kaldırılmalı, poliklinik hizmeti verilmemelidir

11.  Sağlık ortamına ait düzenlemeler TTB ve ilgili sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleriyle yapılmalıdır

12.  Atamalar bilimsel ölçütlere ve liyakate dayalı yapılmalıdır

13.  Tıp fakültesi ve tıpta uzmanlık eğitimi kontenjanları, eğitimin niteliği gözetilerek azaltılmalıdır.

14.  Koruyucu sağlık sisteminin öncelendiği, güçlü ve bölge tabanlı birinci basamak, basamaklandırılmış ve parasız bir sağlık sistemi inşa edilmelidir 

Temennimiz şudur ki; herkesin kendi meslek ve ürettiği hizmetlerinin onuruna göre toplumdan saygı gördüğü, halkın, hekimler ve sağlık sağlık personline karşı kışkırtılmadığı, hiç bir sağlık personelinin fiziki ve psikolojik şiddete uğramadığı; herkesin kendi mesleğinin saygınlığı ve çağın gerektirdiği yeterli bir ücret düzeyine uygun bir ücretle ücretlendirildiği, hiç bir doktorun gelir yetersizliği ya da can güvenliği...gibi gerekçelerle yut dışına çıkma özlemi ya da fiili içinde olmadığı, hiç bir yuttaşın, sağlık hizmetlerine erişmek için uzun süreler beklemediğİ, ayrıca parasızlık, doktorsuzluk ve ilaçsızlık nedeniyle sağlık hizmetlerinden mahrum kalmadığı bir gelecek umut ve özlemiyle tüm hekimlerimizin 14 MART TIP BAYRAMI KUTLU OLSUN

Tüm yaşanan zorluklara Hastanelerin fiziki yetersizliklerine rağmen hekimlerimiz her zaman olduğu gibi canla başla çalışarak Aydın sağlık ortamının iyileşmesi için ellerinden gelenin en iyisini yapmaktadırlar. Onlara çok teşekkür ediyoruz ve tıp bayramlarını tekrar kutluyoruz."