MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Depremlerden zarar gören insan sayımız çok fazla, coğrafi sahamız çok geniştir. Bu çerçevede, ister istemez bazı eksikliklerin, amaçlanan ve arzulanan hizmetlerin temininde bazı yetersizliklerin vuku bulması normaldir, olağandır, beklenmelidir. Mühim olan, gösterilen çok boyutlu çabalardaki samimiyet, yapılan geceli gündüzlü çalışmalardaki yoğun gayret ve sürekliliktir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm unsurlarıyla görevinin başındadır, mağdur vatandaşlarımızın da sonuna kadar yanındadır” dedi. Beşiktaş-Antalyaspor maçında atılan “Hükümet istifa” sloganı nedeniyle Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) üyeliğinden istifa eden Bahçeli, “Bundan böyle ben, artık Karagümrüklüyüm. Karagümrük sporuna gönül veren bir kişi olarak hayatımı devam ettireceğim” diye konuştu.

Devlet Bahçeli, bugün TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Gündeminde depremden sonra yaşanan gelişmeler olan Bahçeli, özetle şunları söyledi:

“ŞU ANA KADAR AFET BÖLGESİNDEKİ İLLERİMİZDE 563 BİN VATANDAŞIMIZ TAHLİYE EDİLMİŞTİR”

“6 Şubat 2023 tarihinde Pazarcık ilçesi merkezli 7.7 büyüklüğündeki depremle Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğündeki iki deprem, yaygın bir kayba ve yıkıma yol açmıştır. Bu hazin tablo, 7’den 70’e her vatandaşımızı hüzün ve hüsranla sarsmış, yüreklere ateş düşürmüştür. 20 Şubat 2023 tarihinde de Hatay’ın Defne ilçesi merkezli 6.4 büyüklüğündeki depremin yanında, Samandağ merkezli 5.8 büyüklüğündeki deprem ile Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde dün meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem, yine acılarımıza acı katmış, endişelerimizi artırmıştır.

Şu ana kadar afet bölgesindeki illerimizde 563 bin vatandaşımız tahliye edilmiştir. Doğduğu, doyduğu ve büyüdüğü köy, ilçe ve illerden koparak muhtelif şehirlerimize gitmek zorunda kalan vatandaşlarımızın uygun yerleşim yerlerini oluşturarak tekrar geri dönüşlerini sağlamak, anılarıyla buluşturmak, ihmali olmayan görevlerimiz arasındadır. Depremden zarar görmüş her yeri eskisinden daha güzel ve yaşanılabilir hale getirerek, sahip çıkmak durumundayız.

“DEVLETİ VE HÜKÜMETİ SUÇLAYAN GÜRUH ARIZALIDIR, ARSIZDIR, ART NİYETLİDİR”

Afet bölgesinde ve haricinde çadır, konteyner, yurtlar, oteller, kamu misafirhane ve tesisleriyle diğer barınma alanlarında 1 milyon 914 bin 292 vatandaşımıza hizmet sunulmaktadır. İçi dışı, yanı yöresi, önü arkası fitne fesat yumağına dönen bazı münafık siyasetçilerin çadır üzerinden sürdürdükleri iftira sağanağına rağmen 335 bin 382 çadırın kurulumu gerçekleştirilmiş ve bu kapsamdaki çalışmalar da devam etmektedir. Bölgeye günlük 10 binin üzerinde çadır sevk edilmektedir. Şu ana kadar 287 çadırkent kurulmuştur. Çarpıcı gerçekler, her şeyiyle ortadadır.

Devleti ve hükümeti suçlayan güruh arızalıdır, arsızdır, art niyetlidir. Ayrıca 10 il ve 130 noktada konteynerkentler canla başla hayata geçirilmektedir. Bunun yanında, Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde prefabrik ve tuğla evlerinin kullanıma hazır olduğu anlaşılmaktadır. Aynı anda hem zamanla hem de zorlu şartlarla mücadele edilmektedir.

İSTER İSTEMEZ BAZI EKSİKLİKLERİN, AMAÇLANAN VE ARZULANAN HİZMETLERİN TEMİNİNDE BAZI YETERSİZLİKLERİN VUKU BULMASI NORMALDİR, OLAĞANDIR, BEKLENMELİDİR”

Depremlerden zarar gören insan sayımız çok fazla, coğrafi sahamız çok geniştir. Bu çerçevede, ister istemez bazı eksikliklerin, amaçlanan ve arzulanan hizmetlerin temininde bazı yetersizliklerin vuku bulması normaldir, olağandır, beklenmelidir. Mühim olan gösterilen çok boyutlu çabalardaki samimiyet, yapılan geceli gündüzlü çalışmalardaki yoğun gayret ve sürekliliktir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm unsurlarıyla görevinin başındadır, mağdur vatandaşlarımızın da sonuna kadar yanındadır. Hiç kimse yalnız, kimsesiz ve sahipsiz değildir. Felaketten siyasi ve ekonomik rant devşirmeye heveslenenlerin devleti töhmet altında bırakıp mesnetsiz şekilde karalama arayışı, tek kelimeyle bozgunculuktur. Ahlaki ve vicdani dayanışmadan mahrum zihniyetlerin açtıkları iftira cephesine devamlı yığınak yapmaları, utanç verici bir ayıptır.

İçinden geçtiğimiz, çok kırılgan, bir o kadarda nazik günlerde Türk sporunu siyasi kutuplaşmanın içine çekmek için kıvrananlar, tribünleri ajan provokatörlerin güdümüne havale etmek maksadıyla oyun kuranlar, tarihi bir yanlışın tam ortasındadır. Geçtiğimiz hafta sonu yapılan bazı futbol müsabakaları esnasında stadyumlardan ‘Hükümet istifa’ bağırtısının koro halinde seslendirilmesi, deprem felaketinde de hayatlarını kaybetmiş vatandaşlarımıza ve depremzede kardeşlerimize vahim bir saygısızlıktır. Türkiye’nin depremin ağır sonuçlarıyla kıyasıya mücadele ettiği bir süreçte Türk futbolunu lekelemeye, Türk sporunu siyasileştirmeye, kutuplaşma dalgasını sahalara yansıtmaya çalışanlar, alçakça bir kurgunun içindedir.

BUNDAN BÖYLE BEN, ARTIK KARAGÜMRÜKLÜYÜM”

Hükümeti istifaya davet etmek, tribünlerde siyasi kaos üretimine heves etmek, bir avuç fanatik ve holigan gruba sipariş verilmiş iç ve dış bağlantılı zillet komplosudur. Herkes yerini yurdunu, haddini hududunu bilmelidir. Sahalardan sokak aralarına gerilim ve çatışma tahviline yeltenenlere müsamaha gösterilmeyecektir.

Müşterek acılarımızın üzerine basarak, depremin hasar ve enkazından yararlanarak zillete yardım ve yataklık yapanlar, Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyanlar, kim olursa olsun, ülkesine ve milletine sırt dönmüş odaklardır. Türkiye Futbol Federasyonu ve bütün futbol kulüpleri, tarih ve millet önünde milli, ahlaki ve hukuki sorumluluklarını yerine getirmek, müsabakalarda istikrarı, insicamı ve huzuru sağlamakla mükelleftir. Tribünler, çürük siyasi sloganların atılacağı mekanlar olamaz. Kalabalıkların arasına sızarak devlete ve hükümete meydan okunmasını provoke edenlerin önce tespiti, ardından da tecziyesi mutlaka yapılmalı, Türk sporu düştüğü karanlık dehlizden el birliğiyle çıkarılmalıdır. Bu hedef gerçekleşene kadar, gönül verdiğim Beşiktaş Jimnastik Kulübü üyeliğinden ayrıldığımı tekraren ifade etmeyi milletime sadakat ve vefa borcu, felaketler karşısında da sorumluluk duygusu olarak addediyorum. Bundan böyle ben, artık Karagümrüklüyüm. Karagümrük sporuna gönül veren bir kişi olarak hayatımı devam ettireceğim.

“DEVLET, ÇEVİK VE ÇELİK İRADESİYLE, SAHİP OLDUĞU BÜTÜN İMKANLARIYLA ALANDADIR, MİLLETİYLE İÇ İÇEDİR”

Yaralar hızla sarılmakta, her insanımızın elinden tutulmakta, hiç kimse aç ve açıkta bırakılmamaktadır. Hizmetlerde süreklilik esastır. Toplumsal rahatlama, sosyal ve ekonomik toparlanma hız kazanmaktadır. Vatandaşlarımız, devlete güven duymaktadır. Bununla birlikte, mevcut sorunlarının aşama aşama çözüleceğine inanmışlar, bunun da ikna edici örneklerine şahit olmaya başlamışlardır.  Devlet, çevik ve çelik iradesiyle, sahip olduğu bütün imkanlarıyla alandadır, milletiyle iç içedir.

Bakanlarımız, bürokratlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, yardım gönüllüsü insanlarımız, yerli ve yabancı arama-kurtarma ekipleri, 7 gün 24 saat teyakkuzdadır. Yüzyılın dehşet verici felaketine yine yüzyılın kutlu mücadelesiyle direniş gösterilmektedir. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın ıstırabı tarifsiz olsa da gözlerinde elemin derin izleri yer alsa da buna karşı harekete geçen yardımlaşma ve seferberlik ruhu, tüm sorunlara rağmen hayranlık uyandırmaktadır.

“İLK ETAPTA 199 BİN 739 KALICI KONUT İLE 73 BİN 972 KÖY EVİ YAPILMASI KARARLAŞTIRILMIŞTIR”

Kuşkusuz, yıkılan her binanın yenisi yapılacaktır. Bu yeniden inşa ve ihya hamlesinin ilk adımı geçen hafta atılmış; toprak, ilk kazma vuruşuyla buluşmuştur. 11 ilimizi kapsamına alan yeni yerleşim alanları haritası kamuoyuyla paylaşılmış, bölge insanımız ve milletimiz derin bir nefes almıştır. Sağlam zemine ve az katlı olmak suretiyle ilk etapta 199 bin 739 kalıcı konut ile 73 bin 972 köy evi yapılması kararlaştırılmıştır.

Gaziantep’in Nurdağı ile İslahiye ilçelerinde temel kazı çalışmaları 24 Şubat 2023 Cuma günü başlamıştır. Yapılan binaların ilk teslimatının 7 ay sonra gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Bir yıl içinde de yıkılan il, ilçe ve köylerimizin yeni baştan inşası bitmiş olacak, neticede hak sahibi mağdur vatandaşlarımıza güvenli konutların teslimi sağlanacaktır. Bu durum, muazzam bir atılım, müstesna bir kararlılık işaretidir. Göz alıcı gelişmeler, Türkiye’nin ulaştığı saygın ve sayılı güç seviyesinin aleni ibrası ve ilanıdır. Cumhur İttifakı, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın hem konutlarını yapacak hem de felaketin psikolojik, sosyolojik ve ekonomik travmasını tamir, diğer hasarlarını da zamanında telafi edecektir.

“İFLAH OLMAZ BİR GAFLET VE HATTA HIYANET SALGININA YAKALANDIKLARI BARİZDİR”

24 Şubat 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 126 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, bazı etkili tedbirlerin hayata geçirilmesini esas almaktadır.

126 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ni asıl manasından koparanların ya okuma-yazma-anlama özürleri korkunç boyutlardadır ya da iflah olmaz bir gaflet ve hatta hıyanet salgınına yakalandıkları barizdir. Şu marazi ve maksatlı eleştirilere bakar mısınız? Deprem sonrası bölgeye yardım ulaştırmakta geç kalan iktidar, inşaatlar için jet hızıyla kararname çıkarmış. Konutlar için mera ve ormanlar kullanılacakmış. Plan ve imar onayı beklenmeyecekmiş. İtiraz hakkı olmadığı gibi ekolojik tehlikeler de dikkate alınmamış. Doğal felaket kadar zararlı bu kötürüm ve köhne anlayış sahiplerinin depremzede vatandaşlarımıza hassasiyet ve hürmet göstermemesi, yenilir yutulur bir ahlaksızlık değildir.

“BİR YIL İÇİNDE KONUTLARIN YAPILIP TESLİM EDİLECEK OLMASINDAN DOLAYI ÖDLERİ KOPMAKTADIR”

Bunların, bir yıl içinde konutların yapılıp teslim edilecek olmasından dolayı ödleri kopmaktadır. Yaşadıkları kabus, alayını titretmektedir. Bunlar, milletimizin derdiyle dertlenmeyen, sevinciyle sevinmeyen, acısına üzülmeyen, ülkemize yönelik tertip edilmiş beşinci kol faaliyeti içinde sıraya dizilen sevimsiz ve seciyesi bozuk çevrelerdir. İnsanlık değerlerinden yoksun ve yoksul düşmüş namertlere söylenecek en etkili sözü, millet yakında demokratik iradesiyle ve güçlü şekilde haykıracaktır.

İnsanlarımıza yuva yapılmasına karşı çıkanlar, bahane üretenler, dedikodu yayanlar, akılları bulandırmak için tezgâh kuranlar, milli ve manevi değerlerimize de karşı olan gayri ahlaki, gayri milli, gayri insani yüzlerdir. Bilinmelidir ki yaparsa Cumhur İttifakı yapar ve kesinlikle yapacaktır. Başarırsa Cumhur İttifakı başarır ve mutlaka başaracaktır.

“ASIL UTANMASI, AR ETMESİ GEREKEN, BU USLANMAZ VE ISLAH OLMAZ DEVLET VE MİLLET KARŞITLARIDIR”

Geçmişte CHP’den milletvekili de seçilen bir kalem sahibi, işgal ettiği bir gazete köşesinde, 23 Şubat 2023 tarihinde şöyle yazmıştır: ‘Depremin üzerinden iki hafta geçti. İnsanlar hâlâ başını sokacak çadıra muhtaç. Gördük ki çadır devleti bile değiliz’. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni çadır devletinin de aşağısına çekmeye kalkışan bu sabık milletvekili ve çürük köşe yazarı, bir defa edepsizdir, kemiksizdir, ciğersizdir, vicdanını da kin ve nefret sarmıştır. Hatta diyor ki kabile devletlerinde kabile reisi bile ülkemizdeki durumu görse ar edermiş. Asıl utanması, ar etmesi gereken, bu uslanmaz ve ıslah olmaz devlet ve millet karşıtlarıdır.

Aynı yalana CHP Genel Başkanı da tevessül etmiş, son grup toplantısında gene hezeyandan hezeyana sürüklenmiştir. Demiş ki ‘Depremzedelere çadır, konteyner, mobil duş ve tuvalet götüremediniz’. Öyle anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu komadadır, aklını ve siyasi ahlakını, taşeronu olduğu mihraklara devretmiştir. Tek ayakta 40 yalan söyleyen, hiç durmadan provokasyon yapan, devamlı karamsarlık aşılayan, devlete ve millete şaşı bakan CHP Genel Başkanı’nın kendi içinde korkunç çelişkilere gömüldüğü ortadadır. Kılıçdaroğlu, bu ülkede acıların paylaşılmadığını söylemiş. Söylemiş de bedeninin burada, ruhunun Türkiye düşmanlarının elinde olduğunu nedense itiraf etmemiş, edememiştir.

“MUHALEFET OLMAK, HER ŞEYE KARŞI OLMAK, FELAKETE YANDAŞLIK YAPMAK, ACILARDAN İSTİFADE ETMEK DEĞİLDİR”

Kılıçdaroğlu’nun, millete mensubiyet duygusunu baştan ayağa gözden geçirip kontrol etmesinde, kimlerin çıkarına hizmet ettiğini bir kez daha değerlendirmesinde bize göre yarar vardır. Böyle gelse bile böyle gidemez, bu Kılıçdaroğlu’ndan da hiçbir şey olamaz. Sayın Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olmak, Türkiye’ye ve Türk milletine muhabbet ve hürmetten çok mu önemli, çok mu önceliklidir?

CHP Meclis Grubu adına cumhurbaşkanı seçimi konusunda bundan sonraki bütün siyasi süreçlerde yetki alman neyi değiştirecektir? ‘Önce ülkem, önce milletim’ diyemiyorsan ne oturuyorsun Aziz Atatürk’ün koltuğunda? Hiç mi yüzün kızarmıyor? Hiç mi vicdanın sızlamıyor? Hiç mi mahcubiyet duymuyorsun? Muhalefet olmak, her şeye karşı olmak, felakete yandaşlık yapmak, acılardan istifade etmek değildir. Muhalefet olmak, devleti ayağa düşürmek, milleti kötülemek ve değerlerimizi örselemek için çırpınmak hiç değildir.

GÖRÜLÜYOR Kİ CUMHURBAŞKANI ADAYININ KİM OLACAĞI, NASIL OLACAĞI, UZLAŞMANIN NE ZAMAN SAĞLANACAĞI, BİR NUMARALI GÜNDEM KONULARIDIR”

Kentsel dönüşüme itiraz eden bu Kılıçdaroğlu değil miydi? Felaketin daha ilk günlerinde birlik ve beraberlik çemberi kurulması gerekirken buna tepki gösteren, ancak HDP’yle yanak yanağa vermekten de kaçınmayan bu Kılıçdaroğlu değil miydi? İmar affıyla ilgili kanun teklifi veren bu CHP değil miydi? Depremi bile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bağlayan, bu ucube ve köksüz CHP yönetimi değil miydi? CHP yönetiminin asıl gündemi deprem veya yeniden inşa amacı değildir. Bunların duygudaşlık bağları körelmiş, millete ve insanlık değerlerine yabancılaştıkları artık netleşmiştir. Görülüyor ki cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, nasıl olacağı, uzlaşmanın ne zaman sağlanacağı, bir numaralı gündem konularıdır. İP’in başkanı, Altılı Masa’nın noter işlevi görmediğini üst perdeden ifade ederek seçilecek aday vurgusunu ısrarla tekrarlamış, Kılıçdaroğlu’na ve bazı CHP’li yöneticilere çatık kaşlarla aba altından sopa göstermiştir.

İP Başkanı’nın ayar verici diklenmesine, dozajı ağır sert ifadelerine tek bir CHP’linin çıkıp da itiraz edememesi, yalnızca ürkeklik değil, aynı zamanda CHP’ye oy veren kardeşlerimize haksızlıktır. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı belirleme süreci sarpa sarmıştır. Bir masa etrafında anlaşmaktan ve uzlaşmaktan aciz olanların Türkiye’yi yüksek hedeflere götürmesi, hayal mahsulüdür. Aday kim olursa olsun artık önemsiz ve değersizdir.

“ÖNÜMÜZDE YENİDEN AYAĞA KALDIRILACAK 11 İLİMİZ VARDIR”

Türkiye, olağanüstü bir dönemden geçmektedir. Önümüzde, yeniden ayağa kaldırılacak 11 ilimiz vardır. Ve bu hedef, bir yıl içinde Allah’ın izniyle gerçekleştirilecektir. Zillet ittifakının bırakınız bir ev yapmasını, tek göz kulübe yapacak ne bir müktesebatı ne bir hazırlığı ne de bir vizyonu vardır. Altılı Masa, enkazın altından kalkamaz. Yaraları saramaz. Türkiye’yi kalkındıramaz, yıkımı kaldıramaz. Hatta tek bir adım dahi atamaz. Atmaya da takati yetmez, yetemez, buna siyasi fıtratları elvermez.”