ERKAN KARACA

İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı ve Ankara Milletvekili Şenol Sunat, Çorum’un Bayat ilçesinde pazar yerini ziyaret etti. Bir kadın, Sunat’a; “Dört çocuk okuttum, ablam. Senin partin değişik, diye işe almıyorlar, başta. Hakkım değil mi, parti seçme hakkım yok mu, benim? Benim çocuğum işe alınmıyor ‘sen şu partidesin’ diye. Neyin nesi bu? Yazık değil mi bize? İstemiyoruz biz böyle yönetim” dedi.

İYİ Parti Eğitim Politikaları Başkanı ve Ankara Milletvekili Şenol Sunat, Çorum’da, Bayat’ta kurulan semt pazarını ziyaret etti.

“KURBAN OLDUĞUM EN BÜYÜK AFETTEN KURTARSIN DA BİZİ”

Sunat’ın “Nasılsınız?” diye sorduğu bir pazarcı, iki elini yanlara açarak “İyi, diyelim” dedi. Sunat, “İyi olalım” yanıtını verdi. Esnaf burun üzerine “İnşallah, iyi olalım” diye karşılık verdi. Sunat’ın da “İyi olacağız” demesi üzerine esnaf bu kez, iki elini baş parmaklarıyla yukarıyı işaret ederek “Kurban olduğum, en büyük afetten kurtarsın da bizi..” dedi.

Daha sonra başka bir tezgaha geçen Sunat’a bir esnaf da “Toplum mahvoldu. Çok kötüyüz” diye yakındı.

“ÇÖZÜM BİZİZ”

Sunat, başka bir esnafla yaptığı konuşmada, “Yalnız değilsiniz, diye geziyoruz. Birilerine bir mesaj vermek için… Diyoruz ki, vatandaşın durumu iyi değil. Kendinize gelin, diyoruz. Başka işlerle uğraşmayın, diyoruz. Allah nasip etsin, çözüm biziz” dedi.

Bu arada esnafın Sunat’ın bazı sözlerini tekrarlayıp “İnşallah” diyerek onayladığı görüldü.

“HER ŞEY PAHALI, HER ŞEY”

Sunat ile bir esnaf ve vatandaş arasında şu diyalog yaşandı:

Vatandaş: Vallahi bıktık ya. Fakir fukara geçinemiyor. Bir şeye ulaşsak, ulaşamıyoruz. Neyin nesi bu ya? Ben televizyonda görmeyi istemiyorum yönetimi.

Pazarcı: Sayın milletvekili gübre fiyatları tavan yaptı tavan. 350 milyon torbası.

Sunat: Ondan sonra nasıl olacak bunların derdi?

Vatandaş: Her şey pahalı, her şey.

Pazarcı: Nasıl yapmalı. Nasıl edelim?

Vatandaş: Geçim sıkıntısı çekiyoruz.

Sunat: Kesinlikle, biz devamlı söylüyoruz. Çiftçinin bu girdilerinden ÖTV’yi, KDV’yi kaldırın, diyoruz.

Vatandaş: Dinleyen kim, ablam. Dinleyen kim, hani?

Sunat: Yine de bazen şey yapıyorlar canım. Birkaç ufak şeyi yapmaya çalışıyorlar. Allah nasip etsin, çözüm bizde.

Pazarcı: İnşallah.

Sunat: Bak bu ülkenin kaderi böyle fakir kalmak, yoksulun daha yoksul olduğu bir ülke olması değil, kardeşim. Kaynağı var bu ülkenin. Yolsuzluklar dursun, israf dursun, vatandaş düşünsün, bakın Türkiye güllük gülistanlık olur.

Vatandaş: Çalışıyoruz, çabalıyoruz, bir şey yok. Fakirlik, bize yakışıyor mu, çekmek zorunda mıyız böyle?

Sunat: Gençlerin umudu kalmadı ülkede.

Vatandaş: Dört çocuk okuttum, ablam. Senin partin değişik, diye işe almıyorlar başta. Hakkım değil mi, parti seçme hakkım yok mu, benim? Benim çocuğum işe alınmıyor ‘sen şu partidesin’ diye. Neyin nesi bu? Yazık değil mi bize? İstemiyoruz biz böyle yönetim.

Sunat: Gidecek, inşallah. Az kaldı, az kaldı. 2023, az kaldı. Keşke önce gelse.

Pazarcı: Keşke önce gelse.

Vatandaş: Keşke önce gelse yani.

Sunat: Merak etmeyin. Sizin derdiniz. Bizim derdimiz. Bizim Genel Başkan diyor ki, ‘Seçmene velinimet olduğunu hatırlatmak için geziyorum’ diyor. Niye? Ya ‘bilin’ diyor ya, bilin. Sizin oylarınızla geliyorlar, sizin cebinizden çalıyorlar, size de kırıntılarını veriyorlar. Allah razı olsun diyorsunuz. Bir de alkış yapıyorlar yani, mesele o.”

Bir başka esnaf ise Sunat’a, şunları söyledi:

“Seçim sisteminin değişmesini, Amerika’daki gibi milletvekillerini biz seçmek istiyoruz. Parti başkanlarını seçmesini istemiyoruz. Yeni Türkiye’mizin gelişmesi için, Türkiye gelişecekse bu şekilde olacak. Parti başkanı kendi kafasına göre aday seçmeyecek. Ben nasıl muhtarımı nasıl kendim seçiyorsam, belediye başkanımı da ben kendim seçmek istiyorum.”