Konak Belediyesi, Yaşar Üniversitesi, Ege Kadın Buluşması Platformu, Uçan Süpürge Vakfı ve Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği işbirliğiyle Konak'ta “Demokrasi, İnsan Hakları ve Kapsayıcılık” konulu söyleşi düzenlendi. Etkinliğe Dominik'te ezilenlerin mücalesinde sembol haline gelen Mirabal Kardeşler'den Minerva Mirabal’in kızı olan ve 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Haftası kapsamında Türkiye’ye gelen Minou Tavarez Mirabal de katıldı.

İzmir'de 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen "Demokrasi, İnsan Hakları ve Kapsayıcılık" konulu söyleşi İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda dün yapıldı. Konak Belediyesi, Yaşar Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Ege Kadın Buluşması Platformu, Uçan Süpürge Vakfı ve Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği ortak organizasyonu ile düzenlenen söyleşinin konukları Dominikli Mirabal Kardeşlerden Minerva Mirabal’in kızı Minou Tavarez Mirabal ile Siyasetçi Yazar Elfin Tataroğlu oldu.

Moderatörlüğünü Yaşar Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof.Dr. Huriye Toker’in yaptığı söyleşiye; Konak Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Anıl Feroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in eşi Neptün Soyer, Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği Temsilcisi Laila Gonzalez ile çok sayıda kadın sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile gençler yoğun katıldı.

BAYSAK: "HAKLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMİYORUZ"

Söyleşinin açış konuşmasını yapan Ege Kadın Buluşmaları Platformu Koordinatörü Şengül Baysak, hayatını demokrasiye, insan ve kadın haklarına, eşitliğe ve ayrımcılığa karşı mücadeleye adamış bu nedenle ülkesinde olduğu kadar uluslararası alanda da tanınmış politikacı, devrimci, insan hakları savunucusu Minou Mirabal ile siyasetçi yazar Elfin Tataroğlu’nu konuk etmekten büyük mutluluk ve onur duyduklarını söyledi. Baysak, “Haklarımızdan ve yaşamlarımızdan asla vazgeçmiyoruz, İran ve Afgan kız kardeşlerimizin mücadelesini de saygılarımızla selamlıyoruz” dedi.

FEROĞLU: "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YENİDEN YÜRÜRLÜĞE GİRECEK"

Konak Belediye Başkanı Mimar Abdül Batur’u temsilen programa katılan Konak Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Anıl Feroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin, kadınlarla birlikte kurulduğuna dikkat çekerek sonrasında da birçok Avrupa ülkesinden çok önce Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın tanındığını anımsattı. Tartışmalara neden olan İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesine de değinen Feroğlu, “2011 yılında 45 ülke ile Avrupa Birliği tarafından imzalanan ve 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi feshedildi. Kadın cinayetlerinde, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde İstanbul Sözleşmesi’nin hukuki bağlayıcılığına çok inanıyoruz. Umuyoruz ki yakın zamanda önümüzdeki güzel günlerde İstanbul Sözleşmesi’ni bu güzel ülkemizde yeniden yürürlüğe alacağız” diye konuştu.

MİRABAL: "ASLA VAR OLANLA YETİNMEYECEĞİZ"

1960 yılında Dominik’te ülkeyi yöneten diktatöre karşı mücadele eden Mirabal kız kardeşlerin öldürüldükleri gün olan 25 Kasım gününü, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti. Ülkeyi yöneten diktatöre karşı verdikleri mücadele uğruna hayatlarını veren Mirabal kız kardeşlerden Minerva Mirabal’ın kızı olan ve kendisi de bir devrimci, siyasetçi, insan hakları savunucusu ve akademisyen olan Minou Mirabal de "Demokrasi, İnsan Hakları ve Kapsayıcılık” söyleşinde onur konuğu olarak yer aldı.

Söyleşi öncesinde gösterilen ve Mirabal Kız kardeşlerin mücadelesini konu alan belgesel gösteriminin ardından konuşmasına duygu dolu sözlerle başlayan Mirabal şöyle konuştu:

“Benim için burada sizlerle birlikte bulunmak büyük bir onur. Gerçekten hepinize en içten dileklerimi sunmak istiyorum. Benim ülkemin tarihini öğrenmek için geldiniz. Ailemin mücadelesini benden dinlemek için geldiniz. Bu benim için gerçekten büyük bir onur. Gerçekten çok duygulandım, çok duygusalım şu anda. Çok uygun bir başlık seçmişsiniz çünkü bizler hem demokrasiden bahsediyoruz hem insan haklarından bahsediyoruz. Bu ikisinin var olması için birbirine bağlı olması gerekiyor. İnsan hakları, demokrasi var olduğu sürece vardır. Erkekler ve tüm bireylerin demokrasiye dahil olduğu sürece vardır. Ben öyle bir aileden geliyorum ki bu ailenin pek çok üyesi demokrasi eksikliğinden hayatını kaybetti."

İnsan hakları, demokrasi ve kadın mücadelesi üzerine konuşan Mirabal, sözlerini “Biz asla var olanla yetinmeyeceğiz önümüzde yapacağımız çok iş var” diyerek bitirdi.

TATAROĞLU: "EN BÜYÜK ŞANSIMIZ DEVRİMCİ ATATÜRK"

Özgürlük savunucusu Minou Mirabal ile bu etkinlikte birlikte olmanın kendisine onur verdiğini ifade ederek sözlerine başlayan siyasetçi ve yazar Elfin Tataroğlu, Mirabal’ın anlattıklarından yola çıkarak insan haklarının ne kadar temel bir ihtiyaç olduğunu ve Mirabal ailesinin bunun için bedel ödemiş bir aile olduğunu söyledi. Mirabal’ın konuşmasının kendisini çok duygulandırdığını belirten Tataroğlu, Mirabal Kızkardeşlerin hikayesi ile aydınlandıklarını ve yollarına ışık tuttuğunu da söyledi.

Eski medeniyetlerde kadının karanlık tarafının ön plana çıkarıldığını ancak Anadolu coğrafyasında bunun bir avantaj olduğununu söyleyen Tataroğlu şunları kaydetti:

“Türk Mitolojisinde kadın Ulu Ana, Umay Ana, Toprak Ana, Bereket Ana yani çoğaltan, yaşatan, yaşamı merkezine alan bir anlama sahip kadın. Sonra imparatorluk döneminde kadınlar haklarını kaybedecek düzeye gelmişler. Bizim bir şansımız, bizim coğrafyamıza büyük bir devrimci gelmiş olması. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında gerçekleştirdiği aydınlanma devrimi ile kadınlarımıza tüm haklarını verdi.”