TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM’de düzenlenen “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Kabulünün 75. Yıl Dönümünde Gazze’de Kadın ve Çocuk Olmak” Programı’nda konuştu. Numan Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Filistin halkına verdiğimiz desteği bütün dünyaya göstermek için bir araya geldik. Artık iki ayı aşmış, bütün dünyanın gözü önünde, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde dile getirilen bütün o güzel sözleri yırtıp, çöp tenekesine atan İsrail’in insanlık dışı bu vahşeti, artık etnik temizliğin çok ötesine geçmiş bu soykırımı karşısında hepimiz bir sınavdan geçiyoruz. Sözlerin kifayetsiz olduğunu, sözlerin acıları belki tamamıyla yansıtamadığını düşünüyoruz. Her cümle konuştukça kalbimize hançer gibi saplanıyor. Ancak nihayetinde bütün bu çabalarımız, haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu bildiğimiz için. Bu insanlık suçlarına karşı asla susmamayı tercih ettiğimiz için ve Türkiye olarak safımızı belli etmek için bu toplantıları düzenliyoruz.

Artık bir mesele bir din ya da ırk meselesi olmanın çok ötesine geçmiştir. İnsanları açtıkları çukurun içine toplamışlar resimlerini, görüntülerini kaydetmişler… Böyle bir ortamda her halükârda insanlık cephesinde yer aldığımızı göstermek için TBMM’de, Filistinli kardeşlerimize destek vermek için buradayız. Bu bir safını belli etme meselesidir. İnsanlık cephesini tahkim etme eylemidir. Sözlerimizle, duruşumuzla, Filistin halkına verdiğimiz destekle İsrail’in yaptığı zulmü lanetleyerek, Filistin meselesinin başkenti Doğu Kudüs olan, toprak bütünlüğüne sahip, egemen bir Filistin devleti kurulana kadar bu meselenin takipçisi olacağımızı bir kere daha ilan ediyoruz.

Bir aylık bebeğini kaybetmiş, kefene saramadan toprağa vermek için acele eden annenin kahrı bütün dünyayı yıkar. O çocukların kendi yaşıtları, bebekleri ile evcilik oynarken; kefen yaparak sardıkları oyuncak bebekleri ile şehitçilik oyunu oynamaları bütün insanlığa yeter. İnsanlık tarihinin çok yaşadığı katliamlar oldu. Son soykırım, insanlık tarihinin en acı, en haksız, en acımasız soykırımıdır.

Dünyanın birçok ülkesinde artık hükümetler de artık yavaş yavaş uyanmaya başlıyor. Ama maalesef BMGK’de sadece ABD’nin vetosu ile bir acil ateşkes ilan edilmesi önleniyor. Ateşkes ilanını önleyen ülkelerin tamamı bundan sonra akan kanda en az Netanyahu ve ekibi kadar sorumludur.

BMGK bir araya geliyor, 150 ülke bir tarafta, 10 tane ülke başka bir tarafta. Dünya beşten büyüktür diyorduk. Dünya, İsrail yardakçısı 10 ülkeden de büyüktür. Ve dünya bunun hesabını bir gün sormasını bilecektir. Mazlumun ahı, arşı alayı titretir…

Bu insanlık dışı vahşet görüntüleri, gelmekte olan yeni insani ve barışa dayalı dünya sisteminin habercisidir. İsrail ve yönetimi, Netanyahu ve çetesi zannediyorsa, ‘Bütün bebekleri öldürürüz ve Filistin davasını bitiririz’, boşuna hayal kuruyorlar. Onları Firavun’u hatırlatmayı, vazife telakki ederim. Şüphem yok, her öldürülmüş Filistinli çocuğun cesedini gördüğümde, gelmekte olan Musa’nın haberini duyar gibi oluyorum.

Bu zulümleri yapanlar, bu soykırım boyutlarına varmış katliama imza atanlar bu katliama destek olanlar, birtakım mazeretler uydurmaya çalışanlar, hepsi tarih önünde sorumludur.  Bu katliamı yapanlar, başta Netanyahu ve ekibi olmak üzere; Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde yargılanacak ve gerekli en ağır cezayı alacaklardır. Bunu sadece temenni olarak söylemiyorum, insanlığın başka çaresi kalmamıştır.”