Dilan ve Engin polatla başlayan fenomen avı devam ediyor. Peki sosyal medya fenomenleri üzerinden kara para nasıl aklanıyor?
Kara parasını aklamak isteyen suç örgütleri önce az tanınmış veya takipçi sayısı az olan kişilere ulaşıyor. Ardından para ile bu kişilerin reklamları yapılarak gündeme getiriliyor, parlatılıyor. Söz konusu kişi ünlü yapıldıktan sonra ise çok para kazanıyormuş algısı oluşturuluyor. Bu kişilere ve yakın akrabalarına şirketler kurduruluyor. Hiçbir üretim yapmayan, fason veya tabela olarak nitelendirilen bu şirketlerin de reklamları yapılarak, çok para kazanılıyor algısı oluşturuluyor. Daha sonra ise bu şirketler üzerinden naylon faturalar kesiliyor. Yurtdışında yasadışı (uyuşturucu-bahis-insan kaçakçılığı gibi) alanlardan para kazanan suç örgütleri, bu paraları fenomenler üzerinden kurdurdukları şirketlere aktarıyor. Kara parayı bu şirketler üzerinden sisteme dahil ederek yasal hale getiriyor. Tekrar yurtdışına kayıt altında çıkarılıyor.

Suç örgütleri kara paralarını aklamak için kullandıkları fenomenlere ise komisyon olarak paranın yüzde 20’si ödeniyor. Örneğin 100 milyon lira kara parasını aklamak isteyen suç örgütü, fenomene 20 milyon lira ödüyor.

Peki neden güzellik merkezleri seçiliyor? 
Güzellik merkezleriyle ilgili bir kayıt tutulmuyor. Örneğin aylık 5 milyon lira işlem hacmine sahip bir güzellik merkezi, nakit ödeme aldığında fiş-fatura kesmediği için kara parası olan bir çete veya suç örgütü merkezin sahibine 5 milyon lira veriyor. Bu para müşteri havuzunda bilgileri olanlar üzerinde faturalandırılarak yasal hale getiriliyor. Kayıt dışı olan 5 milyon lira kayıt altına alınırken, güzellik merkezi bu paradan komisyon alıyor.