GENÇAĞA KARAFAZLI

Ordu’nun Fatsa ilçesinde bir araya gelen Fatsa Doğa ve Çevre Derneği bugün düzenlediği basın açıklaması ile Muğla Milas'a bağlı İkizköy'de kömür sahasını genişletmek için ağaçların kesilmesine tepki göstererek bölge halkının yanında olduklarını belirtti. 

Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki YK Enerji’nin kömür maden sahasını genişletmek için ağaç kesimine karşı bölge halkının mücadelesi sürüyor. Ordu’nun Fatsa ilçesi Cumhuriyet meydanında bugün bir araya gelen Fatsa Doğa ve Çevre Derneği, basın açıklaması ile İkizköy'de direnen vatandaşlara destek oldu.

"ŞİMDİ DE DEVLET ELİYLE ORMANLARIMIZ YOK EDİLİYOR"

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkanı Zeki Odabaş, "Bugün burada toplanmamızın amacı bizim de geçmişte maruz kaldığımız Orman katliamlarına dur demek amacı taşımaktadır. Bugün basında medyada devamlı izliyorsunuz ormanlarımızı cayır cayır yanıyor yetmiyormuş gibi devlet eliyle de Muğla’da ormanlarımızın yok olmasına asla göz yummamamız gerekmektedir. Bugün burada basın açıklamasıyla mücadele edenlere destek vermek amacı ve inancı içerisindeyiz" dedi.

"TEK SEFERLİK BİR ZENGİNLEŞME İÇİN FEDA EDİLİYOR"

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Hukuk Komisyonu Başkanı Nur Hilal Gündüz ise şunları söyledi:

"Dün sabah saatlerinden itibaren Muğla Milas Akbelen’de yaşanan gelişmeler karşısında, benzer bir kader yaşadığımız, topraklarına, ormanına ve suyuna sahip çıkan Muğla Milas İkizköylü köylülerle kader birliği içinde sessiz kalmıyoruz. 2 yıldır Muğla köylüleri ormanları için, zeytinlikleri için ve tüm bunların kaynağı suları için nöbet tutuyorlar. Bu bereketli topraklarda milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan, yağmur sularını süzerek yeraltı sularını besleyen, temiz içme suyu sağlayan, aynı zamanda çam balı üretimi için arılara ve kovanlara ev sahipliği yapan ormanlar, tek seferlik bir zenginleşme için feda edilmek istenmektedir. Bu bilinçle yaklaşık iki senedir ormanların ekosistem üzerindeki etkisinin bozulmaması için Akbelen ormanlarını korumak ve ranta kurban edilmesini engellemek için başta İkiz köylüler olmak üzere ülkemizdeki bütün yaşam hakkı savunucuları, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve siyasi partiler nöbet tutmuşlardır. Ne yazık ki dün nöbet tutan arkadaşlarımıza biber gazı ile saldırılar düzenlenmiş ve gözaltında saatlerce haksız ve hukuksuz olarak bekletilmişler, kendilerine gözdağı verilmiştir.

"YAŞAM HAKKINI SAVUNMAK SUÇ DEĞİLDİR"

Yaşam hakkını savunmak, ranta karşı çıkmak ve ormanları korumak için nöbet tutmak anayasal bir haktır. Dün biber gazı sıkılan arkadaşlarımız, dünya mirası olan ormanlarımıza sahip çıkarak, onurlu bir mücadele yürütmüşlerdir. Onurlu mücadele yürüten arkadaşlarımıza şiddet uygulamak ve gözaltı kararı dahi olmadan gözaltına almak kabul edilemez bir durumdur. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir. Akbelen ormanını savunan İkiz köylülerin ve Doğu Akdeniz Çevre derneklerinin avukatı olan İsmail Hakkı Atal ve İkizköylü yaşam hakkı savunucularına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Yaşam hakkını savunmak suç değildir.

"BİR ŞİRKETİN KİRLİ ZENGİNLİĞİ İÇİN YOK EDİLİYOR"

Dünya'da uygulanan vahşi kapitalizm, plansız sanayileşme ve kalkınma programları insanlara dayatılan aşırı tüketme alışkanlıkları bütün varlıkları tüketme noktasına getirmiştir. Bu uygulamaların sonucunda bugün dünya büyük felaketlerin yaşandığı küresel iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehdit artık krize dönüşmüştür. İklim krizinin sonucunda artık dünyanın her yerinde aşırı yağışlar ve buzulların erimesinden dolayı seller kuraklıklar orman yangınları, türlerin yok oluşu ve gıda krizleri yaşanmaktadır. Bugün dünyamız iklim krizinin getirdiği sıcak hava dalgalarının olumsuz etkileriyle boğuşurken, bu sıcak hava dalgalarına karşı tek savunmamız olan ormanlarımız teker teker kesilmeye çalışılmakta ve bu ormanlar bir termik santral için heba edilmeye çalışılmaktadır. Sadece ülkemiz için değil komşu ülkeler içinde en büyük tehditlerden orman yangınlarına karşı mücadele edilen bu günlerde, Akbelen Ormanı’nın göz göre göre bir şirketin kirli zenginliği için kesilmeye çalışılmasının akılla izah edilebilir bir yanı bulunmamaktadır."